Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
192 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitap güzeldi. Kitaptaki kızın küçük yaşta annesini kaybetmesi, evdeki sorumlulukları üstlenmesi, daha çok küçük yaşta olmasına rağmen oynayıp, eğlenmek yerine evdeki işleri düşünmesi, babasının onunla ilk başlarda çok ilgilenmemesi ve genellikle işleriyle ilgilenmesi üzücüydü. Okuldaki arkadaşıyla arasındaki şeyler ve kitap yazmaları güzeldi. Ben kitabı çok beğendim. Okumanızı tavsiye ederim.
Limon Kütüphanesi
Limon KütüphanesiJo Cotterill · Genç Timaş Yayınları · 20172,585 okunma
İnsan yalnız kaldığı zaman öyle şeyler düşünüyordu ki aşk bunların yanında küçük bir yer tutuyordu. Sevdaya zaman yoktu.
Reklam
KATKI MADDELERİNİN HORMONLAR VE DAVRANIŞLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Eğer, domuz, domuz yağı, alkol, kokain gibi yasaklanmış katkı maddeler tüketilmiş ise, etkileri erkenden ortaya çıkmayabilir. Buna karşılık, küçük miktarlarda kullanılmaları sebebi ile etkileri de yavaş yavaş ve birikerek olacaktır. Esasında, düşük kan şekerine neden olan şeker gibi, hipertansiyona neden olan sodyum gibi, et ve unlu gıdalarda kullanılan ve kanserle bağlantılı nitritler, nitratlar, sülfitler, sülfatlar gibi, kobay farelerde mesane kanserine neden olan sakkarinler, beyin hasarı ile ilgili olduğu söyle nen aspartam yapay tatlandırıcılar gibi ve kadında vajinal ve rahim kanserine neden olabilen DES (dietylstilbestrol, yağ ve kas kitlesini artırmak için sığırlara verilen kadınlık hormonu) gibi şeyler daha büyük önem taşımaktadırlar.
Bu çağın, belki de tüm çağların, 'sorgulanmaz'larından biri de, 'güncellik' olsa gerek. Aslında, bugün kullanılan anlamıyla müthiş bir akılsızlık belgeselidir 'güncel'lik. Ertesi gün çürüyecek, üç gün sonra bozulup elde kalacak bir malı depolayan bir tüccar, ne kadar 'akıllı' ve de 'tüccar' olabilir ki? - Metin Karabaşoğlu / Küçük Şeyler
O günlerde hangi bahçenin içinden, hangi araziden geçsem, her tarafta yıkıp yok eden dehşetli bir balta sesiyle birtakım ağaçların yürek paralayan acı acı feryatlarla yere yıkıldığını görüyordum. Tabiat güzellikleri arasında o tatlı endamlarıyla öne çıkarak, kanatlılar âleminin kainata karşı ettikleri feryada, gökten zemine dökülen ilahi ahenge konak olan ağaçları o sene katlediyorlardı. Bu yıkım feryatları arasından mahzun mahzun geçerek her yerde hayalimi süsleyen koruya doğru yaklaştım. Ne göreyim? O güzel koru, her türlü hüzün ve elemiyle bir çöle dönmüş. Zaman zaman esen bir rüzgârın kaldırdığı keder verici tozlar, içinden zararlı böcekler yağan toprak renginde bir bulut şeklini almıştı. Ne bir ağaç! Ne bir kuş! Şurada burada kalıp kurumuş bazı ağaç kökleriyle orası bir Afrika mezarlığına dönmüştü. Temmuzun o her şeyi solduran, her şeyi çürüten yakıcı güneşi, yolun kenarında kalmış bazı çalıları, yangından çıkan yeşillik gibi yakmış, ötede beride biriken yağmur sularıysa kurtlandığı için kokuşmuştu. Yoldan yürümeye başladım. Güneşin zemine dokunan yakıcı bir ışık huzmesinin içinde sonsuz bir sürat, yorulmak bilmez bir hareketle yukarıya aşağıya çıkıp inen bin türlü sinek ağza, gözlere giriyordu. Başımın üzerinde kaynayan bu güneş de her tarafı kavuruyor, ayağımın altından ise kertenkeleler kaçışıyordu. Oradan geçen bir bağcıya, "Buraya ne olmuş?" diye sordum. Yüzüme biraz hayretle baktıktan sonra, "Buranın sahibi bu ağaçları iki yüz elli kuruşa Üsküdar oduncularına sattı" cevabını verdi.
Büyü
Yahudi âlimleri, Allah'ın Resûlüne büyü yaptılar. Sihir, İslâm tâbiriyle haktır, yâni vardır. Onu yapan da küfre girer. Fakat devrimizde ne kimsede onu yapabilecek ilim var; ne de din perdesinden geçinip böyle şeyler tecrübe etmek isteyenlerin maskaralıklarında en küçük kıymet... Allah'ın Resûlü rahatsız oldular. Sihri, Allah Sevgilisinin taraktan düşen saç tellerine düğümler atarak yapmışlardı. Buna karşı, Kur'ânın sonundaki (Muavezeteyn) isimli iki sure nazil oldu. Meleğin delâletiyle, düğümlü saç tellerinin atıldığı kuyu bulundu, açıldı, saç telleri çıkarıldı ve bu sûreler okunup tellere üflendi. Tellerden on bir düğüm... Her âyetin okunuşunda, tek tek sabun köpüğü gibi çözülen düğümler... (Muavezeteyn) sûrelerinin âyetleri on birdir. Allah'ın hikmetiyle tesir eden büyü, Allah'ın inayetiyle silinip gitti.
Sayfa 279 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hayat mücadelesine zırhsız, silahsız, yani zayıf bir bünye, hassas bir gönül, sevdalı bir ruhla girmişti.
Sayfa 15
Selam
"Yaşım otuzu geçti. Bu manasız heveslere oyuncak olmanın bir macera telakki edileceği yaş değildir. Küçük şeyler için büyük fedakarlıklarda bulunmayı kabadayılık telakki edecek değilim ya."
Sayfa 60 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
254 syf.
10/10 puan verdi
Doğan hocanın tüm eserleri mükemmel bir baş yapıt özelliği taşır. Türkiye'de psikoloji bilimine katkı sağlamış büyük insanlardan. Bu eserde de küçük büyük demeden insanın içinde hiç değişmeden kalan çocuğa sesleniyor, yaşadığımız sıkıntılar, sorunlar, olaylar aslında içimizdeki çocukla ilgili bu eserde detaylı olarak kendinizden bir şeyler bularak heyecan ve keyifle okuyacaksınız.
İçimizdeki Çocuk
İçimizdeki ÇocukDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20177,5bin okunma
280 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Sanırım az önce #kusursuzcakusurluserisi 'nin en edepsiz ve yangin dolu kitabını okumuş olabilirim. Kahvenizi hazırlayın ve kendinizi yoruma bırakın. Ama öncesinde her kitabinda olduğu gibi bu kitabına başlamadan önceki uyarıyi okumadan geçmeyin. Zira yazar, açıkça yazılmış cinsel sahnelerin ve şiddet eylemlerinin olduğunu ya da psikolojik bir şeyler varsa belirtiyor. Yani seri YETİŞKİN iceriklidir. Gelelim bu kitaba, neden farklı? Sadece ateşli kısmından dolayı mı? Hayır, tabii ki. Öncelikle Bratva'yi ve diğer tehlikeli Rus yakışıklılarıni biraz kenara alıyoruz ve İtalyan mafyasına karisiyoruz. Çünkü ailenin lideri yaşlı 'Don' henüz yerine birini seçmedi. Erkek torunu yok. Ama en sevdiği torunu İsabella'nin çocukluğundan beri kimi sevdiğini biliyor. Üstelik bir 'Don' eşi olarak yetiştirilen İsa henüz 19 yaşında ve Luca ise 35 yaşında. Üstelik boşanmak üzere. Aradaki yaş farkı sadece Luca'yi rahatsız ediyor çünkü İsa'nın sevgisinden habersiz. Ve bir gün işler tersine dönüyor, evleneli henüz çok zaman gecirmemisken bir kaza oluyor. Ve artık 'Don' olan Luca hafızasını kaybediyor. Karısı olduğunu iddia eden İsa'nin bir seyleri sakladigindan emin ve ne olduğunu çözmeye kararlı. İsabella ise korunmaya ihtiyacı olan bir kadın değil. Aksine çok akıllı ve küçük bir oyunbozan ve kesinlikle bu dünyada nasıl at kosturulacagini iyi biliyor. Eh bakalım bu oyunu kim kazanacak? Bu Seriye bayılıyorum
Harabe Sırlar
Harabe SırlarNeva Altaj · Artemis Yayınları · 2024129 okunma
Reklam
İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır
...Oradan geçen bir bağcıya, " Buraya ne olmuş?" diye sordum. Yüzüme biraz hayretle baktıktan sonra, " Buranın sahibi bu ağaçları iki yüz elli kuruşa Üsküdar oduncularına sattı" cevabını verdi...
... Biçare genç kendisiyle eğlenildiğini anlayarak ilk defa kızın yüzüne büyük bir dikkatle baktı. Hayaller çağı olan yirmi yaşının en dehşetli darbesi... Meğer aklını başından alan bu tebessüm, kızın o küçük, o güzel ağzının bütün üst dudağının biraz kısa olmasından kaynaklanıyormuş. Meğer o eşitlikçi tebessüm kendisine değil, bütün âleme, bütün eşyaya aitmiş...
Hep böyle küçük şeyler yüzünden üzülürüm
Sayfa 71 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Kendi okul bitirdiği halde eğitiminin, kabiliyetinin altında; fakat zayıf yaratılışının üstünde olarak gündüzleri çamurlar, hakaretler içinde Rum tüccarlarına komisyonculuk, aşağılanma ve azarlanmalarla mağazalarda yazıcılık, hatta ara sıra matbaalarda da amelelik etmekten, herkesin dinlenmek üzere yatağına çekildiği gece yarıları sabaha kadar tahta bir masanın önünde, bir mumun karşısında, kendisine bir iyilik, bir lütuf olarak verilmiş tapuları doldurmaktan çekinmezdi. Bazen uğradığı tahammül edilemez zorluklara karşı, yarasından kanlar damlarken yine de kendisini ayakta durmaya zorlayan bir asker gibi, kuvvet ve cesareti yavaş yavaş kendisinden ayrıldığı halde yiğitçe dayanmaya devam eder ve o mağrur kararlılığından bir şey kaybetmezdi. Yirmi yaşında, dünya işlerinden el etek çekmiş bir annenin rahatı için çalışmak, verdiği emek sayesinde kız kardeşini bahtiyar görmek, kırılmış cesaretine yeniden kuvvet, yorulmuş vücuduna can verirdi.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.