Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O kaddar!
Tırnakları uzuyor İstanbul'un Kirli bir masmavi Ama ne kadar yaraşıyor yarabbi Bu tırnaklar bu deli parmaklara Ve ortayla işaret arasında mütemadi bir cigara Giderek minareler oluyorlar Yaşlı bir köprüye rastladım demin Bir diyeceğim yok dedi martılara Başımı döndürmeseler Başımı döndürmeseler böyle Ben de dedim ki Allah'a Feriştahın gelse yaradamaz bu güzelliği Sen bir turistsin amcabey!
Sayfa 38 - Papirüs YayıneviKitabı okudu
Dinsizdim, istanbul'da minareler üstüme yıkıldı Yoksuldum, Kudüs'te kiliseler kabul etmedi beni Gelme diyorsun Bu gel demektir
Sayfa 17 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bugün Avrupa şehirlerinde minareler yükseliyor, ezanlar okunuyor. Bu durum yaşlı ve gururlu kıtayı rahatsız ediyor. Onu tarih boyunca karşısında durduğu İslam'a yenilmiş olma psikolojisine sürüklüyor. Yeni kuşakların İslam'la şereflenebileceği korkusuna itiyor.
Sayfa 64
Niçin, boyumu geçen minareler niçin? Sanki günahlarımı semaya yazmak için
Dua
Biz,kısık sesleriz...minareleri, Sen,ezansız bırakma Allahım! Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma Allahım! Mahyasızdır minareler...göğü de, Kehkeşansız bırakma Allahım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım! Bize güç ver...cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allahım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah'ım! Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Şehir ki beyaz minareleriyle güpegündüz rüya görür Ve minareler uzaklaştığımızı bağırırlar Allah'tan
Reklam
İshak Paşa Sarayı, yıkılası İshak Paşa Sarayı Osmanlı'nın elindeki bir zulüm saraydı. İşkencehaneydi. İshak Paşa Sarayı zindanlarından yükselen çığlık sesleri Bazîd şehrini boğardı adeta. Minareler titrer, ağaçlardaki kuşlar uçuşur, yüreklerin acısı gözyaşlarında akardı. Sarayın selamlık bölümünün kuzeye bakan cephesinde; üstte kanatlı bir ejderha, ortada aslan, en altta insan figürü bulunan ahşap konsollarda neredeyse her gün sallandırılan zavallı Kürtlerin cansız bedenlerini görmemek için herkes evinin en kuytu köşelerine gizlenir, dizlerini karınlarına doğru çeker, başını bacaklarına gömer, gözlerini yerdeki sabit bir noktaya kilitler, öylece bakardı günlerce.
Neden öldüğümü anlamayacaklar, doğururken de bilmediler bunu. Minareler gösterdiler yalnız, hep elimden tuttular. Üstelik üzüldüler benimle, oldukça ağladılar. Kimbilir nerelerden düştüm, nerelerim kanadı hiç anlamadılar...
"... Baştan sona minareler ile yükselttiği, kubbeler ile süslediği, çeşmeler ile suladığı bu cennet bahçesinde, kendisinden sonra yaşayacak insanların adımlarını bile düşünmüş... Kalbini Süleymaniye'ye gömmüş, Aşkını İstanbul' a bırakmış... 'Geçti bu demde cihandan,piri Mimar Sinan...'""
Sayfa 69
Sırlı tuğla, tuğlanın firuze, patlıcan moru, lacivert sırla kaplanıp fırınlanması ile elde edilir. Genellikle tuğlanan dar ve uzun yüzü sırlanır. Bu şekilde hazırla­nan sırlı tuğlalar gereğinde isteğe göre kesilebilir ve yan yana getirilerek de­ koratif düzeyler sağlanır. Genellikle Selçuk devri sırlı tuğlalarında silis oranı yüksek, iyi
Sayfa 94 - Çini ve Seramik Sanatı Bölümünden
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.