Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meryem Yalçın

Meryem Yalçın
@meryemyalcn
Öğrenci
İlahiyat
29 Temmuz 2002
11 okur puanı
Mayıs 2022 tarihinde katıldı
Dua,en derin etkilerini dua eden insanın ruhu ve fıtratı üzerinde göstererek onu öyle bir geliştirir ki çevre kalıtım elbisesi artık ona dar gelmez.
Reklam
Dua bütün şartlarıyla yapılır,yoğun, devamlı ve ihlâslı bir şekilde olursa istediği her şeyi elde edebilir, çaldığı her kapı yüzüne açılır.
Çünkü elimizde başkalarının imanının ve aşkının derecesini ölçecek bir alet yoktur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Özgürlük için şiir yoksa,şiir adına yazılanlar zalimlere birer ihsan yerine geçebilir.
Çünkü şiir anlatılmaz bir şeyin anlatılmaya çabalanmasının sonunda,anlatılabilir bir şeyin yeniden anlamlı kılınması için gösterilen bir çabanın sonunda, yeterince anlaşılmayan bir şeyin etkili bir anlatıma kavuşturulması uğrunda harcanan çabaların sonunda ortaya çıkar.
Reklam
Şiir hayatiyeti korumak için ortaya atılır . Yaşanılan bütün çirkinliklere,kötülüklere, haksızlıklara rağmen insanda savunulmaya değer,canlılığı korumaya değer bir şeyler olduğuna içten içe ve kesinlikle inanıldığı zaman şiir serpilir ve çiçek açar.
... Ve bu sûretle bir irfan hâsıl olunca nefsinle değil belki Allah ile Allah'ı bilmiş olduğunu idrâk etmiş olursun.
Hiç kimse,başkalarının çektiği acılardan dolayı asla teselli bulamayacaktır;ama herkes başkalarının mutluluğundan dolayı mutlu olmayı başarabilir. İşte bu kadar
Allah zikredildiği zaman insan ruhunda bir temizlenme olur. Allah'ı zikirle insan bir bakıma dünyada üzerine istemeden bulaşmış şeyleri temizlemeye başlar.
Derdini sev,kaderini sev,sana kuyuların karanlığından sonra aydınlığı göstereni sev.
Reklam
Dünyaya kalbiyle sokulanlar çabuk yaralanır;kalp hassastır, hile bilmez .
bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden. Saçlarının seyriyle seni
Eğer yolculukta dengeyi muhafaza edebilir;hem sabiteleri hem de mütegayyir(değişken)olanları yakalayabilirsek dinamizmi yaşatmak mümkün hâle gelir. Bu durum Hz. Mevlana'nın pergelin iğnesini doğru yere sabitleme metaforu üzerinden de ifade edilebilir. Pergelin iğnesinin doğru yerde, hakikatte olması gerekir. Pergelin iğnesini sabitledikten sonra yetmiş bin âlemi seyr ü temaşa etmek için çıktığımız yolculuk bir hakikat arayışı yolculuğuna dönüşür.
Hikmet, onu ancak aklen ve ruhen sevdiğimiz, arzuladığımız zaman kendini bize açar. Sevgisiz hikmet eksik,hikmetsiz sevgi yarımdır.
Reklam
Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için,onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz.
Ne hüzün devam eder ne sevinç Ne sıkıntı,ne rahatlık Eğer kalbin kanaatkârsa Farkın yok,başkası dünyaya sahip olsa
İnsan ve hakikat. İnsanlık tarihi bu iki kelimenin içinde yatıyor. İnsanoğlu durmadan hakikati arıyor. Buluyor, âdeta bulduğuna inanamıyor ve yine arıyor. Kaybediyor, yine arıyor. Kimi zaman da hakikat gelip kendisini buluyor, ama insanoğlu bunu küçümsüyor, önemsemiyor ve hâlâ gerçeği başka yerlerde arıyor.
Işığın değerini bilmek için karanlıkların mahpusu olmak gerekir.
Kolay iman,bir inkara dönüşebilir. Ama çile çekilerek erilen inanç,inkarların fırtınasına dayanıklıdır.
*** İsa da gelmişti Arkasında bir fosfor çizgisi Musa da gelmişti Mermer levhalar dikilmişti İbrahim de gelmişti Çevresi ateş bir çemberdi Zeytindi sağı Kudüs'ün Solu volkandı Yusuf da gelmişti Sağ yanında Bünyamin'di Süleyman da gelmişti Gelişini kadim bir karınca bildirmişti Davud da gelmişti Yankılanmıştı Gür bir demir sesiyle Mescid-i Aksa'da Ayak sesi Eyyub da gelmişti Kudüs iyileşmişti ***
Reklam
Giydiklerin öyle ölümsüz büzülmüş ki Seni bir bardakta kaynayan Âbıhayat sandım Elim uzandığı yerde kaldı
Kişiler arasındaki ilişkiler bozuk bir temele oturmuşsa, iletişimde kullanılan dil ne kadar kaliteli olursa olsun, iletişimde bir ilerleme görülmez.
Sayfa 176 - kronik yayınlarıKitabı okudu