"Yoksullar, kaprisli olurlar; tabiat böyle istiyor. Yoksul adam kuşkuludur. Dünyayı bile kendine has bir şekilde görür; her yolcuya göz ucuyla bakar; etrafına endişeli bakışlar dolaştırır ve he kendisinden bahsedildiği, acıklı dış görünüşünün eleştirildiği zannıyla her söze kulak kabartır ve herkes bilir ki yoksul adam bir paçavradan beterdir." Dünyaca ünlü Rus yazarlardan Dostoyevski "Yoksullar" adlı eserinde yoksul insanlarla ilgili fikirlerini roman kahramanlarının birinin ağzından bu şekilde dile getiriyor. Kurgusu tamamen sefalet hayatı yaşayan ve uzaktan akraba olan iki kişinin mektuplaşması şeklinde olan eser; zaman zaman bir parça kuru ekmeğe ihtiyaç duyan bu insanların hayatını bütün çıplaklığıyla yansıtıyor. Eser kahramanlarından bir memur olan Makar Diyevuşkin'in hayatı zaman zaman yazarın hayatıyla örtüşüyor. Pansiyon gibi izbe bir yerde yaşayan ve oradaki insanların da hayatlarından çarpıcı sahneler sunan Makar Diyevuşkin'in kendisi de, mektuplaştığı akrabası Varvara da bu insanlar gibi sefalet içindedir ve çabaladıkça her şey daha da kötüye gitmektedir. Mektuplarda kişilerin üslup farkının da çarpıcı bir şekilde gösterildiği bir eser, Dostoyevski'nin konunun yanısıra üslupta da kahramanlarını çok iyi yansıtmasıyla ayrı bir değer kazanıyor. Bu eseri okurken usta bir kalemle başarısız bir kalem farkının da yazar tarafından büyük bir başarıyla yansıtıldığını göreceksiniz. Dostoyevski'nin kaleminden okunmaya değer bir eser. (Arka Kapak)
175 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1846
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

175 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Kitabın 113. incelemesini yapan bir okur olarak baştan ifade etmek isterim ki, kitabın içeriğine, yazıldığı döneme, yazarın içinde bulunduğu şartlara, teknik özelliklerine ve benzeri konuların detaylarına girmeyi pek düşünmüyorum. O nedenle, kitabı henüz okumayan okurların sitedeki birbirinden değerli incelemelere göz atmalarında fayda var... Ben
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202368,9bin okunma
119 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gỉƚɱҽƙ ɱỉ ȥσɾ ყσƙʂα ƙαʅɱαƙ ɱı?
Fyodor M. Dostoyevski'nin 25 yaşlarında(1846) edebiyat dünyasına adımını attığı ilk kitap olmakla birlikte isminin(İnsancıklar) karakterleriyle müsemma bir eser olduğu kanısındayım.Mektup-roman kategorisinde yer alan kitabın ana teması diğer birçok Dostoyevski eserlerinde olduğu gibi acıma ve dramatik duygular üzerine inşaa
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 201668,9bin okunma
175 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ben bu kitapta; başkalarının eskilerini giydiği için hep utanan, farkedilmemek için derste parmak bile kaldırmayan, başkalarının verdiği defterlerin kullanılmış sayfalarını yırtıp kimseye göstermediği yazılar yazan, arkadaşlarının arasına giremediği için sürekli kitap okuyan ama kitap alacak parası bile olmadığı için kütüphanedeki az sayıda kitabı
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202368,9bin okunma
175 syf.
10/10 puan verdi
Değerli okurlar, daha kitabı okumaya başladığım ilk satırlarda ne hissettim bilmek ister misiniz? Neden bu zamana kadar okumadım, neden erteledim, diye hayıflandım kendi kendime. Dostoyevski kişi ve yer tasvirlerinden tutunda kahramanlarının duygusal hislerini mükemmel bir şekilde yazıya dökebilen ayrıca okuru da konuya adapte edebilen ender
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202368,9bin okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar, Rus Edebiyatının ilk toplumsal romanı olarak kabul edilir. Bu eser acıklı bir mektuplaşma içeriğine sahiptir. Dostoyevski'nin diğer romanlarında olduğu gibi bu romanda da acıma duygusu bir hayli hissettirilmiştir. İlk eser olmanın verdiği acemilikten oldukça uzak, akıcı ve etkileyici bir dile sahiptir. Romanda yaşlı memur Makar Devuskin'in o romantik, sevgi dolu seslenişleri kitabı duygusal bir hale getirmiştir. Okurken dikkatimi en çok çeken ise "güvercinim" olmuştur. Yoksulluk teması tüm romana hakimdir. Varvara ve Makar arasında geçen konuşmalarda yoksulluğun yaşamda ne gibi sorunları da beraberinde getirdiğini anlatmaktadır. Dostoyevski burada aşkın en saf biçimini kağıda dökmüştür. Ama yaşamın getirdiği dış etkenler de sorun oluşturmuştur. İlk örneği Makar'ın yaşlı, Varvara'nın ise genç olmasıdır. Bir diğeri ise evlerinin yakın olduğu halde çok az görüşmeleri ve bunun sebebi insanların dedikoduları olmasıdır. Yoksulluk ve dedikoduyla mücadele eden bu iki insan her ne kadar onlar karşısında kazanmaya gayret etselerde, hayat şartları onları kaybetmeye itiyordu...
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202368,9bin okunma
119 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Rusya yeni bir Gogol kazandı.
Rus romanlarını çok seviyorum. Rus dünyasına zihin yolculuğu yapmak, o sokakları, o soğukluğu, burjuvaların yaşamlarını, yoksulların dertlerini, bir adamın paltosunu, bir kadının şapkasını içimde çok fazla duyumsuyorum. İşte böylesi bir yolculuğa çıktığım bir kitap daha. Hemen kitaptan bahsedelim. Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 201668,9bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Dosto’m Çok rahat. Çok profesyonel. Sıradan hayatları, özgün üslubuyla yoksulluk, özlem, gurur ve sevgi seliyle bezeli anlatısı ile
İnsancıklar
İnsancıklar
,
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
’nin ilk romanı. Kitabın asıl ismi “Zavallı, yoksul insanlar” Mektuplarla ilerleyen bir kurgusuyla sade, içten ve etkileyici bir yolculuğa çıkarırken fazlasıyla duygusal bir psikolojik atmosferde
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202368,9bin okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dostoyevski bu ilk eserini yazarken daha 23 yaşındaydı. Bu ilk eseri sanki ileride çıkacak büyük kitaplarının bir fragmanı mahiyetinde. Çok iyi gözlem yapmış ve müthiş bir biçimde olan anlatımı ile etkilenmemek elde değil. Mektuplaşma ile ilerleyen bir kitap ve ben romanlarda bunu çok okuyamayan, çok sevmeyen birisi olarak söylemeliyim ki beni hiç ama hiç sıkmadı. Aksine Makar Devuşkin'in cahil üslubu ara sıra tebessüm ettirdi. Gerçekten tüm benliğiyle seven insanlar için kendinden vermenin ne kadar kolay, doğal ve neredeyse nefes almak kadar gerekli bir şey olduğunu görüyorsunuz eserde. Kitaptaki diğer soğuk, umarsız, bencil insanlar aslında biz miyiz diye düşünmek lazım aslında. "Günlük hayatta gözümüzü kulağımızı tıkadığımız gerçekleri gözümüze gözümüze sokmuş dostoyevski." Zavallı Devuşkin! Ahh ahh...
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202368,9bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
ESKİDİM... Çay kaç kuruştur? İnsanların hayata katlanabilmeleri için verdikleri küçük molalar vardır. Bunun adı bizim topraklarda çaydır. Adamlar çayı, ve dahası içine atacakları şekeri bir mesele gibi görmek zorunda kalmışlar seneler seneler önce. Fukara için adım attığı meseledir. Bir kitap nasıl bu kadar acıklı olabilir? Bir insan hüznü
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Öteki Yayınevi · 201668,9bin okunma
175 syf.
10/10 puan verdi
Güvercinim...
“Kalemi cesur ve üslubu engin yani her sözcüğünde ne olursa olsun,en boş,en sıradan,seviyesiz sözcüğünde bile kendine özgü bir üslup var…”
İnsancıklar
İnsancıklar
Ben
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
üslubunu böyle anlatamazdım adam kendini anlatmış ben alıntıladım artık. Makar ve cancağızı, güvercini Varenka. İki yoksul insan. Yoksulluğun, hüznün, sevginin ,gururun, utancın, fedakarlığın, karşılıksız sevmenin, ve kopmak istemeyişin hikayesi… Hikaye bu ama psikoloji doktoru bize (yani modu düşük olanlara ilaç dağıtıyor alırsan güvercinim.) “Aşırı hayalperestim ve bu beni kurtardı”
İnsancıklar
İnsancıklar
Zordayken hayal kurun çokça diyor güvercinim… “Her şeyi fazla ciddiye alıyorsunuz, bu yüzden de mutsuz oluyorsunuz.”
İnsancıklar
İnsancıklar
ben katılıyorum güvercinim ya sen? Yetmiyor saptamalar yapıyor bizlere güvercinim ; “kendinize en yakın bildiğiniz,yardım beklediğiniz insanlardan sadece kötülük gördünüz.”
İnsancıklar
İnsancıklar
Mektuplar sanki sizlere yazılmış gibi hissedebilir zorda kalan siz oluveriyorsunuz bir anda. “Ben kendim okumadım, ama burada çok övüyorlar.”
İnsancıklar
İnsancıklar
Bu kitap o kitap güvercinim sende oku…
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202368,9bin okunma

Yazar Hakkında

Fyodor Dostoyevski
Fyodor DostoyevskiYazar · 137 kitap
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (Rusça: Фёдор Миха́йлович Достое́вский) (d: 11 Kasım 1821, Moskova - ö: 9 Şubat 1881, Sankt Petersburg), Rus roman yazarı. Dostoyevski, Mikhail ve Maria Dostoyevski'nin oğlu olarak 11 Kasım 1821 tarihinde Moskova'da doğdu. Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğuydu. Babası Mikhail, askeri cerrahlıktan emekli olduktan sonra Mariinsky Hastanesi'nde yoksullara hizmet etmeye başladı. Hastane, Moskova'nın en kötü yerlerinden birinde bulunuyordu. Dostoyevski de bu hastane de doğdu. Mikhail, alkole bağımlıydı ve evini sıkı disiplin ile yönetiyordu. Çok kolay sinirlenebiliyordu. Dostoyevski'nin annesi Maria ise bir tüccar kızıydı. Dostoyevski, çocukluğunu çoğu zaman sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirdi. Babasının çalıştığı hastaneden bulunan hastalar ile vakit geçirmeyi ve onların hikâyelerini dinlemeyi çok seven Dostoyevski, ilköğrenimini Moskova'da yaptı. Annesi tüberküloz hastalığı yüzünden öldüğü zaman, sert disipliniyle tanınan Petersburg Mühendis Okulu'na gönderildi. Arkadaşlarının, sinirli ve aşırı duyarlı bir yapıya sahip olduğu için "Ateş Fedya" lakabını verdikleri Dostoyevski, Petersburg'ta zamanını kitap okuyarak, düşüncelere dalarak ya da kardeşi Mihail ile söyleşerek geçirdi. Babasının 1839'daki ani ölümünü burada öğrendi. Okulu başarıyla bitirdikten sonra İstihkâm Müdürlüğü'ne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek buradan ayrıldı. Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, 1846 yılında yayımlandı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı. 1849 yılında devlet aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. On ay hapishanede kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Cezası dört yıl kürek, dört yıl da adî hapse dönüştürüldü. Cezasını çekmesi için Sibirya'da bulunan Omsk Cezaevi'ne gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1857 yılında Maria Dmitrievna Isayeva ile evlendi. Beş yıl boyunca görev yapan Dostoyevski, 1859 yılında özgür bırakıldı ve Petersburg'a yerleşti. Petersburg'a döndükten sonra Ezilenler (1861) ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı eserleri yazdı. Kardeşiyle birlikte iki dergi çıkardı. 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan darlığa düştü. Bu dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870) ve Ecinniler (1872) gibi eserleri yazdı. Eşinin ölümünden sonra sekreteriyle evlendi. Yeniden borçlandı ve kumarhanelerde gezmeye başladı. Kızının ölümünün ardından büyük bir sarsıntı geçirdi. Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879) adlı eserlerinde yazarlık hayatı boyunca konu edindiği temaları yeniden ele aldı. Karamazov Kardeşler adlı yapıtını üç yılda bitiren Dostoyevski, bir ciğer kanamasıyla yatağa düştü ve 9 Şubat 1881 tarihinde öldü. Dünya edebiyatını en çok etkileyen ve en çok okunan yazarlardan biri olan Dostoyevski'nin eserleri birçok 20. yüzyıl düşünürünün fikirlerini derinden etkiledi. İlk yazarlık dönemi Ordudan ayrıldıktan sonra kurgusal roman yazmaya başladı. Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar (Bednye Lyudi) ilk olarak 1846 yılında yayımlandı. Dostoyevski, toplumunu acımasız kurallarında yaşlı bir adamın öksüz bir kıza duyduğu sevdayı iç dünyasındaki derin çatışmalarla işledi. Halkın sıcak ilgisiyle karşılanan bu kitap, eleştirmenlerden de övgüler aldı. Ünlü eleştirmen Belinski, romanı okuduktan sonra Dostoyevski'ye gelecekte büyük bir yazar olacağına dair övgü dolu sözler söyledi. Şair Nikolay Neksarov, Dostoyevski hakkında "Yeni bir Gogol doğdu" diye konuştu. Yazarlıkta ün sağladıktan sonra 1846 yılında Gogol esintileri bulunan kitabı Öteki (Dvoynik) yayımlandı. Yazar bu romanda, kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma halinde bulunan bir memurun hikâyesini anlattı. Bu romanda ele aldığı çift kişilik temasını daha sonra bazı romanlarında kullansa da roman, Belinsky dahil hiçbir eleştirmence beğenilmedi. Eleştirmenler romanı sıkıcı buldu ve alay etti. 1847 yılında ise Ev Sahibesi (Hozyayka) isimli romanı yayımlandı. Dostoyevski bu eseri ile de beklediği övgülerin aksine olumsuz eleştiriler aldı. Dostoyevski, ruhsal çöküntüye düştü ve üzüntüden hasta oldu. Ancak yazarlığı bırakmayan Dostoyevski, 1848 senesinde Beyaz Geceler (Belıye Noçi) ve Bir Yufka Yürekli (Slaboye Serdtse) adlı kitapları yayımlattı. Bir Yufka Yürekli, yazara itibarını yeniden kazandırsa da beklediği başarıyı elde edemeyen Dostoyevski'nin umudunu kırdı. Yazarlıkta umudunu kırılan Dostoyevski, politikayla ilgilenmeye başladı ve genç liberallerin (Tetrashevski) grubuna girdi. İkinci yazarlık dönemi 1859'da ordudan terhis edilerek Moskova dışında küçük bir yerde kalmaya zorlanan Dostoyevski, özgürlüğüne kavuştuktan sonra Petersburg'a döndü. Kardeşi Mihail ve arkadaşı N.N. Strahov ile birlikte Vremya (Zaman) ve sonra da Epoha (Dönem) adlı dergileri hazırladı. Bu dergilerde Slavcı düşünceyi savunduğunu belirten yazılar yazdı. Ezilenler (Unijenniye i Oskorblyonniye) ve Ölü Evinden Anılar (Zapiski iz Mertvogo Doma) ile kendinden söz ettirdi. 1863 yılında arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar borçları yüzünden sıkıntıya düşen ve yayımcılardan yazmadığı romanların avanslarını alarak yaşayan Dostoyevski, Yeraltından Notlar adlı yapıtı 1864 yılında yayımlandı. Romanda bir zihnin derinliklerine indi. Suç ve Ceza (Prestuplenie i Nakazanie) ve Kumarbaz(İgrok) adlı yapıtları 1866 yılında yayımlandı. Dostoyevski, Suç ve Ceza'yı 1858 yılında Semipalatinsk'te bulunduğu zaman Roussky Slovo dergisi için uzun bir hikâye olarak tasarlamıştı. Bunun nedeni, Sibirya'dan ayrılana dek roman yazmama kararı almasıydı. Dostoyevski, kardeşi Mihail'e gönderdiği bir mektupta kitap hakkında: “ ...Konusu gerçekten çok güzel. Kahramana gelince, bugüne kadar hiç denenmemiş bir kişi. Ama bugünün Rusyasına bakacak olursak, böyle bir kişi karşımıza sık sık çıkmaktadır. Bu sonuca halkın kafasını yeni fikirleri anlayarak vardım. Öyle hissediyorum ki, yeni fikirler ve görüşlerle döndüğüm zaman, romanımı genişletmekte başarılı olacağım. Kişi aceleye gelmemelidir dostum. Ve insan iyi olanın dışında hiçbir şey yapmamalıdır... ” diye yazdı. Dostoyevski, bu eserinde bir Rus aydını olan Raskolnikov'un kendi doğrusu adına işlediği cinayetleri ve vicdanıyla hesaplaşmasını konu edindi. Yazar, küçük bir otel odasında ve kötü bir ekonomik durumla yazdığı Suç ve Ceza'yı 1866 yılında tamamlamıştı. Dostoyevski'nin yazdığı Budala (Idiot) eseri 1866, Ebedi Koca (Veçnıy Muj) 1870, Ecinniler (Besı) 1872 yılında yayımlandı. Bütün bu başyapıtlar birbirinin izledi. Karısı öldükten sonra sekreteri Anna Grigoriyevna Snitkina ile evlendi. Yeniden borçlanan ve kumaranelerde dolaşmaya başlayan Dostoyevski, bir kız çocuk sahibi oldu. Ancak kızı fazla yaşayamadı ve doğduktan kısa süre sonra öldü. Dostoyevski de bu yüzden büyük bir sarsıntı geçirdi. 1875'te Delikanlı (Podrostok), 1876'da Bir Yazarın Günlüğü (Dnevnik Pisatelya)[ ve 1879'da Karamazov Kardeşler (Bratya Karamazovi) adlı romanları yayımlandı. Hayatı boyunca eserlerinde işlediği temaları yeniden ele aldığı, insan duygularının derinliğine inen eserler yazan Dostoyevski, Karamazov Kardeşler'de Ivan ve Alyosha Karamazov adlı karakterler için filozof Vladimir Sergeyevich Solovyov'dan ilham aldı. Zosima ve Alyosha'nın öne çıkacağı Bir Büyük Günahkarın Yaşamı adlı eseri tamamlayamadı. 1881 yılının Ocak ayında bir ciğer kanaması geçirerek yatağa düştü ve 9 Şubat 1881 tarihinde öldü. Dostoyevski için yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz bin kişi tabutunun arkasında yürüdü. Dostoyevski, beğeniyle karşılanan ilk romanı İnsancıklar'dan sonra yazdığı Öteki ve Ev Sahibesi ile olumsuz yorumlar aldı ve depresyona girdi. Ancak yazar, kendisini ruhsal çöküntüye götüren düşüncelerden uzaklaşmayı bildi. Dış dünyadan kopan zihninin parçalanışını kendi çözen yazarın eserlerindeki ruhbilimsel açıdan en zengin tema da çift kişilik temasıdır. Kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma hali içerisinde bulunan bir memuru anlattığı Öteki adlı yapıtında daha sonra da işleyeceği bir tema olan çift kişilik temasını işlemişti. Ellili yaşlarında içine bazen bir karamsarlık ve ağırlık çöken Dostoyevski, bu durumu ikinci eşi Anna Grigoriyevna Snitkina’ya "Sanki bir suç işlemişim gibi bir çeşit sebepsiz hüzün ve keder içindeyim" diye açıklamıştı. Ecinniler'de Stavrogin'i bir çocuğa tecavüz ettirmiş olması yüzünden de kendini hep suçlamıştı. Dostoyevski kendi çocukluğunda, annesine acı çektirmesinden, sürekli sarhoş olmasından ve hizmetkârlara kötü davranmasından dolayı babasından nefret ediyordu. Eserlerinde kullandığı, kaderine boyun eğen ve uysal kadın örneğini kendi evinde; annesinde gördü. Kadının alttan alması, erkeği daha da kızdırmaktan başka bir işe yaramayacağını görmüştü. Çok duyarlı biri olan Dostoyevski, bu yüzden babasına kin besliyordu. Babasının ölümünü haber aldığında, "Babamın ölümünde benim hiçbir suçum yok, ama bu öldürmenin kefaretini ödemeye hazırım, çünkü içimden onu öldürmek geçiyordu" diyerek Karamazov Kardeşler adlı romanında yer alan Dimitri Karamazov'un tepkisinin benzerini gösterdi. Dostoyevski, babasının ölümünü istediğini düşünerek depresyona girdi. Bazı yazarlara göre de ilk sara nöbetlerine de bu düşünce sebep oldu. Sigmund Freud ve birçok psikanalizci, babaya duyulan bu nefrete ve bunu izleyen suçluluk düşüncesine dayanarak Dostoyevski'nin hastalığının sinirsel kökenli olduğunun ortaya çıkardı. Andre Gide, Ezilenler adlı romanın, aşağılanışın insanı cehennemlik ettiği, alçakgönüllüğünse kutsallaştırdığı fikriyle dolu olduğunu söylemişti. George Steiner ise Charles Dickensvari bir havanın olduğunu söylediği Ezilenler'de bulunan temanın Ebedî Koca'da, Ecinniler'de ve Karamozov Kardeşler'da da yer aldığını söyledi. Nicholas Berdyaev, Dostoyevski'nin bütün yaratıcı gücünü insana ve insanın kaderi temasına adadığını, bunun da onu ölümsüz kılmaya yettiğini belirtti. Devlet aleyhinde bir komploya katıldığı iddiası ile tutuklandıktan sonra sekiz ay hapisanede kalan Dostoyevski, suç ve ceza kavramlarıyla en yoğun şekilde burada karşılaştı. İdam edilmek üzereyken affedildi. Cezası dört yıl kürek ve altı yıl adî hapse dönüştürüldü. Dört yılın sonunda er rütbesi ile kışlaya verildi ve 1859 yılında terhis edildi. Suç ve Ceza adlı eserini 1858 yılında oluşturmaya başladı. Bu eserinde ahlak kavramını ve siyaseti harmanladı. Dostoyevski, bu romanda sadece Rus halkını değil, tüm insanlığı tehdit eden bir kısır döngüden kurtulmanın gerçekleşebileceğini vurguladı. Yazar, John Stuart Mill'in ekonomik refah için bireysel bencilleşmeyi öneren kuramını Semyon Zaharoviç Marmeladov'un ağzından eleştirdi. Dostoyevski, düşünce ve sanat deneyimini sürekli olarak arttırdı. Tanrı'dan, ateizmden, kötülükten, özgürlükten söz eden roman karakterleri, gerçekte aynı bilincin farklı anları gibidir. Bu karakterler aracılığıyla Dostoyevski, cinleri ruhundan uzaklaştırır. Bakış açısı değişmekle beraber eserleri, gerçeğin hep aynı çoşkulu ve acı veren arayışı içerisindedir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.