Orhan Pamuk'tan "Kara Kitap"ı okuyanlarınız varsa orada Galip'in, kaybolan karısı Rüya ve yine bir anda kayıplara karışan Rüya'nın kardeşi Celal'i bulmak için Celal'in evine gizlice girip onun daha önceden yazmış olduğu köşe yazıları ile onların yerlerini tesbit etmek niyetiyle şifreleri, ipuçlarını çözmeye çalıştığını hatırlarsınız. İşte Kara Kitap'tan tam o bölümü okuduğum sırada geldi "Altın Böcek" kitabının da içinde bulunduğu kitap siparişim. Gelen kitaplara şöyle bi gözattıktan sonra "Kara Kitap"ı okumaya devam ediyordum ki Orhan Pamuk bi ara Galip'in bu ipucu arayışını "Altın Böcek"teki kurguya benzetmiş. Dedim ki 'bu ne güzel bir rastlantı'
.
.
Hemen "Altın Böcek" kitabını aldım elime ve bir solukta okuyuverdim. Ama o nasıl güzel bir kurgu, nasıl etkileyici bir zeka ürünü. Nefis. Zaten kitap 48 sayfa ve sizde uyandırdığı o merak duygunuzla birlikte sanki 10 sayfalık bir öykü okuyormuşsunuz gibi hemen okunup bitiveriyor. Bir hazine avı aslında kitabımızın konusu ama semboller, çıkarımlar, bağlantılar öyle ince ince yedirilmiş ki öyküye, sadece hazinenin peşinden gitmiyorsunuz Poe'nun zekasına da hayran kalıyorsunuz. Kitap bittiğinde ise damakta tat bırakan bir lezzet duyumsatıyor okura. Her yaşın ve her okurun severek okuyabileceği güzel bir öykü