Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gürültülü Medya!..
Konu televizyondan açıldığında lafı hiç dolandırmadan hep aynı cümleyi kurardı: "Onun olduğu yerde ne sohbet olur ne muhabbet!" Babamın ne denli haklı olduğunu millet olarak sohbeti ve muhabbeti kaybettiğimizde daha iyi anladım. Görüntülü medyanın aynı zamanda sahici hayatımızdan çalan gürültülü medya olduğunu birçoğunuz, iş işten geçtikten sonra fark etti.
Sayfa 52 - Hüseyin Akın / "İnsan ekseri malumattır" derdi babamKitabı okudu
Lafı dolandırmadan söyleyeceğim: Beni sevmiyorsunuz ve sevemezsiniz.
Sayfa 337 - lanet gerçeklerKitabı okudu
Reklam
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü nereye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu.
Sayfa 252 - Can Yayınları, 33. BasımKitabı okudu
°•○● Lafı dolandırmadan söylemeliyim ki fiilin hükümranlığı,meziyetlerimizden daha büyük bir varoluş kontejanını elinde tutan zaaflarımızdan gelir
Sayfa 67 - metisKitabı okudu
Sen beni görüşümü almak için çağırtmadın mı? Lafı hiç dolandırmadan söyleyeceğim sana görüşümü: Bu salondan çık, bu saraydan ayrıl, arkana hiç dönüp bakma, kimseyle vedalaşma, eşyanı bile toplama, gel, bana elini ver, evimize dönelim, sen şiirlerini yaz, ben yıldızlarımı gözlemleyim. Her akşam çırılçıplak gir koynuma, mis kokulu şarapların eşliğinde söyleyelim şarkımızı, dünya dursun bizim için, görmeden, duymadan geçelim içinden, ne kanı, ne çamuru bulaşsın ayaklarımıza.
Sayfa 143 - Ömer HayyamKitabı okudu
*~●。。。Para pul, ruhen yoksul olanlara, ilgi ve mutlulukları bakımından yoksul olanlara nasip oluyor sanki. Lafı dolandırmadan söylersek: çok zenginler zavallı birtakım garibanlardır.
Sayfa 623 - İletişim Yayınları Çeviren Roza HakmenKitabı okudu
Reklam
Başka türlü bir kadın...
Güney ülkesinden gelme şu beyaz kadınlar o kadar çıtkırıldım, o kadar nazenin, o kadar dayanaksız olurlardı ki - hayır, hayır, böyle bir kadınla böyle bir yolculuğa kalkışmak düşünülemezdi bile. Ne var ki, Sitka Charley, "böyle bir kadın" dediği kadının ne tür bir kadın olduğunu bilmiyordu o sırada. Daha beş dakika önce yolculuğun lafını bile duymak istemediğini söyleyen aynı Sitka Charley, beş dakika sonra o kadın pırıl pırıl bir gülümsemeyle gelip de lafı hiç dolandırmadan, yalvarıp ya- karmadan, kadınca cilvelerle kandırmaya da çalışmadan dupduru bir İngilizceyle doğrudan doğruya konuya girerek ricada bulununca, yelkenleri suya indirivermişti. Kadının sesi azıcık titrese, gözlerinde en ufak bir yalvarma ifadesi belirse, bir parça dişiliğini kullanmaya kalkışmış olsa, Sitka Charley inadına sertleşirdi; oysa kadın ufukları araştırır gibi bakan dupduru gözleriyle, billur gibi sesiyle, açık yürekliliğiyle ve kolayca karşısındakinin düzeyine inivermesini sağlayan inanılmaz alçakgönüllülüğüyle Sitka Charley'nin hem yüreğini, hem aklını fethedivermişti. Demek ki, bu da bambaşka türden bir kadın diye düşünmüştü Sitka Charley.
Sayfa 111
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu. Hatta Kader'in oldum olası en büyük eğlencesi, kendine ait şeylere karşı bende sevgi ya da istek uyandırmak olmuştur, sırf ertesi gün o şeye sahip olmadığımı, asla da olamayacağımı göreyim diye.
renkleri eksik, grimsi.. siyah, beyaz
Hayatımı size şarkı söyler ya da hikaye anlatır gibi ballandıra ballandıra anlatamayacağım. Lafı dolandırmadan, kolaylıkla anlayabileceğiniz şekilde tek bir cümleyle özetleyeceğim..
Sayfa 493Kitabı okudu
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu. Hatta kader'in oldum olası en büyük eğlencesi, kendine ait şeylere karşı bende sevgi ya da istek uyandırmak olmuştur, sırf ertesi gün o şeye sahip olmadığımı, asla da olmayacağımı göreyim diye.
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
"Mesele düşlemenin yaşamaktan katbekat daha rahat ve kolay olması; dolayısıyla, hayalci, eylem insanına kıyasla hayattan çok daha büyük, çok daha zengin bir zevk alır. Lafı dolandırmadan, daha açık konuşacak olursak, asıl eylem insanı, hayalcidir."
Sayfa 137 - Can YayınlarıKitabı okudu
My heves stay in my kursak again.
Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu..
Hayalcinin eylem insanına olan üstünlüğü, düşün gerçeklikten üstün olmasından kaynaklanmıyor. Mesele düşlemenin yaşamaktan katbekat daha rahat ve kolay olması; dolayısıyla, hayalci, eylem insanına kıyasla hayattan çok daha büyük, çok daha zengin bir zevk alır. Lafı dolandırmadan, daha açık konuşacak olursak, asıl eylem insanı, hayalcidir.
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu. Hatta Kader'in oldum olası en büyük eğlencesi, kendine ait şeylere karşı bende sevgi ya da istek uyandırmak olmuştur, sırf ertesi gün o şeye sahip olmadığımı, asla da olamayacağımı göreyim diye. Kendi kendimi alaycı bakışlarla izlerken, ne olursa olsun hayatı seyretmekten de hiç vazgeçmedim. Ve artık, bütün muğlak umutların hüsranla sonuçlanacağını kabullenmiş biri olarak, umutla hayal kırıklığını aynı anda tatmanın özel zevkinin ıstırabı içindeyim, hem acı, hem tatlı bir yemeğe benziyor bu, acıyla tatlı arasındaki zıtlık, tatlıyı iyice bala çevirmiş. Bütün savaşlarda peşinen yenilmiş, şimdi her yeni çarpışmadan önce, son geri çekilme hareketini her ayrıntının tadını çıkararak kâğıda döken, karamsar bir generalim ben.
Sayfa 252 - Can yayınlarıKitabı okudu
Mesele düşlemenin yaşamaktan katbekat daha rahat ve kolay olması; dolayısıyla, hayalci, eylem insanı­na kıyasla hayattan çok daha büyük, çok daha zengin bir zevk alır. Lafı dolandırmadan, daha açık konuşacak olur­sak, asıl eylem insanı, hayalcidir.
348 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.