Dill yine düşlere dalmıştı. Düşlerle dolu kafasında güzellikler uçuşuyordu. Ben bir kitap okuyana dek o iki bitirebilirdi ama düşlerini yeğliyordu. Şimşek hızıyla toplama-çıkarma yapardı ama o parıltılı dünyayı, bebeklerin uyuyup nilüferler gibi toplandığı dünyayı yeğlerdi. Kendini uykuya götürüyor, beni de sürüklüyordu.