Sanırım Halil Cibran'ın 2 kitabı dışında tüm kitaplarını okudum; buna rağmen Halil Cibran'ın yazım türünü tam olarak çözemedim. Herhangi bir Halil Cibran kitabını haberim olmadan okursam " Bu Halil Cibran'ın cümleleri" diyebilir miyim bilmiyorum. Çünkü adam her türde eserler yazmış ve açık konuşmak gerekirse hepsinde de yazım türünü bir miktar degiştirmis. Mesela aforizmaları çok güzel, kısa ama öz. Hikayeleri fena değil; uzun ama yer yer sıkıcı, düşündürücü ve genel olarak okumaya cezbettirici. Kırık Kanatlar romanı muntazam, kısa bir roman olmasına rağmen ( Bin Muhtesem Güneş'in kısa versiyonu olarak tasvir ediyorum.) çok etkileyici; eski dönemde kadına verilmeyen önem, imkansız aşk, zorlu bir hayat, kederli bir son... Yazdığı bu tiyatro eseri ise çok kısa, anlamlı. Kısa ve anlamlı olmasına rağmen etkileyemedi, Halil Cibran'ın en beğendigim özelliği kısa ve vurucu cümleleri olmasına rağmen. Sebebini düşündüm ve çok zorlanmadım bulmakta: Tekdüze bir anlatım vardı. Yine insanın hayattaki ugraşları, hakikati aramak, hakikatı ararken karşımıza çıkan yolların engebeli olduğu gibi gibi. Kısa bir eser, ilginizi çekiyorsa bakabilirsiniz kesinlikle.
Halil Cibran'ı cümleleri ile anlayamayabilirim dediydim ya, bu dediğim konular için geçerli değil. Ele alınan konu, yazanın Halil Cibran olduğunu anlamama yeter kesinlikle. Çok nitelikli bir yazar, bu kitap biraz zayıf kalsa da diğer eserleriyle birlikte okumanızı tavsiye ederim.
