Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Uygarlığımızın ortasında, fakir semtlerimizde, işçi mahallerlerimizde bir barbarlar, yabaniler ırkının doğmasına neden olmuştuk ve şimdi biz felaket yaşarken onlar da vahşi hayvanlar gibi üstümüze saldırıyor, bizi yok ediyorlardı. Tabii kendilerini de yok ediyorlardı."
Sayfa 34 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
Tertullian
Kilise babalarının en ünlüsü Tertullian'dı. Çok zengin bir Romalı pagan ailesinin iyi yetim görmüş bir çocuğuydu Tertullian. Hristiyan inancına geçtiğini açıklayınca dostları tarafından ayıplanmıştı. Kendisine Hristiyanlığın "deli saçması" bir "Yahudi" oyunu olduğu söylenince şu ünlü yanıtını vermişti. 'credo quia absurdum est' (Ben bunun zırva olduğunu biliyorum ama inanmak istiyorum). Tertullian'ın bu sözü o günden sonra Hıristiyanlığın credo'su, (amentüsü) yapılmıştır. Hıristiyan ilahiyatında buna, önemli olan iman etmektir. İnanılan şey zırva olsa da fark etmez şeklinde bir tefsir getirilmiştir. İşte bu tefsir Gnostik Hıristiyanlar tarafından kendilerine yöneltilmiş bir eleştiri olduğu halde benimsenmiştir. Onlar da mademki önemli olan imandır, öyleyse biz de Katoliklerin zırva,(absurd)dediği Okültizm'e ve Ezoterizm'e iman ediyoruz, demişlerdir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Okurken bir başka kimse bizim için düşünür biz sadece onun zihin sürecini** takip etmekle yetiniriz. **(Düşünme biçimini,zihnin işleyiş tarzını.)
Sayfa 61 - SAY YAYINLARIKitabı okudu
Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama bir çoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu… Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar(utanma) bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.
Özellikle katlanamadığım bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu… Neden? Niçin sürekli biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız? Neden sürekli biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Neden sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak?
Sayfa 105Kitabı okudu
Sevgili İrem, Bugün Akademi'deki altmış ikinci günüm ve ben sana bu satırları, diğer mektuplarımda da olduğu gibi odamdaki pencerenin kenarından yazıyorum. Soyhan'daki evimde odamın penceresinden dışarı baktığımda, uzaktan da olsa evinizin bahçesindeki ışıklandırmalarını görür ve ne yaptığını merak eder ama yine de seni aramaz ya da sana
Sayfa 495 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bayram şenliğine çıkmış çocukların keyfi ve heyecanıyla birbirimizi öldürdüğümüz şu günlerde hangimiz bir şey okuyup dünyadan haberdar oluyor ki? ... Karanlık bir gün, sanırım iki gün sonra, gittiğimiz cenazesinde, hatırlamak istediği şeyin ne olduğunu düşünmüştüm hep. Hâlâ da düşünürüm. Hafızamızın, biz yaşlandıkça fazla yük taşımak istemeyen huysuz bir yük hayvanı gibi attığı ağırlıklar en sevdiği yükler midir, en ağırları mı, yoksa en kolay düşenler mi? ... Kur'an gibi, umut da, yalnız vicdani hayatımızı değil, bizim dünyevi hayatımızı da ayakta tutuyor: Umudu ve özgürlüğü, ekmeği beklediğimiz yerde bekleriz çünkü.
Rus insanının ruhu, tıpkı ülkesi gibi engindir; fanteziye ve düzensizliğe aşırı eğilimli insanlarız biz. Ama engin ruhluluk dehadan yoksunsa, bir felakettir.
Sayfa 616Kitabı okudu
Seni uyurken seyrettiğimde," dedi sesi titreyerek, "senin var olman içimi sarıyor." Gözlerime yaşlar doldu. "Ya mutlu-mesut sona kavuşamazsak, Gus?" diye fısıldadım. Gözleri gözlerimi buldu. Ona baktığımda, onun bakışları o seksi, fena hâllerindeydi ve daha çok... sadece Gus'tı. "O hâlde biz de şimdi olan mutluluğu yaşarız," dedi Gus "Şimdi mutlu." Kelimeleri sindirmeye çalıştım, dilimin arkasında şarap tadar gibi yuvarladım. Hayattan alabileceğin tek söz, yaşadığın andır. Ben de yaşıyordum. Şimdi Mutlu.
Gezegenimize nasıl davranıyorsak kendimize de öyle davranmış oluyoruz, kendimize nasıl davranıyorsak da gezegenimize de öyle davranıyoruz. Tabiatı Allah'ın bir ayeti olarak görüp kutsal mı bileceğiz yoksa onu sadece biz insanlara hizmet etmekle görevli cansız ve ruhsuz bir yığın olarak görüp yağmalayacak mıyız? Tabiatı kaynak temini için alabildiğine sömürülmesi gereken bir kaynak deposu olarak gördüğümüz ve iktisadi büyümeye kayıtsız şartsız inandığımız sürece, gezegenimiz yok olmaya devam edecektir.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.