Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Reklam
GENÇLİK; 12 EYLÜL ÖNCESİNİN MAZLUMU, 12 EYLÜL SONRASININ İSE MAĞDURUDUR. Röportaj : Melih Perçin - Hasan Ekmen, 28 Ağustos 2001 Röportajcılar: Sayın Genel Başkanım,Türk siyasetinde derin izler bırakan bir gençlik hareketinin liderliğini yaptınız ve uzun mücadele hayatınızda önemli ve tarihi günlerin bizzat şahidi oldunuz. Dünden bugüne kısa
Takım elbiseli adam gerçekten önemli biri olmalıydı. Zira kahveler içildikten sonra o ve üç zorba elini kolunu sallayarak cıktı polis merkezinden. İlias ise işlemleri tamamlanincaya kadar gözaltına alındı. Tam tersi olması gerekirken suç övülmüş, iyilik cezalandırılmıştı.
Alıntı
"Ama bir durumu kabul etmek, onu değiştirmekten çok daha kolaydı. "
Sayfa 72 - PegasusKitabı okudu
Afrika'nın sanayi devrimine karşı Batı
Afrika ülkelerinde siyasal iktidar, büyük ölçüde üretim araçlarına sahip olanların değil, yıkım araçlarına sahip olanların elindedir. Sonra da gelsin artık askeri darbeler... (Alıntı yapanın notu: 1957 2001 yılları arasında Afrika'da 257 darbe girişimi ve darbe yaşanmıştır. Bu tüm kıtadaki ülkelerin 50 yılda en az 5 darbe yaşadığını gösterir.)
Sayfa 167 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Almanya’ya Türk Dersleri Önemli Bir Medya Olayı Olarak Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923 Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
Pazar gecesi "'Grey's Anatomy'' yi izledim. Bölüm, hastanenin acil servisine ciddi bir yaralanma ile gelen ama acı hissi olmayan küçük bir kız çocuğu ile ilgiliydi. Kolundaki dikişler alınırken hiç acı çekmediğini söyleyen, hatta bir süper kahraman olduğunu iddia eden küçük kız bunu kanıtlamak için dişleriyle kolundaki dikişleri söküp atmaya
Sayfa 94 - 95 Kağıt Kesikleri / Duvarı nem, insanı gam...
Müslümanlara, Kur'an-ı Kerim'i öğretmek için camilerde veya evlerde ders veren ve ders okuyanlara, tazyiklerin, takiplerin, davaların ve tevkiflerin arttığı, ezanın kanun zoruyla Türkçe okutulduğu ve namazda okunan Kur'an âyetleri yerine Türkçesinin okutulması için hazırlıkların yapıldığı zamanlar, hakikaten çok sıkıntılı, üzüntülü, buhranlı günlerdi. Bu günlerde, amcam ve babamla konuşup dertleşirlerken, dedemin şöyle dediğini hatırlıyorum: Yahu camilerimiz ellerimizden alındı. Allah'ın ism-i celâlini anmak, huzur-i izzetinde secdeye varmak için yapılan ibadethanelerimiz ot deposu, asker kışlası oldu. Bütün bu tahribatın karşısında hâlâ, sanki bir şey olmamış gibi, bu yapılanları mubah gören, bu aziz milletin ruhuna bu darbeleri indirenlere hüsn-i zan eden, bu işleri mazur görenler var. Bakara suresindeki âyet-i kerimelerde, gayet açık olarak beyan olunuyor ki: : “Mâbedleri yıkan, buralarda Allah'ın anılmasına mâni olan kimselerden daha zâlim kim olur?” Evet, eğer bunlar da zâlim olmayacaksa, zâlim kim olur? Âyet-i kerimeler güneş gibi açık iken, hâlâ bu işleri ve yapanları mâzur göstermek isteyenlere şaşmamak mümkün değildir... Demek ki onlara, Allah'ın bildirmesi de, şehadeti de kâfi gelmiyor. Zalim, bunlar değilse kimlerdir? Sonra bakınız, bu: takipler, tevkifler, kimlere karşı icra olunuyor? Meyhaneciler serbest, kumarhaneciler serbest, kerhâneciler serbest, bütün kötüler, günahkârlar serbest, bütün günah yerleri açık... Tevkif edilenler, ehl-i iman, Allah dostları... Memleketin imanını, vicdanını, ahlâkını, tarihini korumak ve devam ettirmek isteyenler takip, tazyik ve darbeler altında...
TANRILARA ARACILIK YAPANLAR: HATTİ BÜYÜK KRALLARI Şuppiluliuma'nın ölümünden sonra Hitit tarihindeki gelişmelere göz atmadan önce bir süreliğine Hatti Büyük Krallarına odaklanalım. Bu krallar Hitit dünyasındaki ve hatta Geç Tunç Çağı' nın son yarısı boyunca Yakındoğu'nun tamamındaki en kuvvetli kişileriydi. Kralların halkının ve
Reklam
Büyük Aile Kral seferleri veya hac için seyahat etmediği zamanlarda son dere­ce iyi tahkim edilmiş ve yalıtılmış olan görkemli sarayında yaşardı. Bugün Büyükkale olarak bilinen bu saray Hattuşa'nın akropolisinde yer alırdı. Ancak tuğlalar ve harç, kutsal güçlerin korumasıyla bir­likte bile, içteki darbeler ve komplolardan ve dıştaki
Alıntı
GÖLGEM Bıktım, usandım sürüklemekten onu, Senelerdir ayaklarımın ucunda. Bu dünyada biraz da yașayalım, O tek bașına, Ben tek bașıma. . DAVET
Yapı Kredi Yayınları
... mezar taşına şöyle yazılması uygun düşer (yazı kabartma olmasın: uzaktan dikkati çeker): şarkısı yarıda kaldı, aklı da karıda kaldı. Sebep olanların gözü kör olsun. Sebep olanların gözü kör oldu. Dünyayı bir karanlık kapladı. Fırıncılar kimseye ekmek vermedi. Şeker karaborsaya düştü. Matbaalar, ekmek karnesi basmaya başladı gizlice. Selim,
Sayfa 456
İlk Tanışmamız Saniyen, merhumla ilk tanışmamız, 1959’dur. O sene ben Kasım ayında Ankara’da o zaman Ulus’taki Murat Lokantası üst katındaki Nur medresesi olarak kullanılan yerde merhum Tahsin Tola ile beraber tanışmış, görüşmüştük. Daha sonra 1961’den 1974’lere kadar beraberce birçok seyahat yapmıştık. Mahkemelere gitmiştik. Bu 12 sene zarfında
185 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.