"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Sana hiç yazmadım ve şimdi çok zorlanıyorum. Bu dördüncü başlangıcım. İlkin sadece üç cümle yazabildim sana, sonrasında seni övdüğüm satırlar oldu, yırtıp attım o kağıdı da... Sen benim 13 yaşımın erkek kavramının en yücesi idin. Boyun o kadar uzundu ki, "baban kaç yaşında" dediklerinde, "90" dediğimi hiç unutmadım. Benimle
¶¶Nasıl olur da insanlar bu kadar yüzeysel ve sığ yaşar;hissetmekten, gerçek duygulardan uzak. Benim gördüğümü onlar neden göremiyor? ¶¶(Arka kapaktan)
Elif Doruk
Bir şiir kitabına inceleme yazmak hayli zor ve meşakkatli bir iştir. Böyle düşünürken bir şairin kaleminden kağıda düşen mısralara hayran olmamak elde değil.
Belirttiğim üzere erkenden
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Icetree hanımın tavsiyesiyle okumaya başladım bu kitabı. Nazan Bekiroğlu hiç bir dönemimde ilgi duymadığım bir yazardı. Burada yapılan etkinlikte bile, inceleme ve alıntılara baktıktan sonra bana göre olmadığını düşünmüştüm işin doğrusu. Hatta o kadar alakasız birisiydim ki, çeşitli hile ve desiselerle
Az önce karşıma çıktı bu metin fazlasıyla ilginç geldi bana hoşuma gitti sizinle paylaşmak istedim.Benim en çok Beethoven'inki hoşuma gitti. Okuyunuz bana katılacaksınız, keyifli okumalar. :))
Vur, korkak herif, sonuçta sadece bir adam öldüreceksin. - Ernesto Che Guevara
Asıl ölüm, ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler
"Yaşlıların hepsi yaşama çocuklardan daha çok bağlıdırlar; gençlerden daha güç ölürler. Çünkü ömürleri boyunca bu dünya için çalışmışlar ve sonunda, boşuna emek verdiklerini görür olmuşlardır."
Bazen elime bir kağıt alır
Öylesine yazar öylesine silerim..
Bunu kalem anlıyor da
kalp anlamıyor işte..
Kalbim anlamıyor...
Yazıyor...yazıyor...yazıyor...
Silmek de ne bilmiyor sanki!
Olsun varsın elbet geçer diyorum
Geçmiyor..
Sonra kalemi de kağıdı da, kalbimi de bırakıyorum bir kenara
öylece dalıyorum uzaklara ...
Uzun uzun nereye dalarım hiç bilmem
Ama hep daldığım yerde olsa diye hayallerim ...
"Daldığım yerde olsa diye"
Altında da imza olarak bir kalp. Gülümseyerek kağıdı dudaklarıma götürdüm. Aşk böyle de aptallaştırırdı işte insanı. Boktan bir kağıt parçasını öpmek işten değildi yani.
Altında da imza olarak bir kalp. Gülümseyerek kağıdı dudaklarıma götürdüm. Aşk böyle de aptallaştırırdı işte insanı. Boktan bir kağıt parçasını öpmek işten değildi yani.
Tamam o zaman, zengin olmaya gerçekten kendinizi adamış iseniz ve spesifik, elle tutulur bir hedef belirlediğinizi varsayalım. Başka nelere ihtiyacımız var? Diğer herhangi bir hedef gibi üzerinde durmamız gereken başka noktalar da mevcut. Eğer bu noktaların üzerinde durup, bu tutumunuzda kararlı olur, her gün bu noktalara yönelik eylemler
Saçma sapan günlerin birinde, benim de dükkânda olduğum bir öğleden sonra içeri otuz yaşlarına yakın bir adam girdi. Elinde tuttuğu buruşuk kağıdı uzatıp dövme yaptırmak istediğini söyledi. Özdemir önce kağıda, sonra adamın suratına, sonra tekrar kağıda ve sonra da bana baktı. Merak edip elimi uzattım. Kağıdı alıp baktım. Bir boka benzetemedim.
Zamana kavramlar üzerinden çentik atmayı deniyorum elimden geldiğince. Dün ne konuşuyorduk bugün ne konuşuyoruz? Bir yıl önce benim için en hayati mesele neydi şimdi ne?
Tuhaf iletişim çağında, “gündem”, insanı şaşırtacak, yoracak, bıktıracak, endişelerden endişe, korkulardan korku beğendirecek bir tempoda ilerliyor. Hz. Mevlana bir şey