Dil, sadece milletlerin dış görünüşlerinin değil, aynı zamanda ruhlarının da göstergesidir. Bu bakımdan milli ruhun ve milli şuurun oluştuğu, şekillendiği baş kurumlardan biri de dildir.
Dilin kuralları dediğimiz şey biz dilcilerin masa başında belirlediği "doğrulardan" oluşmaz. Dil kullanımına toplum karar verir. Dilciler olarak keskin olmamalı, toplumun kullanımlarına göre dile bakmalıyız.
‘Zürriyet’ kelimesi Arapça’dan gelip kökü “-zer-re”dir ki o da “tohum” demektir. Sosyal bilimlerde soyağacı anlamında “şecere” kullanılması bir tohumdan gelmesi telmihiyle, etimolojik olarak da çok şık...
Bilal Sarimeseli
Ziya Gökalp’in, 1923’ler öncesi Kürt Aşiretleri Hakkında İçtimai Tetkikler adlı mahallinde yürütülmüş bir araştırması da burada önemle zikredilmelidir. Zira, bu çalışma Lozan konferansında İsmet Paşaya İngiliz tezi karşısında bir alternatif tez olarak ve belgeleriyle -Kürtlerin Türk boyundan olduğu içeriğiyle- sunulmuş, o da bu tezi Lord Kurzon’a karşı savunmuştur. Rıza Nur tarafından bizzat Ziya Gökalp’ten talep edilen bu araştırma; tarih folklor ve etnografya verilerine dayanarak -sosyolojinin en güçlü metodolojisini de kullanmak suretiyle- Diyarbakır yöresinde, Silvan’da birçok Türk aşiretlerinin, özellikle Karakeçililerin, Kürtleştikleri sonucuna varmıştır. Oysa aynı aşiretin Bursa ve Bilecik’te yaşayan kollarının ise tek kelime Kürtçe bilmedikleri gerçeğini ortaya koymuştur. Buna, Gökalp “Türkmenlerin Kürtleşmesi” diyordu. Böylece, birçok Türk boyları tarihi nedenler, iktisadi ve idari baskılar sonucu bölgede yaygın konuşulan Kürtçenin tesiri altında kalarak kimliklerini yitirmişlerdir.
Yunancada gamma, yani g harfinden türeyen kelimelerin çoğunda (örneğin gaia, genesis, gamete: üreme, doğurma, döllenme eylemi) özellikle dişil varlığın yaşadığı o kritik an, çektiği acı ve güçlük söz konusudur.
"Bunu unutmayın, ilk önce dillerini unutup karıncalıktan çıkacaklar, fil olmak için can atacaklar ....karıncaların kellelerini kesmektense dillerini kesmek daha doğrudur."
Kültür bir evse, dil de ön kapının ve içerideki bütün odaların anahtarıdır, dedi. Onsuz darmadağın olursun, diye ekledi, doğru düzgün bir yuvadan, meşru bir kimlikten yoksun kalırsın.
Her millet dilini ihtiyaçlarına,kültür ve medeniyet seviyesine,zevkine göre yaratır.Dil,tıpkı ev gibi bir milletin duygu,düşünce ve hayatının barınağı,korunağıdır.