Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müzik alıp çekerdi beni tümüyle başka bir dünyaya, o başka dünyaya ne oldu? Neden, nerede yitirdim onu? Neden sıradan insanlar arasında daha da sıradanım artık?
hiçbir şey istemiyordu: ne babasını görmek, ne piyano çalmak, ne samim'le konuşmak, ne paris, ne istanbul, ne aşk, ne flört, ne tuvalet, ne sinema, ne dans.. yalnız, evet, hafif bir müzik, bir valse de chopin, sade piyanoda, fakat kendisi çalmasın, bir divana uzansın, gözlerini yumsun, hiçbiri bilinen yerlere ve insanlara ait olmayan hayallerin uzaklığı ve bulanıklığı içinde onu dinlesin.
Reklam
Sen de ne tuhaf arkadaşsın! Her zaman, herkesin önünde piyano çalıp şarkı söylememi istiyorsun! Müzik yeteneğimle övünen bir insan olsaydım, benim için paha biçilmez biri olurdun ama doğrusu ülkenin en iyi sanatçılarını dinlemeye alışık olanların karşısına çıkmamayı tercih ederim.
İçinde ne bir ölü vardı Ne de bir canlı Bomboştu ölümün arabası. Sormak için seslendim:
Bir müzikal saltanatın üzerine dökülen lezzetli bir sos olacağız, şarkılarımızın karşı koyulmaz tatlılığı damarlarda muhteşem tatlar bırakacak.
İlle de aşk ille ille ille Yani nay ni nay ni nay nay Hani nay ni nay ni nay nay
Reklam
Müzik, evlilik için değil, aşk için var: " Canım karıcığım " diye bir şarkı duydun mu hiç?...
-Hayır, müzik değil bu duyduğum, dedi. Bu duyduğum aşk.
Sayfa 248 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
"Viyana hayatın tadının çıkarıldığı bir kentti, yaşamın yontulmamış hammaddesine sanat ve aşk, incelik ve zarafet ve kibarlık katan şey kültürden başka ne olabilirdi ki? Bu kentin insanları yeme içme konusunda ağzının tadını bilirdi, kaliteli şaraplara, taze ve keskin biralara, hamur tatlıları ve pastalara çok meraklıydılar. Müzik yapmak, dans etmek, tiyatro yapmak, sohbet etmek, kibar ve saygılı davranmak gibi konulara bu kentte özel bir sanat biçimi gibi özen gösterilirdi. Bireylerin yaşamında olduğu gibi toplum yaşamında da askerlik, siyaset ve ticaretle ilgili konular pek öne çıkmıyordu…başbakan ya da ülkenin en zengin soylusu Viyana sokaklarından geçerken kimse dönüp ona bakmaz ama bir saray tiyatrosu oyuncusunu ya da bir opera sanatçısını bütün satıcı ve faytoncular hemen tanırdı. Çocukken onlardan birinin (onların resimlerini ve imzalarını herkes toplardı) yanımızdan geçtiğini görünce, bundan gururla söz ederdik; onlara duyulan bu taparcasına hayranlık, çevresindekileri de kapsayacak kadar ileri gitmişti".
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.