Okuyun,
Ama okumayı dünyanın tek geçerli akçesi zannetmeyin.
Okuyun,
Ama okuduğunuz için kendinizi özel hissetmeyin.
Okuyun,
Ama okumayan insanları cahil zannetmeyin.
Okuyun,
Hikaye değil, kitap okuyun. Okuduğunuz kitaplar dünyanıza ve ahiretinize ışık tutsun. Gece gündüz roman, hikaye okuyarak -sadece bunları okuyarak yani- kitap okuyorum zannetmeyin. Kitap okumanın edebiyatını yapmayın, kitap okuyun.
"Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında...''
Tanpınar okumanın bir sırası var mıdır? Sitede son zamanlarda yazarlara ait kitapların okuma sırası paylaşılıyor. Kimi yazarlar için bu kıstas elzem iken kimi yazarlar için sayfanın boş kalmaması adına boş torbayı doldurmaya benziyor. Peki Tanpınar için hangi kıstasa dayanmalıyız? Tanpınar,
“Asık suratlı, kasları hala yorgun insanlar, ürkütülmüş hamam böcekleri gibi dışarı fırlardı külrengi evlerden… Asık suratlı, kara bacalar, mahallenin üstüne kaldırılmış kalın sopalar gibi gökyüzüne doğru yükselirdi… Akşam olup da batan güneşin kızıl ışınları pencere camlarını tutuşturunca, fabrikanın taş karnı kusmuk gibi dışarı atardı öğüttüğü
Öleceğimiz ve ölümümüzün her an gelebileceği gerçeği, yaşamımızın tamamına hakimdir. Ölümü düşünmenin ve onunla başa çıkmanın birçok yoluna değinen Todd May ek olarak bu yollar arasında sıklıkla rastlayacağımız ölümün pençesinden kurtulma girişimlerinden söz edecek.
Orijinal basımı 2008 olan bu kitapta Todd May(siyasal filozof), ölümün
Eksilir misin yazsan:)
‘’ Sırf ileride senin canın sıkılmasın diye , bir şeyler mi yazmak zorunda mıyım’’
Okudum, okuyanlar olmuştur, muhakkak ki okuyacaklar da olacaktır bu cümleyi. Herkesin farklı cevabı vardır kendince. Ben söylemeyeceğim isteyen kitabı okuduktan sonra söyleyebilir efendim herkesin özgürlüğü kendi ruhuna göre.
Zaten
Başkalarını mühim bulamayanlar, bir gün kendilerini de mühim bulamayanlarla karşılaşacaklardır; fakat bu hakikat onların mühim bulmamış olduklarının mühim olduğu manasına da gelmez
Ayrıldığımızda veyahut öldüğümüzde aradan bir hafta dahi geçmeden yerimize ‘’yeni bir elemanın’’ bulunacağı bir iş için kendimizi ne kadar da hırpalıyoruz. Ruhumuzu, benliğimizi ve tüm bunların bir araya gelerek oluşturduğu karakterimizi görmezden gelerek dört elle sarıldığımız mesleklerimiz ne yazık ki bize aynı karşılıkta bulunmuyor.
Günümüz
Adı ve konusu açlık olan bir kitabı karnı tok sırtı pek okuduktan sonra nasıl inceleme yazılır ya da düşünceler ne kadar duygu yüklü ifade edilir bilemiyorum.
Bütün kitap boyunca sürekli empati kurmam gerektiğini düşünerek ilerledim, çünkü belli bir olay, daha doğrusu yoğun bir olay anlatımı olmadığı için ara ara bir kopukluk yaşayarak bitirdim