Çocukluğumun Soğuk Geceleri, hep merak ettiğim fakat içeriğini kısmen bildiğim için beni geri iten kitaplardandı. Severim Tezer Özlü'yü... Fakat, otobiyografik bir roman olan bu kitap, yazarın yaşantısından dolayı gözümü fazlasıyla korkutuyordu. Onun acılarına, umutsuzluklarına, çırpınışlarına bu kadar yakından tanıklık etmek istemedim belki de.
Yazar, kardeşleri ve kuzenleriyle yakınlığını, anne babasını, arkadaşlarını, ilişkilerini, evliliğini, çevresini, ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal çalkantıları, bir birey olarak yaşadığı buhranları, hastane koridorlarına uzanan yolculuklarını, tüm iniş çıkışlarıyla, tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Okudukça kararsarlaşığım, ürperdiğim, üzüntümden kanımın çekildiği satırlara tanık oldum. Her şey olması gerektiği gibiydi aslında. Okuduklarım, Tezer Özlü'nün hayatına dokunduklarımdı. Duyguları köşeye kıstırılmış gibiydi. Bir taraftan yaşamı severken bir taraftan ölüme bu kadar yakın duran başka bir insan tanımadım.
Kitabı tekrar okumak üzere rafa kaldırırken Özlü'ye öfke duymaktan kendimi alamadım. Nitekim beni de kendisiyle birlikte aşağılara çekti.
Ruhsal durumunuz güçlüyken okuyun. Kitap fazlasıyla gelgitli, karamsar ve buhranlı. Tezer Özlü'yü daha yakından tanımak isteyenlere tavsiyemdir.
İyi okumalar