Ölü Canlar
Nikolay GogolÖlü Canlar İletileri
Ölü Canlar iletilerini, Ölü Canlar okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
2 günlük sahaf maceramın sonucu. Bilge Kültür Sanat Yayınlarında bir bardak çay içtim. Kitaplara hayran hayran bakmaktan sabah 9, 10 gibi gittiğim yayın evinden 12, 12:15 gibi çıktım kitap alamadan. Bugün 
Burak Oral hocamızın hediye ettiği kitap hariç toplam 8 kitap aldım. Sahafların çoğunu tanıyorum ve sağolsunlar bana tanıdık indirimi yaptılar ama bu kadar tanıdık indiriminden ailecek iflasa gidebilirdik. Sahafların tezgâhına değilde içine baktığımda çok mükemmel kitaplar gördüm. Bir sahaf abiye 
A'mak-ı Hayal tarzı kitap olup olmadığını sordum oda bana 
Hayy bin Yakzan kitabını önerdi. Mizahi olarak 
Selçuk Aydemir 'in 
Liseden Arkadaşlar kitabını önerdi. Karslıyım diye 
Sarıkamış kitabını aldım. Asker arkadaşım 
Ölü Canlar kitabını gördüm ve ben 29 yaşında adam çocuk gibi sevindim. Onun peşinden 
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton kitabını aldım. Bunun ve 
Olasılıksız kitabının sesli dinletisini dinlemiştim YouTube'da oradan merak saldım. Ben bir ara 
Aklından Bir Sayı Tut ve 
Seksek kitabını okumuştum içeriğinin onlar gibi sayısal mı olduğunu sordum biraz sayısal var ama Seksek gibi beynin baskı balatasını yakacak kadar sayısal yok. Bu arada Seksek kitabınında zamanında yazarına sövdüğümü dile getirdim. Ne yapayım adam yeryüzünde bütün dinlere karşı çıkıyor ve üşenmemiş telaffuz edemeyeceğim sayılar yazıp istatistik yapmış. Sonra biraz tarihten uzaklaşayım düşüncesiyle Ehlibeytten vs. dost içinde bahsettiğim de söylenen 
Khaled Hosseini reisin 
Uçurtma Avcısı kitabını aldım. Tekrardan Burak Oral hocamıza teşekkür ederim. Benim şuan okuduğum 
Ehl-i Beyt ve Ehl-i Devlet ve 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı bittikten sonra okuyacağım.
GEZELİM OKUYALIM
"Dünyayı görmek, insanları tanımak bildiğiniz gibi canlı bir kitap, ikinci bir bilim yerine geçer." (Sayfa 353)
Ölü Canlar 
Nikolay Gogol
~KENDİMCE~
Klasik bir soruyla başlayacağım: "Çok gezen mi daha çok bilir yoksa çok okuyan mı?" Bu soruya verilecek cevap üzerinde durmayacağım. Gezmek ile okumanın birbiriyle kıyaslanacak kadar aynı öneme sahip olduğunu belirtmek için yazdım. Daha doğrusu gezmenin, okumak kadar önemli olduğunu belirtmek için. Tabi ki gezmekten kasıt; çarşı, alışveriş merkezi falan gezmek değil. Tarihi yerleri, doğal güzellikleri, kültürel mekânları gezmek... Her insan bir kitaptır, denilir. Herkesin ayrı hikâyesi vardır. Gezmek, gezerek insanları görmek ve tanımak yüzlerce kitap okumamızı sağlayacaktır.
Bilim, yaşamı anlamada dünyada var olan kuralları, yasaları açıklamada kullandığımız bir yöntem. Ayrı ayrı dalları vardır. Sayısal, sözel, sosyal bilimler, doğa bilimleri gibi... Gezmek, dünyayı gezmek, tanımaya çalışmak, yüzlerce insan okumak; böylece insanın kendisini, çevresini, dünyayı, yaşamı anlamaya çalışması yolunda bir bilimdir. Ancak bana göre kendimizi, yaşamı anlamak için önce en büyük, en önemli şey okumaktır. Hem çok okumalı hem de çok gezmeliyiz!