1984, George Orwell tarafından edebiyata miras bırakılmış muhteşem bir başyapıt. Eserde George Orwell kendi distopyasını paylaşmıştır. Özel yaşamın kalmadığı tele-ekran tarafından her şeyin izlenildigi bir dönemi 1948 yılında eserine aktaran Orwell, geleceğe dair güzel bı önsezi de bulunmuştur.Şuan baktığımızda da eminim kimse özel hayatımızın kaldığından bahsedemeyecektir. Aynı zamanda insanların eşitlik masalı altında kullanıldığını, savaş nidalarıyla sömürülen duygularından bahsederek kendi zamanına da gönderme yapmıştır.
Kitapta siyasi olarak çok güzel tespitlerde bulunulmuştur. Özellikle insanları 3 başlık altında toplamaktadır. Yüksek Kesim, Orta Kesim ve Alt Kesim. Günümüze kadar ise Orta Kesim, Alt Kesim'in gücünü alarak iktidar olmuş ve yüksek kesime geçmiştir. Alt kesim ise olduğu yerde kalmıştır. Aslına baktığımızda her toplumda görünmeyen katı bir kast sistemi mevcuttur. İktidar her ne kadar el değiştirse değiştirsin proleteryanın mevcut durumu değişmeyecektir.
Son olarak eklemek isterim ki nefretin hüküm sürdüğü bu kitap açıkçası ürküttü. Yalnızlığa dem vurulan eserde haklılık payı oldukça fazla. Git gide bireycilik fazlalaşmakta, sevgisiz bir topluma doğru ilerlemekteyiz; sevginin kazanması dileğiyle.