Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Basra
Basralılar cuma namazını yukarıda bahsi geçen Hazret-i Ali mescidinde eda ederler. Bundan sonra mescidin kapısı kapatılarak yalnız cuma günleri oraya gelirler. Bu mescid en güzel camilerden biridir. Hazret-i Osman'ın şehit edildiği sırada okumakta olduğu Mushaf-ı Şerif orada olup, "feseyekfikühumullah ve huvessemiulalim" ayet-i kerimesinin bulunduğu sahifede kan lekesi görülmektedir.
Sayfa 142 - Yeni Şafak Kültür Armağanı Baskı İmaj, İlk Türkçe Baskı ve Çevirmeni, 1907 Muhammed Şerif Paşa Sultan V. Mehmet Reşatın KatibiKitabı okuyor
Maida Suresi/120
Dünyada insana verilen mal ve mülkün hepsi emanettir. İnsan, kazandığının ve harcadığının helal olup olmadığını hesabını vermekle mükelleftir.
Reklam
Ramazan ayında üzerine tembellik çökerse, Rabbimizin şu ayetini hatırla: "(Oruç/ramazan ayı ) sayılı günlerdir." |Bakara,184
Osmanlı, devletini oruçtaki o deruni manayı kaybedince yitirdi. Fukaraya karşı yüzler gerildi, sesler sertleşti; mahalleler zenginler, fakirler diye fiilen iki­ye ayrıldı. Namaz kılmamayı entelijansiyaya aidiyet, açıkta oruç yemeyi medeni cesaret, Batılı bir düşünü­rün eserinden alıntı yapmayı ya da çantada taşımayı bilgelik, annesinin altın yaldızlı bir mahfaza içerisinde sakladığı Mushaf-ı Şerif'i abdestsiz tutmayı çağdaşlık gören bir nesil türedi.
Osmanlı, devletini sokaklar ve insanlar oruçtaki manayı kaybedince yitirdi. Fukaraya karşı yüzler ge­rildi; mahalleler zenginler, fakirler diye fiilen ikiye ayrıldı. Namaz kılmamayı entelijansiyaya aidiyet, açıkta oruç yemeyi medeni cesaret, Batılı bir düşü­nürün eserinden alıntı yapmayı bilgelik, annesinin altın yaldızlı bir mahfaza içerisinde sakladığı Mus­haf-ı Şerif'e abdestsiz tutmayı çağdaşlık(!) gören bir nesil türedi.
Namaz kılmamayı entelijansiyaya aidiyet, açıkta oruç yemeyi medenî cesaret, Batılı bir düşünürün eserinden alıntı yapmayı ya da çantada taşımayı bilgelik, annesinin altın yaldızlı bir mahfaza içerisinde sakladığı Mushaf-ı Şerif'i abdestsiz tutmayı çağdaşlık gören bir nesil türedi.
Reklam
"Dünyâda asıl garip olan şu dört şeydir: Zalimin hafızasında bulunan Kur'ân, müslüman bir bölgede bulunup içinde namaz kılınmayan mescid, bir evin duvarında asılı durduğu hâlde okunmayan Mushaf ve fenâ bir zümre içinde yaşayan sâlih kimse."
Sayfa 54 - (Deylemi, III, 108/4301)
Mushaf-ı Şerif'e gösterilecek en küçük bir saygısızlığa tepki gösteririz de, anlamın tahrifi konusundaki bu pervasızlık ruhumuzu kararttığı halde sesimiz çıkmaz. Bu ne yaman çelişkidir?
Zühd'e Dâir
Allah'ın râzı olduğu ve râzı kıldığı buyurdu: Zahid kısmetleri sebebiyle iki defa mükâfatlandırılır. Önce o kısmetleri terk etmesinden dolayı ödüllendirilir. Böylece hevâsını ve nefse muvâfakatini terk edip, sadece emre uymaya yeltenmesi sebebiyle mükâfatlandırılır. Onun nefsine düşmanlığı ve hevâsına muhâlefeti tahakkuk ettiği zaman, liyâkat
Sahip çıkılmaması sebebiyle kaybolan hazineler..
Usul-ü fıkıh ilminin babası İmam Pezdevi'dir. Hanefi'dir kendisi. Ömer Nasuhi Bilmen diyor ki: Yazmış olduğu tefsir diyor yüz yirmi cilttir bunun diyor. Bir cildini gördüm diyor Süleymaniye Kütüphanesi'nde. Mushaf-ı şerif kadar kalındı, diyor. Altı yüz varak. Yüz on dokuz cilt kayıp peki. Ahmet, Ahmet bu yüz on dokuz cilt nerede dostum? Nerede dostum? Nerede dostum? İş yapmak istiyorsan sana bu yeter.
Reklam
Hz. Zeyd'in başkanlığında çalışmalara başlayan heyet, önce âyetlerin yazılı olduğu tüm sayfaları topladı. Hem ezberde hem yazıda olan bu âyetler, sûre sûre birleştirildi. Ardı sıra süreler kendi içlerinde sıraya kondu. Başta İlmin Kapısı Hz. Ali olmak üzere Kur'ân hafızı ashabın tek tek onayından geçen Mushaf, işlenip inceltilmiş ceylan derilerine yazıldı ve günümüzde de kullandığımız Mushaf-ı Şerif oluşturuldu.
Sayfa 154 - TurgutKitabı okudu
Her asırda yüzbinlerce Mushaf-ı Şerif yazılmış. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'i baştan sona ezberleyen binlerce hafız yetişmiştir. Bu özellik diğer semavi kitablar arasında yalnız Kur'an-ı Kerim'e nasip olmuştur. Bu da bir hikmet gereğidir. Çünkü diğer Semavi Kitablar belli bir kavme ve belirli bir zamana ait olarak Peygamberlere indirilmişlerdi. Kur'an-ı Kerim ise, bütün insanlık alemine ve bütün asırlara mahsus olarak Peygamberimize indirilmiştir. Onun için bu kitabın Allah tarafından korunması bir hikmet gereği olmuştur.
Bir Mushaf-ı Şerîf, okunmayacak bir hale gelince, temiz bez içine konup ayak basılmayacak temiz bir yere gömülmelidir.Bu, Kur'ân'a ihanet değil,bir ikramdır.Bununla beraber tam üzerine toprak atılmaması için orada bir lâhid veya tahtalardan bir tavan yapılmalıdır.Bu gibi mushafları yakmak caiz değildir. Diğer dinî kitaplar ise, yıpranmış olunca, hem gömülebilir, hem de akar suya bırakılabilir, hem de içlerindeki mukaddes isimler silindikten sonra yakılabilir.Bu gibi kitap kâğıtlarına birşey sarmak, dine,ilme karşı hıyâneti ifade edeceğinden caiz olamaz. Aynı şekilde, içlerinde Cenabı Hakk'ın veya Resul-ü Ekrem'in isimleri yazılı kâğıt parçalarına da bu isimler silinmeksizin bir şey sarılması mekruhtur.
Mushaf-ı Şerîf ile, diğer dinî bir kitap ile veya taşında Kur'an-ı Kerim'den birşey yazılı bir yüzük parmakta iken -kesin bir zaruret bulunmadıkça- helaya girilemez, hürmete aykırıdır.Bunları helaya girmeden evvel çıkarmalı, temiz bir yere bırakmalıdır.
Bir Mushaf-ı Şerîf ele alınarak okunacağı zaman,abdestli bulunmak lazımdır.Bu esnada kıbleye yönelmeli, toplu, hürmetli bir vaziyet almalıdır.Abdestsiz olan bir kimse,Mushaf-ı şerifi kılıfsız olarak eline alamaz.Kudsî bir kitabı ancak temiz,nezih olan eller tutabilir.
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.