Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Araştırma-İnceleme

Profil
Mücadele asıl olarak politik değil entelektüeldir (felsefidir). Siyaset, belli bir ulusun kültürüne egemen olan temel fikirlerin (metafizik, epistemolojik, etik) nihai sonucudur, pratik uygulamasıdır. Sebeple mücadele edip sebebi değiştirmeden, sonuçlarla mücadele edip sonuçları değiştiremezsiniz. Neyi yürürlüğe koyacağınızı bilmeden de herhangi bir pratik uygulamaya girişemezsiniz.
Sayfa 288 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Şah Rıza Pehlevi, 1936 yılında bir imparatorluk buyruğu ile perslerin soyunu Ari ırka dayandırarak devletin ismini İran olarak değiştirmişti. Pehlevi'nin bu davranışındaki amacı çağdaş İran düşüncesi ile İslam öncesi dönem arasında bağlantı kurarak bir ulus oluşturmaktı.
Reklam
Sedat Peker, Barış Akademisyenleri'nin kanında duş alacağını söylemişti. O tasfiye edildikten sonra hapisten çıkarılan Alaattin Çakıcı, Kürşat Yılmaz gibi meşrulaştırılmış mafya unsurları ise ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu tehdit ediyordu.
Sayfa 137Kitabı okudu
"Tüm insanların, yaşadıkları kültürden ve çağın altkültüründen bağımsız olarak, hayatlarında, kişisel değer ve kimlik hissi talep ettiklerini düşünüyorum."
"Ucuz adamlar pahalı makinelere ihtiyaç duyar" diyen ve bu yeniliklerin ilk savunucularından olan Sterling Bunnell, "yüksek vasıflı adamlar ise alet kutusundan başka pek bir şeye ihtiyaç duymaz" diyordu. İnsan emeğini basitleştirmek için karmaşık makineler kullanılması fikri, Smith'in korkularının gerçek olmasına giden yolu açtı. Örneğin, endüstri psikoloğu Frederick W. Taylor, büyük bir tesiste makine ve endüstriyel tasarımın müthiş derecede karmaşık hale gelebileceğini, ancak işçilerin bu bütünün dizaynını anlamasına gerek olmadığını düşünüyordu; hatta ona göre, bütünün dizaynını anlama çabasıyla ne kadar az "meşgul olurlarsa" kendi işlerine de o kadar verimli bir biçimde sarılırlardı.
Sayfa 43 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
İnsanın saldırganlığa yatkınlığının kısmen doğuştan olduğunu tanımak zorundayız, keza saldırganlığın olumlu işlevlerini de. Kendimizi düşmana karşı savunabilmeli, tehlikeli koşullarda emir verebilmeli veya emirlere uyabilmeli, üremek veya hayatta kalmak için gerektiğinde hemcinslerimizle rekabet edebilmeliyiz. İnsanlar karmaşık olduğundan, özellikle de sembolleştirme kapasitesine sahip olduğumuzdan, saldırganlık potansiyelimiz kendini, yukarıda belirtildiği gibi "saldırgan" dilde kutsal kabul edilecek bir hale gelmiş, çeşitli değişmeceli yollarla ortaya koyar. Kişisel değer ve yeterlilik algısına erişmek istiyorsak zorluklara saldırabilmemiz, sorunları alt edebilmemiz, kendimizi savunabilmemiz, farklı kimliğimizi tanımlayabilmemiz ve kendimizi birey olarak ispat etmemiz gerekir.
Reklam
Ahmet Cem Ersever’in İstifası
S.Y. - Sizin istifanız Bingöl olaylarından sonra mı, yoksa ateşkesten sonra mı? C.E. - Mart ayıdır. İstifama kuşkusuz Bingöl olayları da neden olmuştur. Devlet daha kendi sevk ettiği askerinin adını bilmiyor. “Öldürülen erlerden bazılarının kimliği tespit edilmemiştir” diye açıklama yapılıyor. Olmaz öyle şey... Konakçı noktaları vardır asker intikallerinde. Bir yerden bir yere ismen, cismen evrakla teslim alınır, teslim edilir. Bu bile edilmemiş. Asıl istifamın nedeni Kuzey Irak harekâtıdır. Bugün 7 haziran 1993 Türkiyesi’nde durum neyse, bunun sebebi 92’de yapılan Kuzey Irak harekâtıdır. Bu harekât yanlıştır, bilinçsizdir. Türkiye örgütsüzlükten, bilgisizlikten tezgâha getirilmiştir.
Doğan KitapKitabı okudu
Uyku...
“Uyku geriye kalan tek bariyer, kapitalizmin saf dışı bırakamadığı tek dayanıklı "doğal koşul". -Jonathan Crary, 7/24 Geç Kapitalizm ve Uykuların Sonu, Metis Yayınları, syf: 78
Hikayemle ben kendimi bilirim, hikayem hikayesi ile buluştuğunda ötekini bilirim, onu hikayem(d)e uydururum; Öteki de hikayesin(d)e beni uydurur, –hikayesinde– benimle buluşur: Bilir. Yaşamı anlamlandıran hikayelerdir.
Sayfa 16 - MinotorKitap, 1.Baskı Mart 2024Kitabı okudu
dağınık mod& meditasyon pratikleri
"Üzerinde günlerce düşünmemize rağmen çözemediğimiz bazı çetrefilli sorunları hiç alakasız bir zamanda zihnimizde beliriveren bir ipucu ile çözdüğümüz olmuştur. Bu tip durumlar gerçekten de nadir değildir ve birkaç yıl önce keşfedilen özel bir beyin şebekesi sayesinde artık neden böyle bir gariplik yaşadığımızı da biliyoruz. Varsayılan durum şebekesi (Default Mode Network-DMN) adı verilen bu geniş sinirsel ağ; bir insanın belirgin bir işe odaklanmadığı, zihninin boş ve tabiri caizse "bekleme" modunda olduğu zamanlarda devreye giren bir "toparlama" faaliyeti gibi gözüküyor. Normal insanlarda DMN faaliyeti zihnin dağınık sıçrama süreçleri olarak karşımıza çıkıyor. Fakat meditasyon pratiklerini sıklıkla uygulayan insanlarda DMN faaliyeti de değişime uğruyor ve daha odaklı, o anın farkındalığını daha keskin sağlayan bir duruma geçiş yapıyorlar."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.