Bir insan ne kadar cesur olabilirse, o kadar cesur... Ne kadar kahraman olabilirse, o kadar kahraman... Ne kadar fedakâr olabilirse, o kadar fedakâr... Ve bir insan ne kadar vatansever olabilirse, Bombacı Mehmed Çavuş o kadar vatansever. Çanakkale'de sadece zaman değil, mesafeler kısalmıştır artık...
Siperler arasındaki mesafe yer yer on-on beş
Distopik bir eser olan Körlük kitabında verilen alt mesajlar okuyucaya çok güzel bir şekilde verilmekle birlikte, her mesajın gerçekliği karşısında mevcut modern! hayat düzenimizi sorgularken buldum kendimi. Kitap hepimizin hayatında bir defa olsun düşünmüş olduğumuz, Peki ya kör olsaydım ne yapardım? sorusunun cevabını daha da doğrusu cevaplarını
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
İlk 100 sayfasına kadar okumakta zorlandım. Sürekli bırakıp tekrar başladım. Çevirisi kötüydü maalesef ama dediğim gibi 100 den sonra düzelmeye başlıyor. Polisiye severler için yazarın hatırına okunabilir :)
Kısa KesLeigh Russell · Arvo Yayınları · 2011271 okunma
Hafıza, insanın yaşanmışlıklarını sakladığı kişisel deposudur. Bu yaşanmışlıkları geri çağırdığımızda yani hatırlamaya çalıştığımızda bize kimi zaman oyun oynayabilirler. Bazı ayrıntıları daha iyi hatırlarız, bazıları soluktur, bazı detaylar kaybolmuştur, bazen yılı bazen mevsimi karıştırırız, bazen olmayanı, olmuş gibi hatırlayabiliriz. Bu da
Selam arkadaşlar,
"Es sohbet - i bile çay
Kes semai bile ay"
Çaysız sohbet mehtapsız gökyüzüne benzermiş.
Bugün sizlere kendi yüreklerinizi duymaya çağıran bir kitap ile geldim. O zaman çayınızı alın sohbetimize başlayalım.
Mavinin en güzel her tonunu barındıran bir kapak resmi rengiyle ile içimizi açan kitabımızın yazım dili çok güzel kitabı bir çırpıda okuyorsunuz.
Kısaca konusuna gelirsek işim, aşım, eşim derken birden aş kalır Miray'ın hayatında ailesinin tutumu da hoş olmayınca o da yalnızlaşmayı seçer.
Günün birinde Vesile hanımın her şeye dokunan eli bu sefer Miray'a dokunacaktır. Biraz değişikliğin iyi geleceğine inanarak Vesile hanımın memleketi Urfa'ya gider ve orada Vesile hanımın kardeşlerinin evine yerleşir. Kısa bir sürede güzelim Urfa'nın altını üstünü getirir. Tarihİ kültürünü, lezzetlerini Mehmet Emin sayesinde gezip tanıma imkanı bulur. Ve artık her şey değişecektir. Sizde bu değişime şahit olmak isterseniz bu kitapla tanışın derim.
Açıkcası beni Urfa'ya daha erken gitmemi sağlayacak bir kitap oldu diyebilirim. Severek sıcacık içten gelen bir okuma oldu benim için.
Ben kitabı çok beğendim ve kesinlikle tavsiye ederim.
Kitapla kalın dostlar
"Soğuk bir kış sabahı yerin altındaki dört kirpi, donmamak için birbirine sokuldu. Isınmak istediler. Dikenleri birbirlerine battı. Ayrıldılar. Üşüyünce tekrar yaklaştılar. Dikenleri batınca uzaklaştılar. Soğukta tek başına uyumak ile batan dikenlerin acısı arasında gidip geldiler uzun süre. Yaşadıkları bu ikilemi, aralarındaki uzaklık her