Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ağlamadan dillerim dolaşmadan yumruğum çözülmeden gecenin karşısında şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum. Şehre neden esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
222 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal Bursa cezaevinde Nazım Hikmet ile koğuş arkadaşlığı yapmış ondan etkilenip şiirden düzyazıya geçmiş ve bu anlamda Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi çizgisini belirlemiş yazarlarımızdandır. Defalarca kovuşturmaya uğramış yargılanmış siyasi düşünceleri sebebiyle hapis yatmış yasaklara maruz kalmıştır.
Baba Evi - Avare Yıllar
Baba Evi - Avare YıllarOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2020822 okunma
Reklam
Bugün mavi giyesim var Gökyüzüne yakışan tonunda Bazı günler sarıya çalıyor Yanık tenimin fosforunda Zekanın rengi sarı Mutluluk pembeyle pamuk helvaya karışıyor Canım siyah son kurtarıcım
Kaybettiğin Yerde Bekleme
* Kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar. Sana kapanan kapıyı bir daha çalma, Kapanan kapıyı acizler çalar. Unutma ki bu aşağılık dünyadasın; Kötülüğü baştacı edip iyiliği çılgınlık sayan dünyada. Şunu iyi bil ki; şeytan da kutsal kitaplardan örnekler verebilir. Ve cehennem boş, şeytanların hepsi burada... Her düşünceni dile getirme, Sana yakışmayan hiçbir düşünceyi hayata geçirme. Samimi ol fakat basit davranma. Huzur ancak gökyüzünde vardır... Biz ise yeryüzündeyiz. Utan ey çağ! Soylu insan yetiştiremez oldun. Arama boşuna bulunmak istemeyeni. İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır, Eğer değillerse... Hiç görünmesinler daha iyi. Kader mi aşkı kovalar, yoksa aşk mı kaderi? Kimseler çözemedi bu bilmeceyi... Hoşçakal, değerin çok yüksek, Tutamam seni... Sen ancak görenleri seversin, bense körüm... Sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle... Ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle. Öğret bana nasıl unutulur düşünmek? Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar. Boğ kendini yüreğim; dilimi tutmam gerek...
William Shakespeare
William Shakespeare
Sinemanın karanlığında anıları canlandı, kendini daha önceleri gördüğü düşlere kaptırdı. Romantik aşk düşüncesiyle birlikte, bir başkası daha işe karışmıştı fiziksel güzellik. Düşünce tarihinin belki de en yıkıcı düşüncelerinden biriydi bu. Her iki düşünce de kıskançlıktan kaynaklanıyor, bir güvensizlik ortamında gelişiyor ve düş kırıklığıyla son buluyordu. Fiziksel güzelliği erdem ile özdeşleştireceğim derken düşünce sınırlarını zorluyor, yeni sınırlar koyuyor, kendinden nefret etme duygusunu körüklüyordu. Şehveti, basitçe ilgi duymayı unutmuştu. Aşkı, sahiplenici çiftleşme, romantizmi de ruhun amacı olarak görüyordu. Onun için aşk, âşığı kandıracak, sevgiliyi hapsedecek, onun özgürlüğünü her bakımdan kısıtlayacak en yıkıcı duygularını besleyen bir kaynak olacaktı.
Sayfa 114Kitabı okudu
80 syf.
7/10 puan verdi
Clara Janes, çağdaş İspanyol şiirinde önemli bir isimmiş, sayısız ödülü varmış. Adenli Adam, şiirsel dili ve anlatımıyla bu durumu buram buram yansıtan bir kısa roman... Mavi gözlü, sarışın yabancı bir kadının turistik amaçla geldiği Yemen'de Adenli bir erkekten etkilenip kendini bir Arap kadını olarak hayal etmesi ile başlıyor hikaye. Burada başına gelen bir olay ile birlikte onun ruh halini, Doğu insanının suretinde gördüğü hislerini, Doğu ve Batı kültürünü karşılaştırarak çözmeye çalışan bakış açısını okuyoruz. Burada, Doğu'da, erkekler tarafından sadece bir bedenden ibaret olan kadınlara öykünüp onlardan biri olmayı hayal ederken yaşadığı iç çatışmayı, etkilendiği Adenli Kays'i tasvir etme biçimini başarılı buldum. Benim severek okuduğum bir eser oldu Adenli Adam. Çağla Soykan çevirisini de başarılı buldum. .. .. "Doğanın parçası olmanın verdiği özgürlüğü istiyorum, sadece akılcı olanın sahte tarafını, katmanları göz ardı etmek, keçilerin yanında, toprağın üzerine oturmak, ırmağa girip boy verene kadar ilerlemek, yağmur suyunda hayr-ı âlâ ya da zevklerin en yücesiymişçesine ıslanmak ve belki de bedenime aşkı gözü kapalı buyur etmek, beni ele geçirişini, bende kök salışını, beni dönüştürmesini hissetmek istiyorum." ..
Adenli Adam
Adenli AdamClara Janés · Everest Yayınları · 20234 okunma
Reklam
Tanrıyı gerçek anlamda bir kez olsun bulanın kalbindeki o yere bir daha beşer aşkı nasıl koyulur?
(...) " Bir şeyi hep yaptım ama: Doğum gününde sana daima bir demet beyaz gül, ilk aşk gecemizden sonra bana verdiğin güllerin aynılarından gönderdim. O on-on bir yılda kendine hiç sordun mu bu gülleri sana kimin gönderdiğini? Bir zamanlar bu güllerden verdiğin kadını hatırladın mı acaba? Bilmiyorum, cevabını da asla bilemeyeceğim. Karanlığın içinden de olsa sana o gülleri uzatmak, yılda bir kez o günlerin hatırasını tazelemek yetiyordu bana. " (...) (...) O sırada gözü çalışma masasının üzerindeki mavi vazoya takıldı. Vazo boştu, yıllardan beri ilk kez boştu doğum gününde. İrkildi; sanki bir kapı kendiliğinden açılıvermiş, huzur dolu odasına bir başka dünyadan soğuk bir rüzgar esmişti. Bir ölümü hissetti, ölümsüz bir aşkı hissetti; ruhunda bir şey yarılıp açıldı ve uzaklardaki düşsel bir müziğe kulak kabartır gibi coşkuyla düşündü görünmez kadını.
Butimar kuşu, denize olan aşkıyla bilinir.
Bu defa onun kanatları alevlerin içinde yanmaya başladı. Kabuk değiştirir gibi üzerinden bir şey ayrılıyordu. Ve aşağıya dönerken ondan bir parça koptuğunu sandım ama alevler söndüğünde anka hâlâ bir bütündü. Sadece herkesi hayret içinde bırakacak şekilde ondan bir şey ayrıldı. Başka bir kuş daha. Onun gibi, ona benzeyen ama aynısı değildi. Mavi tüyleri olan bir kuştu. Butimar kuşu. İkisi ying ve yang gibi birbirlerinin hizasında dönmeye başladılar. Daren başını bana doğru çevirdi. Butimar, denize olan aşkıyla bilinir. Her gün gökyüzünden aşağı iner ve uzun uzun denizleri seyreder. Tuzlu deniz suyunu içen tek kuş olarak bilinir. Bir gün denizin kurumasından endişe duyar ve bir daha sudan içmeye cesaret edemez. Bu ölçüsüz aşkı onu içmeye kıyamadığı suyun yanı başında susuzluktan ölmeye mahkûm eder. Su Vârisi için feda edilen anka ruhundan butimar kuşunu koparmıştı.
Sayfa 425 - Dex yayınları.Kitabı okudu
Ağzını kokluyorlar seni seviyorum demiş olmayasın sakın Yüreğini kokluyorlar garip bir devrandır sevgili ve aşkı devrik yol direkleri yanında kırbaçlıyorlar aşkı evin zulasında
Reklam
Pauline fiziksel güzelliği erdemle eşit saymaya başlayınca aklını yitirdi, bu fikre tutuldu ve kendinden şiddetli biçimde iğrenmeye başladı. Şehveti unuttu, saf sevgiyi unuttu. Aşkı sahiplenici çiftleşme, romantizmi de ruhun esas maksadı olarak kabul etti.
Mutlu son?
Bir efsaneye göre bir kadın bir adama aşık olmuş. Ama ne kadın ne adam bunu fark edememiş. Yaşadıkları duygu yoğunluğu o kadar duygusuz yapmış ki onları aşkı görememişler. Ailesinden inanılmaz derecede sevgi almış, güzel, kibar bir kadın varmış. Annesi ve babası birbirine çok aşık bir çiftmiş. Bir erkek kardeşi ve bir ablası varmış. Ablası
Aşkı hep kırla birleştirmişler, iyi de etmişler: Mavi gök, kokular, çiçekler, meltemler, tarlalar ya da koruların gözler kamaştıran yalnızlığı kadar hiçbir şey çerçeveleyemez sevilen kadını.
Sayfa 141
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,978 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.