Tam, "Dur, daha yeni tanıdım seni!" derken kitabın bitmesiyle ellerimden kayıp giden bir arkadaş oldu Martin Eden benim için.
İncelememe başlamadan önce bir itirafta bulunmak istiyorum: Bu eseri spoiler vermeden inceleyecek kadar yeterli görmüyorum kendimi. Ona göre okuyun ki incinmesin hayat mücadelesinde yorgun düşmüş yüreklerimiz.
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
YouTube kitap kanalımda Cesur Yeni Dünya kitabını önerip distopya türünü anlattım:
ytbe.one/DNo1wRTFR1g
Vedat Milor'un Twitter'da yaptığı "Menemen soğanlı mı olur yoksa soğansız mı?" anketinden sonra 1000kitap'ta bugüne kadar yaptığım ilk anketli incelemeye hoşgeldiniz. Bu incelemenin yorumlar kısmında şu sorunun
BU kitabı hayatında kendini öldürmeyi 1 kez bile aklından geçirmiş olanlar kesinlikle okumalı!
Bir söz okumuştum ve çok hoşuma gitmişti. ‘’ insan iki kere doğar, ilki annesinden,ikincisi kendisinden.’’ Veronika işte burada kendisinden doğumu gerçekleştiriyor yavaş yavaş. Tam bir doğum sancısı gibi insanın kendisinden doğması acı verir. İlk doğumda sancıyı anneler çekerken,ikinci doğumun sancısını kendimiz çekeriz.
Veronika bir çok insanın hayatında olmasını istediği ve sahip olamadığı birçok şeye sahip. Hayatındaki anlam arayışı,yaşadığı ilişkilerde vücutlarını kolayca paylaşabilmeleri ama zor olanı ruhunu birleştirecek birini hayatında olmaması,toplumun ruhunda yarattığı tabulardan kaçma isteği. Ve ölmek tamamen hiçliğe gitmek arzusu.
Bu kitabı yanlış ve doğrunun olmadığını,insanların size dayattıklarını kabul ederek veya etmeyerek nasıl yaşayacağınızı,mutluluk ve mutsuzluk arasındaki ince çizgiyi göreceksiniz.
Bu satırları okumaya başladığın andan itibaren ben diye bir şey kalmayacak. Ben, senin içinde ben olacağım. Olmalıyım, olabilmeliyim, bu benim son ödevim. Direnme, ön yargı ile yaklaşma, ab-ı hayat özlemi içinde olamayanlar, tutunamayanlar ve sen, anlık mutluluklar peşinde koşan ezikler, ezilmişler. Bu tavrı itici bulma, kinci gözle olaya bakma,