Bir maun sandık ısmarladım
İçine anılarımı koyacağım
Kapağını bir daha açmayacağım.
Yalandan kıldığı namazlarında Maun suresini Arapçasından okuyup, T
Türkçesini asla öğrenmediği için, yetim malı yemekte bir sakınca görmedi. Bu haram parayı da üst üste istifleyip, haddi hesabı bulunmaz bir servete ulaştı.
Sayfa 168Kitabı okudu
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Kırmızı Dev Uçan Sincap
Kırmızı dev uçan sincaplar genel olarak Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya'da bulunur. Afganistan'dan kuzey Hindistan ve Pakistan'a, Java'ya, Tayvan'a ve ayrıca Sri Lanka'ya kadar olan bir bölgede yayılış gösterirler. Kırmızı dev uçan sincap, iri gözleri ve maun kırmızısı rengiyle bilinir. Diğer sincaplara göre bu tür çok büyüktür; baş ve gövde uzunluğu ortalama 40 cm'dir. Kuyruğunun ise 42 cm'ye kadar uzadığı bilinir. Arka ayaklarında tamamı kavisli ve keskin pençelere sahip beş parmak yer alır. Ön ayaklarında ise dört parmak bulunur. Dev uçan sincaplar iyi tırmanıcı olmalarının yanı sıra mükemmel planörlerdir; bazılarının 75 metreye kadar süzüldüğü bilinir. Bu, genellikle bir ağacın en üst dallarından atlayarak gerçekleşir. Uçuş sırasında bu sincaplar, uçmaya yarayan deri kaslarını gerip gevşeterek süzülme yönünü kontrol edebilirler. Dinlenme halindeyken uçmaya yarayan deriyi vücutlarına yakın bir şekilde katlarlar. Bu sincapların yaşadığı bölgeler kış mevsiminde oldukça soğuk olmasına rağmen kırmızı dev uçan sincaplar kış uykusuna yatmaz, ancak besinlerin daha bol olduğu bölgelere göç edebilirler. Kırmızı dev uçan sincap genel olarak çam kozalakları, ağaç tomurcukları, yapraklar, genç dallar ve çeşitli meyvelerle bulunur.
Sayfa 83Kitabı okudu
Maun Suresi
1- Dîni (hesab günü) yalanlayanı gördün mü?
2- İşte o, yetimi itip kakandır.
3- Yoksulu doyurmağa da teşvik etmez.
4- Artık vay o namaz kılanların haline!
5- Ki onlar, namazlarından gaflet edenlerdir (ona ehemmiyet vermezler!)
6- Onlar ki, riyakârlık (gösteriş için ibadet) ederler!
7- Ve Mâûn’u (zekatı) men ederler!
Yazıklar olsun o namaz kılanlara... Ki onlar namazdan habersizdirler.
(Mâun:4-5)
Sayfa 9Kitabı okudu
"Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar."
(Maun, 107/4-5)
Min Di Ber Qalû Bela • Melayê Cizîrî
Min di ber qalû bela batin vi wê ra bû evîn
Hêj li ser `ehda elest im ta bi roja axirîn
Min divê lê eşkera kim carekê daxa nihîn
Guftim ew ra ma du`ago yî tu em ey hor-i `în
»E`redet `ennî we-qalet ma du`au l-kafirîn«
Ey şehê `alîcenab pir `aciz û perkende em
Ah ji dest cewra evînê çi bikirim min bende em
Sebr û taqet min neman lê bêkes û
Maun Suresi
Yetimi itip kakan ve yoksulu doyurmaktan kaçınanı gördün mü? Yardımlaşmayı reddeden sonra da kalkıp gösteriş olsun diye namaz kılanlar var ya, işte onlara yazıklar olsun!
Sayfa 143 - Yediveren Yayınları, 134.Baskı,NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Sevgiyi saltanata kurban edenler
Karanlık yiyerek açlık büyütenler
Saraylar kurdular denizler içinde
Cariye göbeğinden şaraplar içtiler
Yazları maun kayık gezileri
Kışları bol haremli helva söyleşileri
Kaplumbağalar üstünde gezen mumlarda
Yandı bütün laleler
Adına yeryüzünün saltanatı dediler
Sonra bir hamam tellakının narasıyla
Rüzgarda toz diliyle savrulup gittiler
Sayfa 48Kitabı okudu
Tanri her şeyden önce sabahları ana kızın diledikleri kadar yatakta kalmalarını istiyordu, tereyağla bal sürülmüş kızarmış ekmekleri gövdeye indirip sütlü kahve içtikleri rahat yatakta. Tanrı daha sonra onlara yıkanmalarını, bedenlerini aselbentli iksirle ovmalarını,yüzlerini usul usul kaynayan sütün buharına tutmalarını, içine misk katılmış badem yağıyla saçlarını, maun ağacına batırılmış fırçayla da tırnaklarını parlatmalarını buyuruyordu.Derken büyük bir ustalık isteyen kaşların, kirpiklerin, dudakların, yanakların boyanması başlıyordu.Bütün bunlar bitince öğle yemeği yemek,nargile içmek ve öğle uykusuna yatmak gerekiyordu, güneş ikindiyi boylayınca buhurları yakmak, şurupları yudumlamak ve son olarak da günün en büyük dilimini yaşamaya başlamak gerekliydi. şarkı ve danslarla gece yarısına dek sürecek cümbüş.
Sayfa 45Kitabı okudu
Ulu Allah (c.c) buyuruyor ki;
Kıldıkları namazın önemini kavramadan namaz kılanların vay haline.
Maun Sûresi; 4-5
Sayfa 258 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Bize ayrılmış ömür süremiz boyunca bu imtihan devam ediyor.
Bize önerilen bütün fiziki ve ruhi çalışmaların, aslında bu sınav
sürecinde "korunmamız" için olduğu anlaşılıyor. Açlıkla, disiplin-
le, malımızdan ve ilmimizden hesapsızca vermekle, isteklerimizin
bir kısmını kontrol etmeye çalışmakla, yüksek ruhsal yetenekle-
rimizi geliştirmenin yollarını öğrenmemiz gerekiyor. Fakat bu ça-
lışmaların sadece şekil olarak yerine getirilmesi, istenen sonucu
pek veremediği gibi, insanoğlunu hazin bir sona da sürükleyebi-
liyor. Öyle ki dininin gereklerini yerine getirdiğini zanneden bir
Müslüman'ın, Kur'an-ı Kerim'de "veyi" kelimesiyle geçen "yazıklar
olsun" Ueveylun lil-musallfn (Maun, 4) : Yazıklar olsun o namaz kı-
lanlara) hitabına muhatap olması bile mümkün hale gelebiliyor!
Sürekli olarak aklını işletmeye gayret etmek, tefekkür etmek, sürekli bir kontrol bilinci; insan olabilmenin, insan kalabilmenin ve
buralardan insan gibi gidebilmenin en önemli şartlarıdır. Bu vazi-
felerde tembelliğin yerini doldurabilecek hiçbir ritüel, hiçbir fizik-
sel yahut mali yöntem mevcut değil... Hangi inanca, hangi kavme
mensup olursak olalım, İslam inancından örneklendirdiğim bu
gerçekler insan olmanın değişmez gereklilikleridir.
Maun Suresi
Yazık : gösterişçin namaz kılana
Yoksula yardımdan uzak kalana;
Öksüzü hor görüp azarlayana;
Ödünç vermeyi de ayıp sayana!
Onun nasibi yok imandan yana.
Behçet Kemal Çağlar
Sayfa 174Kitabı okuyor
[MAUN, 107/ 1-7]
"Hak dini yalan sayanı gördün mü? Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur. Vay o namaz kılanların haline ki; onlar kıldıkları namazdan gafildirler. Onlar gösteriş yaparlar. Onlar basit şeyleri dahi vermezler.."
Sayfa 26 - DibKitabı okudu
