Prospero Kitaplığı serisinden Cam Arılar, kesinlikle okuduğum en sıradışı ve etkileyici metinlerden biri. Savaştan sonra topluma ve yaşama uyum sağlamakta zorluk çeken, bunlarla beraber bir işe tutunamayıp maddi zorluklar da çeken eski süvari Richard’ın hezeyanlarıyla başlıyor kitap. Jünger, karakterin ordu ve savaş anılarına paralel olarak, distopik bir atmosferde, felsefi kaygılarını edebi bir dil ve mitolojiyle de zenginleştirerek sunuyor. Bu da metni çok zengin ve farklı kılmış. Değer yargıları zayıflayan, ruhsuzlaşan, mekanikleşen insanın, yitirdiği değerlerinin yerine koymaya başladığı ve giderek de koymak zorunda kaldığı teknoloji ve makineleşmeyi, yazıldığı dönemin çok ilerisinde bir öngörüyle eleştiriyor yazar. Bu bağlamda, Jünger’in endişe duyduğu dünya Max Frisch’in Homo Faber’ini de anımsattı bana. Distopik unsurlar ve gerilimden, felsefi kaygılara, her şey son derece dozunda ve dengede barındıran edebi açıdan da oldukça doyurucu bir metin. Çok sevdim. Yazara Çelik Fırtınaları’nda ile, Prospero Kitaplığı’na da Soğuk Deri ile devam edeceğim.