_İnsan, Meleklerin Cevherindendir.
_Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur.
_İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir.
_İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları.
_Allah’tan başka
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Maksat muhabbet olsun
Birbirini hiç tanımayan iki kişi,
biri yirmili yaşlarında diğeri yetmişini devirmiş,
biri para alarak hizmet veren, diğeri müşteri konumunda,
biri yalnız, diğeri gölgesi gibi üzerine yapışıp kalmış yalnızlığından kaçmak için bir kadının yürüdüğü yerlerdeki ayak izlerine basarak yürümeye çalışıyor,
iki kişi, biri ölüme yakın,
diğerinin kafası karışık,
ölse o kızı çok çok özleyecek ama
ölmese ne yapacağı hakkında bir fikri yok, Teşvikiye'de bir evde iki kişi, pastanede yapılmış ama yine de ev yapımı diye satılan birkaç çeşit kurabiyeyi yiyerek karşılıklı sohbet ediyorduk.
Sayfa 99Kitabı okudu
Ilginç bir diyalog
İmam Cafer-i Sadık, imameti sırasında Sünnilerle mücadele ediyor, onların Islam' da yapmış oldukları tahrifleri engellemeye çalışıyordu. O hazret birçok Sünni alimi ile mücadele etmiştir ki bunların en meşhuru Ebu Hanife'dir. Rivayet edildiğine göre Ebu Hanife fıkhi hükümlerde kıyasla amel ediyor, imam Cafer-i Sadık ise onu, bundan
Bahsedilen sure Tekasür Suresidir. 8. Ayet konu edilmektedir.Kitabı okudu
İmam Cafer Sâdık'ın İmâmeti
Sünnîlerle Mücadeleye Devam
İmam Cafer Sâdık, imâmeti sırasında Sünnîlerle mücadele ediyor, onların İslâm'da yapmış oldukları tahrifleri engellemeye çalışıyordu. O hazret birçok Sünnî âlimi ile mücadele etmiştir ki bunla rm en meşhuru Ebu Hanife'dir.
Rivayet edildiğine göre Ebu Hanife fıkhi hükümlerde kıyasla amel ediyor, İmam Cafer Sâdık ise onu, bundan
Sayfa 93 - KRİPTOKitabı okudu
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
"Maksat sohbet olsun, kahve bahane,"
Sayfa 328Kitabı okudu
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması
“20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
IمI
Efendimizin (sas) mübarek ellerinde yetişen o güzide neslin her bir ferdi bizim için önemlidir. Bugün adım bildiğimiz 10.000 sahâbî efendimizin hangisinin hayat defterinin önüne oturursak, oturalım; hangisinin hayatını öğrenmek ve okumak maksadı ile gelip önlerinde durursak duralım; iki temel noktayı hiç unutmamalıyız. Bunlardan biri: O nesil Resûlullah’ın (sas) sohbeti ile yetişmiş bir nesildir. Sohbet-i Risalet âdeta onları boyamıştır. însibağ denilen şey budur. Her birine Efendimizden (sas) farklı bir iz düşmüştür. O halde biz hangi sahâbî efendimizi tanımak için gayret edersek, öncelikle o izin ne olduğunu anlamalı, sahâbeyi tanırken onların üzerinden Efendimiz’i (sas) biraz daha fazla tanımanın yollarını zorlamalıyız. Unutmamalıyız ki hocanın değeri talebelerinin üzerinden anlaşılır. Talebe sahâbe ise siz düşünün onları yetiştiren muallimler muallimi nasıl biridir?
İkincisi, onlara Efendimizden (sas) bir iz düştüğü muhakkak da peki, onlardan bize ne düşmelidir? Biz bu çağın insanları olarak onlardan ne almalı, neleri kavramak ve bunları nasıl hayata taşımalıyız; bunun gayretini vermeliyiz. Bu iki amacı hiç unutmamalıyız ki asıl maksat hâsıl olsun, hayatlarda o güzide örneklerin mirasları ile yeniden saâdet asrının o güzel iklimine kavuşsun inşallah...
Sayfa 418
1. Ebü Said el-Hudri (radıyallâhu anh), Hz. Peygamber'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: “Ashabıma dil uzatıp kötü söz (sebb) söylemeyin! Allah'a yemin olsun ki sizden biri Uhud dağı kadar altın infak etse, sevap bakımından onların verdiği bir avuca hatta yarım avuca bile ulaşamaz.” (Buhari,
Kaliforniya Yüksek Mahkeme reisi
(Agos 06.06.2008)
Geçen senenin Mayıs’ı olmalı. Asaf Savaş gelmiş, bizim otelin lokantasında başbaşa yemek yiyoruz, bir yandan harıl harıl siyaset konuşuyoruz. Yan masadan bir Amerikalı kalktı, geldi. “Hararetli bir konuya benziyor, ben de katılabilir miyim?” dedi. Efendiden bir zat, belli. Buyurun dedik.
İlk kez Türkiye’ye gelmiş. Ama gelmeden
Sayfa 263 - Liberus Kitap / IV. SON ZAMANLARKitabı okudu
Dedi ki:
-(Allah ehlinin huzuruna gelen bir kimse, kendisini boşaltmalıdır ki,onu doldurmak mümkün olsun...Sohbet ve cemiyetten maksat, ya ifade,ya istifadedir.İstifade bekleyenlerse, bomboş gelmelidirler;zira dopdolu dönerler...Bu yolun gerçek kahramanlarına karşı kendi manevi iflasını açığa vurmayan, gereken sermayeyi onlardan alamaz.Şah-ı Nakşibend Hazretleri buyurdular:"Her şeyden evvel,hasta ve mariz olan kimsenin,halini bilmesi ve deva istemesi,sıhhat bulmak için şarttır!"..Bize ve size lazım olan,evvela Kitap ve Sünnet yoluyla itikadın düzeltilmesidir.)
Sayfa 111Kitabı okudu
DEVLETİN YÜKSEK KADEMELERİNDE VE GİZLİ TEŞKİLÂTI İÇİNDE HAİNLER VE CASUSLAR MI VAR?
Yön adlı bir aşırı solcu derginin 25 Eylül 1964 tarihli 78. sayısında devlet kuvvetlerini derhal harekete geçmesi gereken bir yazı yayınlandı. “Millî Emniyet Teşkilâtı Islah Edilmelidir” başlığını taşıyan bu imzasız yazıda devletin iç ve dış güvenliğini sağlayan
