Tahsin yücel edebiyatımızda en sevdiğim yazarlardan bir tanesidir . Her eserini nerdeyse ard arda ve severek okumuştum .
Kitaba gelecek olursak ,Kitap bir deneme yazisi...
Kendisini "Vatandas" olarak tanimlayan ve toplumsal haksizliklar ve yanlislara karsi sesini umumi tuvaletlerin duvarlarinda duyarmayi secmis bir "yazarin" bir aksam tanistigi bir adama anlattigi hikayesini konu almaktadir. Kimi zaman gulduren, kimi zaman size "yok artik daha neler" dedirten enteresan bir hikaye..
Kitapta hoşuma giden bazı sözler
Ne yaparsın, her zaman aynı kolaylıkla katlanılmıyor yanlızlığa: gün oluyor, kurşun gibi çöküyor üzerime, soluğumu kesiyor.
ben, okudukça, öğrendikçe, söylenlerden kurtuluyor, düşten düşünceye geliyordum; okudukça, öğrendikçe, insanları geçmek değil, insanlara doğru gitmek gerektiğini anlıyordum.
doğruların evi yoktu artık, yurtsuz, yuvasız kalmışlardı."
İki türlü vatandaş bile istemiyordu bu adamlar, arılar, karıncalar gibi değişmez vatandaşlardı istedikleri, aynı elden bile değil , aynı çarktan çıkmış uyruklardı. Bu durumda, kendi karşılıksız ve değişmez söylemleri dışında, hiçbir söyleme hak tanımayacakları kesindi: Bu nokta da, bana kalırsa özgürlüğün sona erip köleliğin başladığı yerdi.
Son olarak edebiyatımızda okunması gereken yazarlardan biridir Tahsin yücel .Bu eseri ile beraber her eseri toplumsal bir olgu ve mesaj içerir hepsi tavsiye edilir