Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
başlangıç ile bitişin örtüşmesine dair,
roman şu paragrafla başlar:
"kronik vicdan azabı, tüm ahlakçıların hemfikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. ... ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."
o beklenen sonda ise vahşi john, son anlarını derin bir
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Dostoyevski'nin kaleminin sesleri artarak benliğinin saf haline doğru yaklaşmaya devam ediyordu.
"En azından deneme" kavramını yükseklere çıkarmış Dostoyevski, deneyselliğin
"O bizi dünyanın kötü şekilde hayal kırıklığına uğrattığı, normalde bizi ayakta tutan duygularımızın yanılsamalarına yenilip içine düştüğümüz karanlıkları çok iyi anlayan bir arkadaşa ihtiyacımız olduğu zamanlarda yönelebileceğimiz, onları dağıtacak az sayıdaki filozoftan biridir."
Bundan tam 205 yıl önce bugün dünyaya gelen Søren
Necip G. yazmıştır.
4.
Bu yolculuk gelecek bin yılın belki de binlerce yılın nasıl şekilleneceği konusunda hayati önemdeydi. İşlerin çığrından çıktığı 2066 yılından
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
HAYIRLI CUMALAR...
Ey Rabbim! Ben, gizlide senden hayâ etmeyen utanıp çekinmeyen, açıkta seni gözetmeyen zavallıyım. Ben, büyük musibetler sahibiyim. Ben, Mevlasına karşı çıkan cüretkârım. Ben, gökyüzünün güçlü Rabbine isyan eden biriyim. Ben, büyük günah yolunda malını harcayanım. Ben, büyük günahlara doğru koşanım. Bana mühlet verdin, kendime
EYLÜL İNCE'DEN
Bir kitap düşünün ki içinde aşk olsun; babanın üvey evladına duyduğu, annenin öz kızına… Yine babanın alkole ve sigaraya, hepsinin 6 rakamına!...
Biraz karışık oldu değil mi? Evet, kitap da böyle zaten; karışık, karmaşık, zor ama özel, farklı bir eser.
Belki türünün ilk örneği, belki de postmodernizm romanın bir adım
Hz.Ömer (r.a.) şöyle demiştir:
Eğer; " tek bir kişi cennete girecek"dense, o kişinin ben olacağımı ümit ederim. Eğer; "tek bir kişi cehenneme girecek" dense, o kişinin ben olacağımdan korkarım.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Not: Yazdığım yazıların tamamını bu gönderide okuyabileceğiniz gibi, gruplandırdığım bazı yazıların başlıklarının yanına koyduğum linklerden gönderilerin sayfasına tek tek de ulaşabilirsiniz.
MASALLAR:
1- Çoban Köpeği ile Sokak Köpeği: #36186167
2- Minik Kedi Yavrusu: #36584901
3- Köpek