Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhaba sevgili okur, Yeni yaşam alanımızda yeni bir nefes yani kütüphane keşfedilince okumadığım ve listemde olan eserleride okuma fırsatı bulmam farklı bir mutluluk. İlk olarak, Psikiyatr ve şâir Dr. Kemal Sayar ' ın kalbin direnişi kitabını deneyimleme fırsatı buldum. Kalplere etki eden cümleler barındıran bu kıymetli eser; İnsan ruhunun en hengameli bir harita olduğunu biricik insanoğlu olarak biliyor ve yaşamaya çalıştığımız zamanın sorgusu ve düşüncesi ile başbaşa bırakıyor... Çarkın içinde sıradan bir vida olmak, varlığımıza esaslı bir cevap arayan bizleri ürpertici sorular ile başbaşa bir yolculuk. benlik arayışı ve kaçışı ruhu özgür kılıyor. Beraberinde bir yere ait olma duygusu beliriyor. İnce fırça darbeleriyle çok daha onulmaz bir hal alıyor. Sonra yavaş yavaş tükeniyoruz! Tüketerek içimizdeki boşluğa bir şifa bulmaya çalışıyoruz biz insanoğlu... İnsanlığın ortak değerleri, ortak idealleri her geçen gün azalıyor ve hayat maddileşiyor. Öyle olunca yaşadığımiz hayatın içinden savrulup gidiyoruz. Ve birtakım duyguların esareti altında bir hayat. İşte yazar modern çağ insanının düştüğü çalkantılarını, buhranlarını, ikilemlerini, başarısızlıklarını sorgulatarak kalbin direnişine ve bir kalbin yenilmezliğine işaret ediyor... Alıntılamak istediğim birçok cümle ve cümleler. Yazarın edinebildiğim bütün kitaplarini okuma niyetindeyim. Serzenişle başbaşa kalmak istemiyorsanız eğer sizde geç kalmayın diyebilirim. Okuyalım, okutalım...
Kalbin Direnişi
Kalbin DirenişiKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20151,322 okunma
"Ve sonra bir çağ geldi, Modern çağ dediler. Ne bağ bıraktılar, ne bahçe. Kocaman kocaman evler yaptılar, Ama zalimdiler. Zirâ çiçeksiz büyüttüler çocukları. Ve asıl olmayan masallar anlattılar..!"
Reklam
Maalesef.
Modern çağ, birer etiket çağı olduğu için gönüllü olarak damgalanmak için arzuyla yanıp tutuşan modern insan, eşref-i mahlûkat olmak dışında her etiketi kendisinde bir şekilde damga olarak taşımaya gönüllü hale getirildi.
Bir an olsun durup, bize kendimize gelme fırsatı tanımaksızın biteviye akıp giden ve sürükleyen hayat içinde yaşadığımız bu hercü merc arasında akla kaynaklık ve kılavuzluk eden kalbimizi salim tutmayı başarabilirsek gerçekten zorlu ama doğru yola yönelme konusunda ilk adımı atmış olacağız.
Yılmaz Özdil'i çok iyi anlatmış
Ulusalcı söylemin, sosyal medyadaki dolaşımına da yakıt pompalayan po­püler bir yeniden-üreticisi olarak Yılmaz Özdil'i (doğ. 1965) zikredelim. Televizyonculuk kariyerinin ardından 2007'de Hürriyet gazetesinde yazmaya başlayan Özdil, ulusalcılığın ikonik değerlerinin hazcı bir tüketicisidir: Ata­türk döneminin onurla yaşanan bir altın çağ olarak yüceltilmesi, Batılı güç­lerin ve Batıcı-liberal-kozmopolit-Kürt "hainlerin" komploları, dinci gerici­lerin ikiyüzlülüğü yanında liyakatsizliği, köylülüğü ... Etnisizmle ve ayrımcı­lıkla alakasızlığından emin göründüğü Türklüğü maçist bir şeref kodu ola­rak işler; Türk-merkezli kimlik ve politika töresine dönük her türlü eleştirel tutumu bir 'soysuzluk' ve 'cibilliyetsizlik' alameti olarak teşhis etmek, onun gözde hiciv malzemesidir. Modern/şehirli ve yaşama sevincine kabiliyetli bir beyaz Türk imgesi suretinde stilize ettiği İzmirli kimliği, ulusalcı söylemin provokatif ve fanatik dilini 'gevrek' bir örtüye sarmasına imkan verir. Bu mo­dern ve genç havalı sinizm, gidişatın tehlikelerine rağmen kendinden hoş­nutluğunu sarsmayan bu kara alaycılık dili, politik bir hedeften azade ola­rak, belirli bir sürdürülebilirlik gücü kazandırır ulusalcı popülizme.
Sayfa 262Kitabı okudu
"Sonra bir çağ geldi, modern çağ dediler. Ne bağ bıraktılar ne bahçe. Kocaman kocaman evler yaptılar ama zalimdiler. Zira çiçeksiz büyüttüler çocukları, Ve aslı olmayan masallar anlattılar..."🌿
Reklam
Güneş saçmakla yüzlerce ışınını Kaybetmez hiç bir zaman ışık kaynağını Akıl modern çağ için bir ayak bağı Sabırsız ruhumun hani, nerde yatağı? _Muhammed İkbal Cavidname
Modern çağ kültüründe felsefe ve eleştiri peygamberin kurtarma işini miras edindi. Şiir, teknoloji ve sanat meleklere özgü yaratma işinin mirasçılarıdır..
Jacob Burckhardt'dan gelen bir akıma göre, modern Avrupa Rönesans ve Reform'dan doğmuştur. Bu hareketler, insanın geleneklere isyanı, ferdin düşünme, tapma ve yaratma çabalarında otoritelerden azade serbest gelişme iradesini temsil eden klasik kültürde bu ihtiyacına bir destek ve örnek bulmuştur. Böylece, yeni bir çağ, yeni bir Avrupa doğmuştur.
Modern çağ; "Kelime çok, anlam az. Yasa çok, adalet az. Geveze çok, konuşan az. Yürüyen çok ilerleyen az."
Reklam
... aynı kapıya çıkması­na rağmen bir çağ, bir zihniyet farkı var. Modern olabilme­miz modern düşünebilmemiz için her şeyden önce teknolo­jiye uymamız, onu benimsememiz gerekiyor. Çekirdek çitle­yerek çağ atlayamayız, geçmişin gevişini getirebiliriz ancak.
Hikmet Kıvılcımlı - Cumhuriyet Bayramı nedir ?
Hikmet Kıvılcımlı – Cumhuriyet Bayramı Nedir? Türk Solu – 29 Ekim 1968 Bunu, bize en iyi özetleyen kişi, Cumhuriyet’in ölümsüz kurucusudur. Mustafa Kemal, Türkiye’yi yüzyıllardan beri iki büyük kahredici gücü, iki büyük lanetleme gücü ezdiğini haykırdığı gün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gönderesine ilk Cumhuriyet bayrağını çekmişti. Bu
Marks'a göre, "askerlik sistemi, kurulduğu günden beri, Antika Tarih Ummanı ortasında, bir küçük ada gibi kalmış, neredeyse Modern çağ kurucusu kapitalizm taslağıdır"
Modern Ahlaki Düzen ve Faydacılık
Faydacılık benzeri bazı unsurlar, düşmanca tepkilere maruz kalmıştır ve tek örnek olmamakla birlikte kolay bir örnek sunar. Böylesine indirgemeci bir şekilde tasarlanmış bir düzen bize boğucu gelebilir: bunun ötesi yok mudur? Yüce gönüllü eylemlere, kahramanlığa, savaşçı erdemlerine, daha yüksek bir duyarlılığa veya insanlığa gerçekten bağlılığa, daha zor bir fedakarlık etiğine ya da daha büyük bir bütünü hissetmeye, evrenle bağlantı içinde olmaya vs. yer yok gibidir...
Sayfa 638
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.