Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
^_^ :D
Şöyle sorular soran bir kızçocuğu: - Tomris teyze, Dostoyevski'yi Gorki'den daha az mı beğenmek gerekir? - İnsan birini severse, bir daha sevemez mi? Hakkını yitirmiş mi olur? - Bir erkek, sizi başkalarıyla aldattığını söylüyorsa, sizi seviyor mu demektir? - Sadık olmak ne demek Tomris teyze? Ben sadık olmak istiyorum. - Bile bile yanlış yapıyorsanız, budala sayılabilir misiniz? - Tomris teyze, bu gece kulübün diskoteğine gidelim n'olur. Siz isterseniz, karşı çıkmaz bizimkiler.
Doru at doğru at, Küfür diyorum bir saldırmama eylemidir. İnsan süsüdür günah. Gömmeden önce biraz gezdirin beni.
Reklam
Levililer, Bap 12:2-8’de erkek çocuk doğuran bir kadının doğumdan sonra yedi gün, kız çocuğun doğumundan sonraysa on dört gün kirli olacağını yazar. Fas’ta erkek  çocuğun doğumu kadınların üç mutluluk çığlığıyla karşılanırken, kız çocuğun doğumu ya tek bir çığlık ya da sessizlikle karşılanır. Pakistanlı ebeler, doğumdan sonra çocuğunun erkek mi kız mı olduğunu anneye hemen söylemezler. Çünkü çocuk erkekse annenin sevinci plasentanın sıkışmasına neden olabilir; kız ise annenin kederi de aynı etkiyi yaratabilir. Ancak plasenta çıkarıldıktan sonra anne talihi ya da talihsizliğiyle yüzleşebilir. Bombay’da kadınların erkeklere oranı tam olarak 774:1000’dir. Bu oran, seçici kürtajın oldukça geniş çapta uygulandığını akla getirir. Hindistan’da yolculuk yapanlar, ultrason incelemesi ve gerekirse kürtaj öneren küçük kliniklerin kocaman reklam afişlerini her yerde görebilirler. Anne baba olmaya hazırlananlar, genelde annenin bedenindeki bebeğin cinsiyetine ait herhangi bir belirtiyi memnuniyetle  karşılarlar. Hipokrat, kız çocuğuna hamile olan annenin daha çok rahatsızlık hissettiğini iddia etmişti; yakınlarda İsveç’te yapılan bir epidemiyolojik araştıma da bu görüşü doğruladı.140 Aşırı derecede sabah bulantısı şikayetiyle hastaneye yatırılan annelerin kız çocuğu doğurma ihtimali daha yüksekti.
Selma son işgal kuvvetlerinin ayrılışlarını her zaman hatırlayacaktı. Askeri töreni görmek için, annesiyle birlikte Dolmabahçe Sarayı'na gitmişti. Teyzeleri ve kuzenleriyle birlikte, sarayın Boğaziçi'ne bakan pencereleri önünde kümelenmişlerdi. Ekim güneşi mermer çeşmeler üzerinde oynaşıyordu. Boğaz'ın her iki yakasında halk rıhtımları doldurmuştu. Saat 10.30'da, bahriye bandosu önde olmak üzere, türk piyade müfrezesi meydandaki yerini aldı. Beyaz ay yıldızlı kırmızı bayrak dalga dalgaydı. Birkaç dakika sonra fransız birliği geldi. Arkadan italyanlar ve ingilizler yerlerini aldılar. Türklerin karşısına sıra halinde dizilmişlerdi. Bir kenarda kordiplomatik, hazırola geçmişcesine, dimdik ayaktaydı. 11.30'da müttefik yüksek komiserleri göründü: General Pellè, General Harrington, Marki de Garroni. Sırmalı üniformaları ve solgun yüzleriyle! İstanbul valisi heyecanını zor saklayan adımlarla ilerledi. Bando sırasıyla ingiliz, fransız ve italyan marşlarını çaldı. Sonra türk marşı, rüzgarda ddalgalanan al bayrağın gölgesinde, ağır ağır gökyüzüne doğru yükseldi. Müttefik birlikler türk bayrağını selamladıktan sonra yerlerinden ayrıldılar ve kendilerini bekleyen tenelere bindiler. Savaş gemilerinden herbiri, kendi milli marşlarının eşliğinde, beş yıldır hüküm sürdükleri türk sularını terk etmeğe başladılar. Halk sessiz, onları gözleriyle izliyordu. Marmara'nın mavi sularında ufak bir nokta oluncaya kadar... Dolmabahçe Sarayı'nın penceresinde, yetişme çağında bir kızçocuğu, annesinin elini sıkıyordu, gözyaşları içinde birbirlerine gülümsüyorlardı.
Sayfa 105Kitabı okudu
Ben Ayşe. Ayşe Şekeryan. Ya da sokaktakilerin dediği gibi, Kızçocuğu. Kadıköy-Moda tramvayıyla dudak dudağayım! Hadi öp beni bebeğim! Öp beni aslanım!
Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuk Çalıyorum kapınızı, teyze ,amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler. (Kızçocuğu- 1956)
Reklam
Kızçocuğu
Hiroşima 'da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım büyümez ölü çocuklar
Sayfa 42 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Benim küçük kızçocuğu Tanrım Mitos yitme n’olur
TÜİK verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kızçocuğu devletin izniyle evlendirildi.
Her şeyi değiştirmeye yatkın kızçocuğu, fotoğrafların üstüne yazmış.
Dans eden Alman gençlerinin üstüne şöyle: Düşler paklamaz beni! Gidi cavırın kızı! Karda elele koşan bir kadınla bir erkeğin üstüne de: Heyyt babalar be! Yaşamak be!
Reklam
Şöyle sorular soran bir kızçocuğu: — Tomris teyze, Dostoyevski'yi Gorki'den daha az mı beğenmek gerekir? — İnsan birini severse, bir daha sevemez mi? Hakkını yitirmiş mi olur? — Bir erkek, sizi başkalarıyla aldattığını söylüyorsa, sizi seviyor mu demektir? — Sadık olmak ne demek Tomris teyze? Ben sadık olmak istiyorum. — Bile bile yanlış yapıyorsanız, budala sayılabilir misiniz? — Tomris teyze, bu gece kulübün diskoteğine gidelim n'olur. Siz isterseniz, karşı çıkmaz bizimkiler.
Kızçocuğu, telaşımı anladı, kendi defterini armağan etti bana. Okur, görebilsin isterdim. Nasıl yazmaya çağıran bir defter! Azıcık kullanılmış. Kapağında 'Almanya'dan İzlenimler' yazıyor.
208 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.