Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir faciaya dönüşen Balkan Savaşı'ndan sonra orduda bir tensikat başladı. Subaylar gençleştirildi. Bu konuda isabet kadar, kayırma ve garez de yaşandı. Rütbeleri düşürülen generallerden (paşa, mirliva vs.) sonra tekrar bu rütbelere çıkarılan vardır. İşkodra'nın müdafii şehit Rıza Paşa gibi. Birinci Dünya Savaşı'nın bütün kuvvetli
Sayfa 66 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Trablusgarp'ın tehlikede olduğuna dikkat çekenleri "ortada fol yok, yumurta yok" diye tersleyen bu paşa, bir Rus madaması ile evliydi. Kâzım Karabekir, Birinci Cihan Harbi'ne Neden Girdik isimli eserinde bu kadının, Rus Sefareti'nden Bab-ı Ali'ye telefon ederek bazı önemli evrakın yalıya gönderilmesini istediğini yazmaktadır! Yine Kâzım Karabekir Paşa'nın verdiği bilgilere göre; o yıllarda Londra Büyükelçimizin eşi İsveçli, Berlin Büyükelçimizin eşi Mısırlıdır! Paris Sefareti Başkâtibi Mehmet Ali Bey'in eşi, bir tek Türkçe kelime bilmemekle övünen bir Amerikalıdır! Hamburg Konsolosumuzun kâtibi Yunan casusu bir Rum'dur! Viyana Sefareti'nde, Avusturya Erkan-ı Harbiyesi'nin casusları fink atmaktadır! Böyle bir kadronun millî meselelerde hassas olmasına imkân var mıdır Olamamışlardır.
Sayfa 140 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İzmir Suikastı
O'nu İkinci TBMM'de yine "Gümüşhâne Meb'usu" olarak görmekteyiz. Bu mecliste hilâfetin ilgasına tek başına karşı koymuş olan Zeki Bey bilâhare Kâzım Karabekir Paşa ve arkadaşlarının kurduğu "Terakkiperver Firka"ya girmiş, bu fırka (parti) mensublarıyla birlikte "İzmir Sûikasdi" dolayısıyla tevkif ve muhâkeme edilen siyâsî şahsiyetlerden biri olmuştur.
'Mustafa Kemal Atatürk ile Karabekir Paşa arasında siyasi görüş ayrılıkları elbette ki söz konusuydu. Ama şunu unutmayalım idealist ve idealleri için can vermeye hazır insanların arasında fikir ayrılıkları her zaman olur. Bizlere düşen tarih çizgisinin bu büyük adamlarını ihtiramla anmaktır.'
Sayfa 116Kitabı okudu
Memleketimizde çok acı hatıralarla seyahat etmiştik. Edirne'de vazifemizi görmüş ve esir düştüğümüz zaman kılınçlarımızı kırmıştık. Şimdi trenimiz bizi Edirne'ye kılınçsız indirdi. Mevki-i müstahkem kumandanlığında çaya bizi kılınçsız olarak davet etmişlerdi. Ben kendi hesabıma evvela bir kılınç aldırdım ve onu takarak gittim. Ve orada kolordu kumandanı Hurşid Paşa'ya da bu yolsuzluğu şikayet ettim. Dedi ki: -Ordunun bu kadar zâbite kılınç hediye edecek parası yok! Dedim: -Parası her zabitten alınabilirdi. Çok ümit ettik ki, Mustafa paşa hududunda bize kılınç taktırırsınız. Halbuki vazife gördüğümüz kaleye zâbitan heyetini kılınçsız sokmakla askerî tarihimize acı bir levha konmuş oldu. Ne gariptir ki, Çorlu istasyonunda, başkumandan İzzet Paşa Çorlu'da olduğu halde görünmedi. Ve Edirne müdâfii Şükrü Paşa ve kale erkan ve ümerâsı ve heyet-i zâbitanı layık olduğu karşılamaya hiçbir yerde mazhar olamadı.
Sayfa 55 - TruvaKitabı okudu
Câfer Tayyar Paşa'nın yalısı satılmış, onu Müslüman zenginlerden Yahla Kığılı almıştı. Bina yıkılırken, döşeme tahtalarının altından bu evrak ortaya çıkmıştı. Demek ki; Kâzım Karabekir menkûbiyet zamanlarında, evinde vâki aramalardan korktuğu için hâtıralarının bir nüshasını da yakın dostu Câfer Tayyar Paşa'ya tevdi etmiş, O da bunları evinin döşeme tahtalarını sökerek altına saklamıştı. 1930'lar Türkiyesi'ndeki devlet terörünün şiddetini anlamak için şu bir tek misal bile kâfidir!..
Sayfa 321 - Sebil YayıneviKitabı okudu
Reklam
Farzımuhal, “Atatürk değil de Kâzım Karabekir Paşa devlet başkanı olsaydı”, deniliyor. Kâzım Karabekir bildiğiniz gibi yetenekli ve bilgili bir kurmay ve cesur bir kumandandı ve İsmet Paşa gibi çok dürüst ve inanmış birisiydi. Her iki paşa da yaşam biçimi olarak muhafazakârdır. İsmet Paşa'nın da, Kâzım Paşa'nın da evlerinde bohem bir hayat tarzı yoktur. Kâzım Karabekir tutucu bir adamdı. Mesela İzmir iktisat Kongresi'nde Latin harflerini reddetmiş ve “Kesinlikle olmaz, Azeriler saçmaladı” demiştir. İsmet Paşa'nın da harf devrimine sıcak baktığı söylenemezdi.[77] Keza, Rauf Orbay çok daha muhafazakârdır. Birbirlerine benzerler, onlara benzemeyen kişi bizatihi Gazi Mustafa Kemal (Atatürk) Paşa'dır.
İstanbul Kazım Karabekir Paşa'yı göklere kaldırarak taşıyor. Atatürk şehre küskün zaten. Karadeniz gezisinden döndüğünde gece, karanlıkta geçiyor Marmara'ya. Şehri görmeye tahammülü yok. Burası Ankara'ya muhalif.
272 syf.
·
Puan vermedi
 DAĞA ÇIKAN KURT     Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
Dağa Çıkan Kurt
Dağa Çıkan KurtHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2021414 okunma
İSTİKLAL HARBİ'nin Eşsiz Komutanı #Kâzım #Karabekir #Paşa'yı, Ebediyete intikalinin 73.Yıldönümünde ; Rahmet ve Sayğıyla yad ediyoruz.. Ruhu ŞAD mekanı CENNET olsun... Amin..
Reklam
Tanıştılar :)
Genç, dik, adeleli vücudu her hareketinde dinamik, enerjik hüviyetini ifadelendiriyor ve manalandırıyordu. O zamanki ifadesi ile Liva elbisesi giyinmiş ve fahri yaver-i Şehriyarl olduğun­dan bir de yaldızlı, pırıl pırıl yanan kordon ve altın bir imtiyaz madalyası ile göğsünü süslemişti. İlk önce Kazım Karabekir Paşa ile kucaklaştı ve öpüştü. Sevgi, saygı ve samimiyet duyusu böyle bir milli felaket devresi içinde askeri resm-i tazimi ve selamı hemen her iki tarafada unut­turmuş gibiydi. Kazım Karabekir ilk müsafahayı takiben beni kendisine takdim etti : - Mazhar Müfit Bey. Mustafa Kemal Paşa, sanki birden ruhumu kavrayan, dü­şündüklerimi, söylemek istediklerimi benden önce derleyen ve bilen bir kuvvet ve iktidarla beni tamamiyle tesirine bağlayarak : - Sizi burada çok beklettim Beyefendi: Diyerek elimi kuvvetle sıktı ve devam etti: - Yollar muntazam değil, kolay gelinmiyor. Bununla bera­ber Erzurum'da kalışınız iyi oldu. İstanbul'a gitmiş olsaydınız sizi tevkif edeceklerdi. Anadolu'da hep beraber çalışacağız. Değerli ve münevver arkadaşlara ihtiyacımız ve görülecek çok işimiz var. Vatan hepimizden ayrı ayrı hizmet bekliyor. Paşa sözünü bitirir bitirmez: - Paşam, çalışmak için hazırım Dedim.
Sayfa 26 - Türk Tarih Kurumu
5 Kasım akşamı İsmet Paşa heyeti tren ile hareket ettiler. 17 Kasım'da Vahdettin bir İngiliz zırhlısıyla kaçtı. 18 Kasım'da Millet Meclisi'nde Vahdettin'in halline ve halife olarak Mecit Efendi'nin ilânına mevcut 162 reyden 148 reyle karar verildi.
Anadolu İhtilali (1. Cilt) Sabahattin Selek Mondros mütarekesinden Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuna kadar ulusal savaşımızın belgeseli Birinci Cihan Harbinde 2 milyon kurban verdik. Cephelerde yaşanan yenilgi ordu kusurundan kaynaklanmıyor, cephelerde yaşanan perişanlık, sivil ve askeri idareye ait aksaklıklar ve memleketin bu çapta bir harp
Azledilip İstifasını vermiş, derdest edilme emri verilmiş eski kumandan, dava arkadaşı Rauf Orbay ile Erzurum'da... O dönemin tek düzenli Türk ordusunun; 15. Kolordunun kumandanı Kazım Karabekir paşa, kendisine verilen tutuklama emri üzerine askeri mahiyeti ile endişe içinde bekleyen Mustafa Kemal ve dava Arkadaşı Rauf Orbay'ın bulunduğu eve gelir. Gergin bekleyiş, Karabekir Paşa'nın subayları ile beraber odaya girişiyle zirveye ulaşır. Tarihimizin pek çok dönüm noktası vardır, ancak hiçbiri bu an kadar tüylerimi diken diken etmez.. Kazım Karabekir Paşa selam durur ve ağzından şu altın sözler dökülür; "Emrinizdeyim Paşam! Ben, subaylarım, erlerim, kolordum, hepimiz emrinizdeyiz!"
Kazım Karabekir paşa, Mustafa Kemal’i hazır ol vaziyeti alarak, resmî şekilde selamladı. Sonra, “size maiyetimizdeki subay ve erlerin saygılarını iletmeye geldim” dedi. “ geçmişte olduğu gibi, şimdi de saygıdeğer komutanımızsınız. Size makam arabanızı ve süvari muhafız kıtanızı getirdim, hepimiz emrinizdeyiz paşam.”
Sayfa 236Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.