''Kişinin içinde yaşadığı topluma karşı duyduğu hoşnutsuzluğun neden olduğu daha iyi yaşam arzusudur ütopya.''*
Utopia, Thomas More'un kendi ''ideal devlet''ini oluşturduğu, içinde birçok tartışmalı konu barındıran, yeni bir türe ismini veren, önemli bir kitaptır. Utopia'da More, hem kendi
Saygı Duruşu’na davet ediyorum.
“Üzerimizde yalnızca mayolarımız vardı, yan yana yatıyorduk ve sırtını okşuyordum. Yüzme yarışına neden katılmak istemediğini sorduğumda, 'Çok basit Christian,' dedi. 'Kazanmaya hakkım yoktu. Diğerlerinden çok daha üstünsen, oyunun dışında kalmalısın, bedelsiz
Platon (Eflatun), Antik Yunan deyince akla gelecek ilk isimlerden. Diğeri de Sokrates. Hocası zaten. Üniversitelerdeki akademinin temelini kendisi atmıştır.
Aristoteles isimli öğrencisi ile birlikte en büyük üç felsefe üstadı olarak kabul görürler. Döneminde yaşayan çoğu önemli isimlerin aksine kendi eserleri günümüze kadar gelebilmiştir. Ortaya önce bir konu
Bu incelemede kurduğum cümleler sadece kendi fikirlerim veya başka kaynaklardan alıntıladıklarım değildir. Aşağıda yazanlar, kitabı okurken altını çizdiğim cümlelerin benim kafamda yeniden kurulup, özet mantığına çevrilmiş halidir. Yani, yazarın asıl anlatmaya çalıştığı veya özeti, bir bakıma kitabın bölümler halinde tahlili de diyebiliriz.
1.
Kaçıncı Orhan KEMAL eseri oldu? 18 mi 20 mi? Murtaza, Önce Ekmek, Eskici ve Oğulları ile başlayıp Bereketli Topraklar Üzerinde ile zirve yapan bir okuma serüveni. Ne serüven ya! Okudum okudum ama bende de ciğer kalmadı artık. Dünya üzerinde bu kadar mı dert olur bu kadar mı çile olur. Çırçır makinelerinde kolu bacağı kopan, saatlerce çalışıp
Açıkçası kitabın adını ilk duyduğumda feminizm ile sosyalizm arasında nasıl bir bağlantı olabilir ki diye düşünmüştüm lakin sayfalar ilerledikçe esasında bu bağlantının önemini açık bir şekilde anladım ve gerçekten hiç o yönden düşünmemiştim dediğim pek çok yer oldu. Lakin kitabın esasını incelemeye geçmeden önce kitaba adını veren bu iki
Feminizm ile ilgili oldukça kapsamlı bir kitap.
Nasıl başlamış, nasıl ilerlemiş, ne zaman bu mücadele "feminizm" adını almış ve örgütlü bir mücadeleye dönüşmüş tüm bunları istatistiklerle ve araştırma sonuçlarıyla size sunan bir kitap.
Araştırma sonuçlarına ve istatistiklere bakınca, yüzyıllardır bu mücadele sürdürülürken kimi hakları kazanıp aynı hızla bazı hakları da kaybettigimizi bu nedenle aksi görüşler olsa da; feminizmin henüz amacına ulaşmamış bir mücadele olduğuna ikna oluyorsunuz.
Oy hakkı, mülkiyet ve eşitlik hakkı, doğum kontrolü gibi hakların kazanımının ülkelere göre gelişimi de var kitapta.
Hakların hiçbir dönemde verilmediğini, zorlu bir mücadele ile söke söke alındığını görmek can sıkıcı olsa da, umut ve cesaret veriyor.
Umarım bu kitabı okursunuz.
.
FeminizmNikki Van Der Gaag · Sel Yayıncılık · 2019287 okunma