Aniden oldu. Böyle düşünüyor. Ve sonra düşünmeye elbette son veremeyeceğini düşünüyor. Düşünme, hem kendisi hem de tabi olduğu o makine zaten. Zihniyle tamamen baş başa kalsa da, düşünmeye elbette son veremez. Kargalar dahi gülse de, diye düşünüyor.
..bir sığınmacı için Avrupa’nın barınılmazlığı, aslında her insanın ruhunun yaşadığı sürece ev sahipliği yapan kendi etten kılıfının barınmazlığıyla bir ilişki içine giriyor
İnsan bildiklerini ne sıklıkta bir kez daha öğrenmek, tekrar tekrar keşfetmek zorunda kalır ve her şeyin özüne kadar inmek için kaç kat kabuğu soyması gerekir acaba? Bir insan ömrünün süresi buna yeter mi? Kendi ömrü veya bir başkasının ki?