Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşarken çok ağlamak istediğim zamanlar oldu. Başaramadım. Gözyaşlarımı içimde tuttum. Ağlamaya başlar da duramazsam diye korkardım, taşarsam, kendimi bir gözyaşı selinde bulur ve boğulursam diye. Katılığım göstermelikti, yufka yürekliydim. Duygusallık mı, yapmacık bir duyarlılık mı? Kim bilir.
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan. Yıllarca biriktirdim rengârenk çokomel kâğıtlarını kitap aralarında. Âşık olduğumda, çikolata kokardı kırmızı yazgım. Hayatıma hayat diyemem artık. Sarı yazgım her sonbahar onu biraz daha fazla, ömür yaptı. Maviye de, yeşile de dili dönmez ömrümün artık. Kara yazgımı şimdi kim bilir Hangi kitabın arasında saklıyorsun Tanrım? Ah… dedim sonra Ah!
Reklam
"Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm? Kim bilir ne bekliyor kalır mıyım, ölür müyüm? Ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm?"
Kim bilir Ömür olsa olsa Kötü bir fotoğraftır sonunda
Sayfa 131Kitabı okudu
Geyiğin aslanla yan yana yattığını, öldürülen bir adamın dirilip katiliyle kucaklaştığını gözlerimle görmek isterim. Başkaları dünyada olanların nedenini öğrenirken bulunmak isterim. Yeryüzündeki dinlerin temeli bu isteğe dayanıyor; benim de yeteri kadar imanım var. Ama arada çocuk meselesi var, çocukları ne yapacağız? Bu meseleyi çözemiyorum. Yüzüncü defadır tekrarlıyorum: Elimde konu pek çok, ama ben yalnız çocukları ele aldım. Diyelim ki ölümsüz ahengi sağlamak için acı çekmemiz gerekiyor, kabul. Ama çocukların ne ilgisi var bununla, lütfen söyler misin bunu bana? Onların hayatta acı tatmak, ıstırap çekmek pahasına ahenk satın almalarına ne gerek var? Neden onlar da malzemeye girip, kim bilir kimin uğruna yarınki ahengin zeminini gübreliyorlar? İnsanlar arasındaki günah ve ceza konularındaki dayanışmayı anlıyorum, ama çocuklara uygulanamaz bu. Yok, eğer babalarının günahlarında bunların da payı varsa, bu, dünyamızın dışında bir gerçek olur, bu kadarını aklıma sığdıramam.
Sayfa 324 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
bana sorarsan kendini savunuyordun daha çok acıyı daha çok duymamak için sevgiyi kendi elinle azaltmağa koparıp yolmağa kalkıyordun... bir şeyleri silerek bir geçmişin yükünü yeğnileştirmek, azaltmak... o ölçüde de kim bilir geleceğini biraz olsun özgürleştirmek... öyle kopuşlqr güçtür izi kalır kopmağa kalkmak kendini de parçalamaktır.
Reklam
Kim ne için doğmuştur ve neler yapabilir bilemeyiz. Belki bizim mutluluğumuz için, bizim yararımız için doğmuştur kim bilir? Özellikle de çocuklara... gençlere saygı duymalı! Gençleri olabildiğince özgür bırakmalı! Çocukların yollarına taş koymamalı... Saygı duymalı çocuklara!
Neden bu fikre kapıldığımı bilmiyorum, ama buna inanmıştım işte. Kim bilir belki de başka hiçbir seçeneğim kalmadığına inandığımdandır.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- Kanka.. alacak verecek dalgasına başımız bi belaya girdi.. sorma.. Herif harbi tehlike.. + İbnelik sendedir.. beklerim yaani.. - Yok be kanka.. +Kim bu - Ya sen tanımazsın bizim camiadan.. Sabri abi iyi bilir..
Kim bilir merhametli ölüme kavuşmuş kaç köylü, efendisi kızdığında bunların ağırlığını sırtında hissetmişti.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir müptelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâat
Epiktetos'un dediği gibi: Bir cesedi sırtalmış bir ruh muyum, yoksa bedeni ve ruhu gerçekte var olamayan basit bir matematik algoritması mı? Kim bilir ? Kim bilebilir? Kim bilmelidir? Kimse bilmeli midir?
Çünkü siz her zaman bir olduğunuza inanırken, yalnızca iki değil, bilincinde olmaksızın kim bilir kaç kişisiniz?
Ölümcül düşüncelerini hafifletirdi bir insanın varlığı belki .Kim bilir?
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.