Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Katılmıyorum. Burada mevzu “itibar” değil “çıkar” idir.
60 milyonluk bir millet olmalarına rağmen dağınık, teşkilatsız ve geri olan Araplar, milli ülküleri olan Arap Birliği düşüncesi sayesinde toparlanma yoluna girmişlerdir. Ülkülerinden aldıkları güçle, Filistin işinde İngiltere ve Amerika’ya kafa tutmaktadırlar. Ülkü sahibi millet oldukları için de dünyada itibarları ve değerleri artmıştır. Bizim için çok büyük isret ve ders olan şu olay, Arapların itibarını göstermesi bakımından manalıdır: Birleşmiş Milletler teşkilatının 11 üyeli Güvenlik Konseyi’nin beşi “Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin” daimi, altısı geçicidir. 1945 yılında, bu altı üyelik için seçim yapıldı. 900 yıllık büyük bir geçmişi ve tarihi olan, askeri devlet olarak nam kazanmış bulunan Türkiye bu seçimde ancak bir tek oy alarak Konsey’e giremediği halde, İngiliz işgalinden henüz kurtulamamış olan ordusuz, donanmasız Mısır, 45 oy alarak bu üyeliğe seçildi. Demek ki, o zamanki Birleşmiş Milletler teşkilatına dahil bulunan 50 devletten 45’i, Mısır’ı bizden daha itibarlı ve üstün görmüştü. 1946’da geçici üyelik için yapılan seçimde de, Türkiye’ye kimse oy vermediği halde, Suriye 45 oy aldı. Bir iki yıllık bir devlet olan o zamanki üç milyon nüfuslu Suriye’nin Türkiye’ye tercih edilmesinin sebebi açıktır: Suriye, bir ülkünün ardındadır. Yani prensip sahibidir. Bundan dolayı da, düşmanlarının bile saygısını kazanmıştır.
KızılelmaKitabı okudu
60 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Keyifli okumalar..
Yine bir Stefan Zweig kitabı… İsmi kadar ilginç, Amok Koşucusu… Açıkçası başlamadan önce hakkında sıkıcı olduğuna dair yorumlar duymuştum. Buna kesinlikle katılmıyorum. Diğer Stefan Zweig kitaplarını nasıl heyecanla ve hissederek okuduysam bunda da aynı şeyi yaşadığımı söyleyebilirim. Başlarda hiçbir şey anlayamazken ve “Bunu nasıl bağlayacak acaba?” düşüncesiyle merakla devam ederken, kendini birden olayın içinde bulmak… Sadece içinde bulmak değil yaşamak. Zweig’ı okumayı bu yüzden seviyorum. Çünkü gerçekten olayı yaşıyorum. Ayrıca kitaplarının da gayet kısa olduğunu düşünürsek hiç sıkmadan, bir okuyuşlu farklı bir insan olmamızı sağlıyor bence. Yani diyeceğim o ki; kendinizi kaptırıp tek seferde bitirebileceğiniz bir kitap arıyorsanız kesinlikle öneririm. En azından benim Amok Koşucusu yorumum böyle.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,3bin okunma
Reklam
Evlenmeyi düşünmüyor musun sorularından dolayı düğünlere katılmıyorum teşekkürler
1025 syf.
·
Puan vermedi
Her şey mübah
Dostoyevski’den hep alıntılanan cümle: ‘’Tanrı yoksa her şey mübahtır’’ Kitapta bu cümleyi birebir görmüyorsunuz ama bunun çok sayıda değişkenini bulabilirsiniz: —Öyle. Mademki bu sözü ettik, evet, "her şey mübahtır!" (syf 351) Ölmezlik düşüncesi kalkınca erdem aramayın... (86) —İnsanlarda ruh ölmezliğine inancın kaybolmasının gerçekten
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,5bin okunma
Sanırım katılmıyorum.
“Bilgeliğin en büyük işareti neşedir”.
Montaigne
Montaigne
Her zaman katılmıyorum Duyguya elbette acı ne kadar büyük olursa olsun bir şekilde kasıksiyor unutuyor. Kendime şaşarak bende yaptım bunu. Hiç unutmam, unutamam deneme rağmen ağır ağır silindi bazı hatıralar,renkler soldu,sesler sönüklesti,konular kaybolma başladı. Bazen karımla kızımın yüzünü gözümün önünde canlandırmaya çalışıyorum, olmuyor, Ne yapsam bir türlü belirmiyorlar gözlerim önünde. Tekrar tekrar fotoğraflarına bakmak zorunda kalıyorum.
Reklam
224 syf.
6/10 puan verdi
Yorum okumak isteyenlere
Giriş kısmı motive edici klasik kişisel gelişim kitaplarında olduğu gibi tabii. Yorumlarda okuduğum kadar güzel bir kitap değil onu belirteyim kitap daha çok iş insanlarına yönelik yazılmış iş dünyasına hitap eden bir kitap ben bir öğretmenim akademik olarak bana çok fazla vaadettiği yöntem teknik yok kitabı okuyan herkesin de iş dünyasındaki yönetici olduğunu düşünmüyorum tabii tamamı da iş dünyasına hitap ediyor dersem haksızlık olur bağımlılıktan bahsediyor internet bağımlılığı özellikle olmazı - olmaması tartışılıyor o da tartışılır burada bahsettiği de yazarın kendi düşüncesidir ayrıca internetin zararları ile ilgili bilgi alınacak tek kaynak olduğunu da düşünmüyorum herkes bu konudan dert yanıyor burada istikrarsızlığımız kitabı okuyup bir hafta iyi moda girip ondan sonra tekrar internete gireceğiz yani yapacak bir şey yok internetle birlikte yaşamayı öğreneceğiz bilinçli internet kullanımı cümlesi bana daha mantıklı geliyor tamamen sosyal medyadan izole olmak ve günümüzde çok mümkün değil son olarak şunu belirteyim yorumların %90'ına katılmıyorum aman aman bir kitap olduğunu hiç düşünmüyorum
Pürdikkat
Pürdikkat
Pürdikkat
PürdikkatCal Newport · Metropolis Yayınevi · 20191,878 okunma
Larsa kenti kralı olan Sin-Iddinam'a ait bir tablette de Gutiler hakkında bilgiler yer almaktadır. neleri yıkacak? (Tanrı Enlil) Guti dağlarına doğru baktı; Uçsuz bucaksız dağlara baktı. İnsan sınıfından sayılmayan, topraktan pay almayan, engel tanımaz Guti, güdüleri insana, akılları köpeğe, vücutları maymuna benzer (katılmıyorum, Tanrı Enlil terbiyesizlik yapmış Atalarıma😊) onları dağlardan çıkardı, Çekirge sürüleri gibi yayıldılar topraklara, kollarıyla ovalan kaplarlar, onun (Enlil) adına hayvan avlarlar. adeta, hiçbir şey kurtulamaz kollarından, hiç kimse kaçamaz kollarından. Elçiler de.Elçiler artık dağ yollarında gözükmez, ulakların gemisi ırmaklardan geçemez ve Akadlılar'ı da böyle perişan ettiler!. Sevgili (Enlil'in tapınağı) Ekur'u yıkıldığı için, Enlil Akadlılar'dan böylece intikam alır. MÖ 22.yy / Mezopotamya Tarihi
Katılmıyorum, bedenimiz bizi seçeneklere zorluyorsa özgür değilizdir.
Şu an bir bedene ve bilince sahip olduğunuz için önünüzde binlerce olasılık, seçebileceğiniz binlerce davranış var, Hiçbir şey yapmadan oturabilirsiniz.Bir önceki cümleyi tekrar okuyabilirsiniz, kitabı kapatıp uyuyabilirsiniz, rüyanızda son okuduğunuz cümleyi görebilirsiniz... ve daha binlerce şey yapabilirsiniz. Bütün bu olasılıkların seçeneklerin kaynağı sahip olduğunuz bedendir. İster yürüyor olun isterse de bir tekerlekli sandalyede oturuyor olun. Eğer bir bedeniniz ve onun için bir bilinciniz varsa seçebileceğiniz çok seçenek var demektir. Kısacası bu evrenle bir bedene sahip olmak özgürlük demektir.
342 syf.
8/10 puan verdi
Biş, Sessizliğindeki Çığlık
Kişisel gelişim kitaplarını okumayı seven birisi olarak kitabı biraz toplama gibi buldum. İlk okumaya başladığımda bana Mooji, Osho, Sigmund Freud kitaplarının bir özeti gibi geldi kitap derinleştikçe ilmi ve din felsefesine oradan da kuantum fiziğine kadar gitti. Yazarın düşüncelerinin hepsine katılmıyorum çünkü gnosis' e bağladığı bir çok yer var. Enerji ve titreşim olayından tutunda astrolojiye kadar her konuya değinmesi güzel fakat kaynak olarak gösterdiği çok az bilgi var. Genel olarak kendi düşüncesini yansıttığı kanaatindeyim. Bence okumaya değer bir kitap farklı bakış açıları sunduğu bir çok konu ve alan var. Okuyuculara şimdiden iyi okumalar.
Serpil Bahar Başoğlu
Serpil Bahar Başoğlu
Biş, Sessizliğindeki Çığlık
Biş, Sessizliğindeki ÇığlıkSerpil Bahar Başoğlu · Ceres Yayınları · 20141 okunma
Reklam
İnsan Denilen Muamma
Nietzsche ile Dostoyevski arasındaki farkları bazen ben de düşünürüm. Dostoyevski'nin inançlı olduğu iddia ediliyor, ben buna pek katılmıyorum. Dostoyevski'nin inançsız ama inanmaya çalışan bir insan olduğunu, bunu başaramadığı için de acı çektiğini düşünüyorum. Fırtınalı doğasının onu inancın güvenli ve sıcak kollarına özlem duymak zorunda bıraktığını düşünüyorum. Ama inanç insanın sadece istemesiyle ulaşabileceği bir şey değil. Akıl kalbe ayak direyebiliyor. Dostoyevski'nin inanmaya çalışan bir inançsız olduğunu, kendisine en benzeyen karakterlerden biri olan Şatov'un, tanrıya inanıp inanmadığı sorulduğunda, "inanacağım" diye cevap vermesinde bile hissedilebiliyor. Ya da aynı şey, Dostoyevski'nin, Ivan, Stavrogin gibi inançsız karakterlerini son derece inandırıcı, derin ve karmaşık, Alyoşa gibi inançlı karakterlerini ise çok daha yüzeysel ve neredeyse sembolik kurmasından da anlaşılabilir.
Sayfa 190 - Norgunk YayıncılıkKitabı okudu
160 syf.
7/10 puan verdi
Zülfü Livaneli'yi bu kitabı ile tanıdım ve beğendim. Aslında çoğu kişi diğer kitaplarına göre bunun biraz basit kaçtığını söylüyor ama ben öyle bir şey hissetmedim bir bakımdan doğru diğer kitapları çok güzel ama bu kitapta sürükleyiciydi ve yazarın kalemini çok beğendim. Daha sonrasında kardeşimin hikayesini okuduğum için tabii ki biraz huzursuzluk basit gelmiş olabilir bana da. Ama ben söylendiği kadar katılmıyorum bu fikire. Livaneli'nin okuma sıralaması huzursuzluk, kardeşimin hikayesi ve serenad şeklinde ilerlemeli huzursuzluğu sonradan okuyunca insan bir hayal kırıklığı yaşayabilir ama ben ilk başta okuduğum için bana gayet güzel geldi. Konusu da güzeldi,yazış biçimi,üslubu ve olay sürükleyiciydi yani.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,3bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.