Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oradaki vahşi hayatı değiştirip, hepimiz için güzel ortak bir hayat meydana getirmek, birliğini, bütünlüğünü korumuş, gelişmiş, müreffeh, zengin ve güçlü bir vatan yaratmak istiyorduk. Ama şimdi anlıyorum ki başaramadık. Çok kan aktı, oğlum çok insan toprağa düştü, çok ırmak, çok dere kızıl renge boyandı... Bugün olduğu gibi. Bilmiyorum neden ama onlar değişmedi, direndiler değişime, biz de değişmedik. Kan durmadı, ateşler sönmedi. Şehirler değişti, giyim kuşam, tanklar toplar, otomobiller uçaklar, telefonlar değişti ama insanlar değişmedi; kin nefret, öç alma duygusu hep kendisi gibi kaldı.
"Her şeyden önce, anadilimize saygı göstermeli ve onu korumalıyız; dilimiz yaşadığı sürece biz de bir halk olduğumuzu hissedeceğiz. atalarımızın dili yok olursa halk da tükenir ve yok olur." "Ulusun doğuşu ve şekillenmesi için olmazsa olmaz koşulan halkın tarihi ve kültürel değerlerini benimsemesi ve bunlara sahip
Reklam
Kemalistlerin yaptıklarını din ile bağdaştırmaya, din usûlüne uydurtmaya uğraşıyorlar; olmuyor. Bu kez, dini Mustafa Kemal'e uydurmaya çabalıyorlar. Aksi halde din, meşhur Ezher âlimlerinden Şeyh Yusuf ed-Decevi'nin dediği gibi olurdu: "Ya din ve vatan için, ila'y-ı kelimetullah için savaşan mücahidlerin düşmanlarının, hırsız ve hainlerin karşısına dikilir, büyüklerimizin yolundan gider, yeryüzünün en ileri ve müreffeh toplumu oluruz; ya da bizi gerileten bu dini, hayatımızdan çıkarırız." Şeyhin ila'y-ı kelimetullah için savaşan mücahidlerden maksadı, Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Hırsız, hain ve mücahid düşmanları olarak nitelediği kimseler ise, Sultan Vahdeddin ve biziz. Bu adamın sözlerinden şöyle bir anlam çıkıyor: Bu din ya bize Mustafa Kemal'e saygı ve sevgiyi, muhaliflerine de kin ve öfkeyi emreder; ya da biz bu dini hayatımızdan sileriz. Anlaşılan adamın Mustafa Kemal'in mücahidliğine, takva ve dürüstlüğüne, bizim de hainliğimize olan inancı, dinine olan inancından daha fazladır.
Sayfa 133Kitabı okudu
Millet-i Sadıka!!! (Ermeniler)
Millet-i sâdika, kendilerine avanta sağladığı sürece devlete sâdıktı, aksi hâlde ne devlet umurlarındaydı, ne vatan! Nitekim birkaç kez padişaha bağlı bir Osmanlı vatanseveri olduğunu ifade etmek ihtiyacı duyan Patrik Nerses ve Ermeni Meclisi, ordularımızın mağlup olması üzerine vakit geçirmeden Ruslarla ilişki kurdular! Rus ordula Edirne'ye
Araştırmacı-Yazar Yavuz Yıldızbaş tarafından inceleme yapılıp alıntılanmıştır. Bilge Oğuz Yayınları 3. Basım 2007
"Efendim cumhuriyet öncesinde de öyle değil miydi? Osmanlı 'nın doksan milyon altın borcu sırtımızda olmasaydı İngiliz 'den medet mi umardık ordumuzudonatmak için?" "Ben Osmanlı'yı korumuyorum, damat. Yaptığımız hataların hepsini biliyorum tek tek. Sadece çok ağırıma gidiyor." "Sizin kabahatiniz değil ki efendim, asırların birikmiş hataları bunlar," dedi Macit. “İnşallah biz çocuklarımıza daha kuvvetli ve müreffeh bir vatan bırakırız."
Mısır'daki Mültecilerin Türkiye'ye Gelişleri Tasvir Gazetesi sahibi ve başyazarı Ziyad Ebüzziya'nın yardımı ve tavassutu ile Mısır'a götürülen Türklerin durumları hiç de iç açıcı, olmadığı anlaşılacağı üzere malumdu. Mısır'da özellikle yüksek münevver olarak, benden başka Celil İskender, Latif Elsever, Süleyman Tekiner,
Reklam
Mavi Vatan
Ayrıca, Cumhuriyet Donanması; Atatürk'ün " Türk'ün milli ülküsü" olarak belirlediği denizci olma idealine hızla ilerleyecek rotada, halkın denizcileşmesine ve denizcilik gücümüzün her alanda gelişmesine katkı sağlamaya devam etmelidir. Gelecek Türkiye'nin refah ve güvenliğinin anahtar kelimesi şüphesiz, denizcileşmektir. Denizcileşmeyi
Sayfa 186 - Pankuş YayınlarıKitabı okudu
  Veda Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki genç Türkçülerin, bu sonuç karşısında duyacakları
Atatürk Milliyetçiliğinin Özellikleri Birinci Dünya Harbinden sonra ülkesi işgal edilmiş, esaret altına alınmış bir milleti kurtarmanın yegâne yolunun milliyetçilik duygusu olduğu kadar, yeni kurulmuş Devleti yükseltmenin ve kalkındırmanın yolunun da milliyetçilikten geçeceğini bilen büyük Atatürk, bu ilkeye sıkı sıkıya sarılmıştır. Atatürk
Sayfa 213Kitabı okudu
VATANDAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER?
VATANDAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER? Milletin kurduğu devletin millete, vatandaşlara karşı vazifeleri vardır; fakat devletin de mevcudiyeti, vatandaşlardan bir takım mükellefiyetler, vazifeler talep eder. O halde, devletin millete ve vatandaşların dahi devlete karşı mütekabil vazifeleri ve hakları vardır. Devlet hayatini, fikrî ve
Sayfa 13 - 1930Kitabı okudu
Reklam
Ülkü ve kültür birliğinin amaçları . 1-İleri ve medeni Türkiye ülküsünü milletin şuurunda pekleştirmek ve milletçe bu hedefe yönelmeyi sağlamak üzere davaya inanmış ve bu uğurda bütün varlığı ile çalışmaya azimli aydınlan vatan sathında se-ferber etmek 2-Milletin içinde bulunduğu ve bunaldığı ikilik, gerilik, tembellik ve karanlıktan kurtulması
Kuklacı ve Kuklalar Sömürgeciler kuklacı, onlar çıkarına hizmet edenlere kukla denir. Kuklayı halk sadece tiyatro sanır. Oysa asıl toplumun hayatı bir kuklacı ve kukla tiyatrosunun bizzat kendisidir. Sömürgeciler sömürge etmek istedikleri ülke ve o ülkede yaşayan toplumla irtibat kurmazlar. Aracı, taşeron veya satıcı/komisyoncu kullanırlar.
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Kime göre neye göre vahşi hayat?
"Okuyorum, duyuyorum. Hayır, hiçbir şey değişmiyor. Kim insanların, devirlerin değiştiğini söylüyorsa yalan söylüyor. Her şey olduğu gibi. Bizim zamanımızda da böyleydi. Kan akıyordu insanlar ölüyordu, köyler yanıyordu, çığlıklar göğe yükseliyordu. İnsanlar kin ve nefretin içinde boğuluyordu. Aynen bugün olduğu gibi. Başaramadık oğlum... Bilmiyorum, orada geçirdiğim yılları bütün ayrıntılarıyla anlattım mı sana? Ben de orada bir zabittim. Oraları değiştirmek, onlara medeniyet, bilgi, görgü ve insanlık götürmek istiyorduk. Oradaki vahşi hayatı değiştirip, hepimiz için güzel ortak bir hayat meydana getirmek, birliğini, bütünlüğünü korumuş, gelişmiş, müreffeh, zengin ve güçlü bir vatan yaratmak istiyorduk. Ama şimdi anlıyorum ki başaramadık. Çok kan aktı, oğlum çok insan toprağa düştü, çok ırmak, çok dere kızıl renge boyandı... Bugün olduğu gibi. Bilmiyorum neden ama onlar değişmedi, direndiler değişime, biz de değişmedik. Kan durmadı, ateşler sönmedi. Şehirler değişti, giyim kuşam, tanklar toplar, otomobiller uçaklar, telefonlar değişti, ama insanlar değişmedi; kin nefret, öc alma duygusu hep kendisi gibi kaldı."
Sayfa 310Kitabı okudu
ULUS’UN “T.I.”CIGINE CEVAP [Bu zat Ulus gazetesinde “Yankılar” ba lığı altında “T.İ.” imzası ile yazılar yazar ve Ankara Radyosu’nda siyasî yorum yapardı. Sözünü de “Şen ve esen kalınız” cümlesiyle bitirirdi. Bu zat Nurettin Artam'dı] Ankara Radyosu’nun “Şen ve esen” kulu şunu bilsin ki: Biliyorsunuz!.. Biz açık kalpli, açık sözlü
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.