Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üstüme düşen o çınarın gölgesi yok artık.Bundan sonra bir yanım rüzgârda ve hep kavruk.
Öykü Konusunda Tavsiyeler
Son zamanlarda öykü konusunda tavsiye vermemi isteyen epey mesajla karşılaşıyorum. Zamanında bende - #17244229 - sormuştum. O günden bugüne epey zaman geçti. Tavsiye edilen birçok kitabı okumaya çalıştım. Ayrıca bunun dışında da rast geldiğim öykücüleri okumaya gayret gösterdim. Bu yazım kesinlikle ukalalık olarak
Reklam
Aman yok! Sahip olduğunuz her şeyi istiyoruz. Elinizdeki her şeyi almadan muradımıza ermeyiz. İktidarın dizginlerine ve insanoğlunun kaderine biz hakim olmak istiyoruz. Bakın şu ellerimize. Ne kadar güçlüler. Hükümetlerinizi, saraylarınızı, sürdürdüğünüz sefaları sizden alacağız. İşte o günden itibaren tarladaki köylü gibi, şehirdeki aç kalmış kavruk çırak gibi ekmeğinizi kazanmak için siz de çalışacaksınız. Bakın şu ellerimize. Ne kadar da güçlüler!
Sayfa 76 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ernest /Devrim
Hükümetlerinizi, saraylarınızı sürdüğünüz sefaları sizden alacağız. Iste o günden itibaren tarladaki köylü gibi, şehirdeki aç kalmış kavruk çırak gibi ekmeğinizi kazanmak için siz de çalışacaksınız!
Sayfa 76
Sevdayı öreceğim. İncinmeye gelmez sevdayı ve umursamaz yalnızlığı ve kavruk acıyı sevdiğim...
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 6. Basım - Kasım 2017Kitabı okudu
Tasavvuf her birey için farklıdır. Tanrı ile ilişkilerin başladığı ve yoğunlaştığı yerdir. Toplumsal ayrımın ve statünün olmadığı, sadece yaratıcı ile aranda var olan bir bağdır. Senin neşen tanrıdır, hüznün geri kalan ve seni insan yapan her şeydir. Tasavvuf, çölün kavurucu sıcağında çıplak ayak kumlara basarak yaratıcıyla olan bağını aramaktır.
Reklam
"Coğrafya kaderdir." der İbn Haldun 1389 senesinde. Arz-ı kürenin en ihtişamlı, en gerçek lafıdır. Mukaddime'de geçer. Yani der ki, ırk diye, milliyet diye birşey yoktur. Coğrafya vardır. Yani der ki, güneş kime daha çok vurursa o kavruk olur, güneşi az gören beyaz kalır. Yani der ki, başka diyardan birini yargılamadan, onun coğrafyasında kendiniz doğmuş gibi düşünün. İbn Haldun bunu beyan ettikten yaklaşık 400 yıl sonra ademoğlu farklı diyarlarda doğduğu için birbirini katletmeye başladı. Farklı diyarlarda doğduğu için diğerlerini hor görmeye, kendini üstün tutmaya başladı. "Nerelisin ?" sorusu literatüre girmiş en ayrılıkçı, en bedbaht sorudur. Ha soran olursa ben dünyalıyım. // İbn Haldun, Mukaddime.
Halkı açken tok yatan bizden değildir...
"Hükümetlerinizi, saraylarınızı, sürdüğünüz sefalarınızı sizden alacağız! İşte o günden itibaren tarladaki köylü gibi, şehirde aç kalmış kavruk çırak gibi ekmeğinizi kazanmak için siz de çalışacaksınız..."
"Ellerinle hayat verdiğin şeyi bırakıp gidecek misin emekçi kız? Başına buyruk burjuva kızı da, elleri kavruk emekçi kızı da sensin. Hangisi pes ediyor? Hangisi pes ediyorsa onu gönder gitsin, diğeri kalsın burda."
164 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
173 günde okudu
Kitabımı alıp sahile indim. Evde temizlik olunca buraya inmek güzel oluyor. Deniz kenarında küçük bir cafedeyim. Daha önceden de defalarca geldim, kediler yanımda dolaşırken kitabımı okudum bir yandan, bir yandan hiç bir zaman çok sevemediğim denize baktım. Bugün hava yine boğucu, soğuk, kara gri bulutlarla üstümüz dolu, gök denize değiyor
Ademoğlu Neredeydin?
Ademoğlu Neredeydin?Heinrich Böll · Can Yayınları · 2006328 okunma
Reklam
Kalabalığın o yersiz, lüzumsuz neşelerine, kahkahalarına aldırma. Hepimiz kavruk hayatlar yaşıyoruz...
Sayfa 87 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ah kurudu Papatyalar...
Mevsimi değildi daha, Ne ayrı düşmenin Ne de kırıp dökmenin Yeşil daha yeşildi Hava hala sımsıcak Ve bunca insan Bir o kadar hayvan Birdi, beraberdi
Kavruk bir sonbahar yaprağı suyun üstünde kalakalmış, ufak bir çırpıntıda battı batacak...
Sayfa 110 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsana dair...
Küstürdük... Geceleri insafsızca çürüten, kederi kavruk sancıların rutubetinde,yarınlarına yaslanmış güzel günleri küstürdük..! Nedâmet akışıyla kaybolan silik bekleyişlerde; elest dem'ine hissedar içilmemiş Çay'ları küstürdük... Derdi ön'sözünden okuyup,arsızca büyütülmüş hüznün önceki sayfalarında, ardını okumadığımız çilenin dermanını küstürdük... Cimriliğe soyunmuş kalplerin,gitmeye kurgulanmış sevmelerin, bilinmezliklerin ölüsüyle Aşk'ı küstürdük... Son kez görebilmenin tutkusuyla, inanıl(ma)mış sözlerin esaretinde; ömre düşen son ayrılığı küstürdük... İncinen ve kanayan bir gönlün tebessümüne mühürlü, acılı ama feryatsız çığlıklarında; yarım kalmış kelimeleri küstürdük... "Seni sensiz sevmek de güzel" romanıyla mey sunduk badesiz kadehlerde, bir an evvel susar gibi eğreti dillerde sessizliği küstürdük... Kalabalık sevişmelerin döşeğinde tutuksuz nefeslerle üşürken tenler; ihanetlerin gölgesinde korla yanan yalnızlığı küstürdük... Ve yaşamak denilen dünya hengâmesinde, kendine ırak ruhların geç kalmışlığıyla; tam vaktinde gelen sonbaharla, ölümü toprağına küstürdük... Hasılı; Küstük, Küstürüldük, ama en çok İnsanı insana küstürdük. Ves-Selâm..... // Yusef Masadow //
“ben gelirim seni alırım büyük alanlara gideriz / seninle ben o kavruk biçim bir de o diri çiçek / ne sandın bütün alanlar bizimdir / biziz ne varsa kalan, biziz ne varsa gerçek”
Turgut Uyar
Turgut Uyar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.