Ölü Canlar, Gogol'un Palto'dan sonra okuduğum ikinci eseri oldu. Roman 19.yüzyıl Rusya’sında yer alan derebeylerinin gündelik hayatları zevkleri, sahip oldukları köylülerle birlikte kurdukları düzeni veya düzensizliği, rüşvet alan memurların sağladığı maddi avantajları, generallerin boş ve amaçsız hayatlarını, her fırsatı kendi lehine çevirebilecek zihniyetteki toplumsal yapıyı başarılı bir şekilde mizahi bir dille eleştirecek şekilde anlatmaktadır. Böyle bir ortamda yaşamanın ve tatlı dilli salon adamlarının ne kadar boş olduğunu ustalık ile anlatan yazarın kalemi ise kendisini okutacak türden. Gogol, ülkesinde yer alan sosyal eşitsizliği ve yaşam standartlarında göze çarpan adaletsizlikleri ve yasalardaki boşlukları gerçekçi bir yaklaşım ile ele almıştır.
Kitabın bazı bölümlerini okuduğumda nerdeyse 200 senelik bir kitap olmasına rağmen yaşadığım toplum hakkında başta olmak üzere beni şu soruyu sormaya itti; Gogol’un anlattığı sahtekarlık, bencillik, kurnazlık, adaletsizlik, çarpıklık eşitsizlik gibi konular günümüz insanlarında, toplumlarında ve demokrasilerinde de var mıdır? Sorusuna verilecek cevap, günümüzde bunlar kalmamıştır diyemeyeceğimize göre,,, Neyse fazla uzatmayayım anlayan anladı ne demek istediğimi...
Yazar Kitabın 2. Cildini yazar geçirdiği psikolojik bir atak sonucu yakmış. Elimizde kalan ise birinci cilt ile ikinci cildin bazı parçalarıdır. Yani bu kitap tamamlanmış değildir. Yaklaşık 350. Sayfadan sonra eksikler başlar, bazı bölümler yarıda kesilirken bazı bölümler hiç yoktur. Bundan dolayı okuduğunuz zaman eserin yarım kalmışlığını hissedeceksiniz. Keyifli okumalar dilerim.