Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nişantaşı 11ocak 1984
Kendisini o denli seviyor ki Başkasını sevemez Kendini o denli sevmiyor ki Beni hiç mi hiç sevemez !!!!
1. Cihan Harbi’nin ilk yıllarında, 1914 ’te İstanbul’da doğmuşum. Akaretler’de dedelerime ait güzel bir evde büyüdüm. Nişantaşı Ortakulu ve Erenköy Kız Lisesi'nde okudum. Çalışkan bir öğrenciydim. Sonra üniversiteye gittim. Dört yılın yarısı Darülfünun’da geçti, diğer yansında İstanbul Üniversitesi kuruldu. İslam felsefesi okudum. Ben üniversiteye girdiğimde, bölüm yoktu. Naim Babanzade diye hocamız vardı. Kızdırmak için Yabanzade derlerdi, kızları hiç sevmezdi. “Ne işiniz var? Evlerinizde oturun, koca bekleyin!” derdi. Bana, herhalde çalışkan olduğum için, pek bir şey söyleyemezdi.
Reklam
Biraz da kleptomani var sanki Kemal'de.Evde eşya bırakmadı :))
Bazan da akşamları Çukurcuma'ya gidip Füsun'u gördükçe, onunla gözgöze gelip konuştukça, Keskinlerin yemek masasından, evlerinden bana daha sonra onu hatırlatacak eşyaları çalıp Nişantaşı'na götürdükçe ve o eşyalarla oynayıp oyalandıkça, artık hiç mutsuz olamazmışım gibi gelirdi bana.
Sayfa 401Kitabı okudu
Nişantaşı semti adını, on sekizinci yüzyılın sonuyla on dokuzuncu yüzyılın başında reformcu ve Batılılaşmacı padişahların (III. Selim, II. Mahmut) spor olsun, keyif olsun diye boş tepelere nişanladıkları okların düştüğü, bazan da tüfekle vurdukları boş testilerin kırıldığı yeri işaretlemek için dikilen (üzerinde de olayı anlatan bir iki mısra yazılan) taşlardan alıyordu.
Filiz
Ben Yusuf tarafından aşık olunan bir Nişantaşı kızıydım. O ise ruhsuz bir taşralı.
Enver Paşa çok daha lüks yaşıyor... Talat Paşa ise karısına hediye diye sadece süpürge getiriyor Berlin'den, Nişantaşı'ndaki konağa gitmiyor masrafı çok olur diye, Sultanahmet'te daha mütevazi bir yerde oturuyor.
Sayfa 463Kitabı okudu
Reklam
Gérard de Nerval'in, hattâ Théophile Gautier'nin, Misemer'in bahsettikleri Beyoğlu gece hayatı daha ziyade ecnebi ve yerli azınlıkların hayatıydı. İstanbul'a ilk defa 1833'de gelen Lamartine ise ekseri hatırlı seyyahlar gibi şehirde ecnebi kolonisi, Tarabya'da sefarethaneler tarafından misafir edilmişti. Geniş
Sayfa 174
İstanbul - Nişantaşı
"Gün gelecek ..." "Gördüğün bütün bu konaklar yıkılacak ve yerlerini sefertası misali apartmanlar kaplayacak."
Sayfa 194Kitabı okudu
Nişantaşı adı nereden geliyor
Nişantaşı semti adını, 18. yüzyılın sonları ile 19. yüzyılın başlarında reformcu ve batılılaşmacı padişahların üçüncü Selim, ikinci Mahmut’un spor olsun, keyif olsun diye boş tepelere nişanladıkları okların düştüğü, bazan da tüfekle vurdukları boş testilerin kırıldığı yeri işaretlemek için dikilen taşlardan alıyordu.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan 1 Ekim 2015 gecesi CNN Türk'teki "Tarafsız Bölge" programından sonra şoförünün kullandığı ve korumasının da bulunduğu otomobiliyle evine gitmek üzere ayrıldı. Hakan, Nişantaşı'ndaki evinin önüne geldiğinde saldırıya uğradı. Saat 00.35'te 34 VY 7765 plakalı siyah Toyota marka oto­ mobille gelen 4 kişiden biri korumasına yönelirken, diğer üçü Ahmet Hakan'a saldırdı.
Reklam
Ezansız Semtler
Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minareler görülmez, ezanlar işitilmez, Ramazan ve Kandil günleri hissedilmez. Çocuklar Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler. İşte bu rüya, çocukluk dediğimiz bu
Yıllar sonra müzemizin bu noktasında sergilensin diye sanatçıya bütün ayrıntılarıyla sipariş ettiğim bu resim, Füsunların evinde içeride yanan lambalardan turuncumsu bir renk almış pencereleri, arkadaki ayın ışığıyla dallan parıldayan kestane ağacını, bacalarla ve damlarla çizilmiş Nişantaşı göğünün arkasındaki lacivert gecenin derinliğini bir hayli iyi yansıtıyor da, benim o manzaraya bakarken hissettiğim kıskançlığı bilmem müze ziyaretçisine verebiliyor mu?
İletişimKitabı okuyor
Unutmak, olağan karşılamak istediğim çarpıcı gerçek gene içime işlemişti.Ona bakarken, çok tanıdık birini görüyormuşum, onu biliyormuşum duygusuydu bu.Bana benziyordu.Benim saçlarım da çocukluğumda dalgalıydı ve onun çocukluğunda olduğu gibi esmerdi, yaşım ilerleyince Füsununki gibi düzleşmişti.Sanki kendimi onun yerine çok kolay koyabilir, sanki onu derinden anlayabilirdim.Üzerindeki basma gömlek, teninin doğallığını, saçlarının şimdiki boya sarısını daha da ortaya çıkartmıştı. Arkadaşlarımın "Playboydan çıkma"diyerek ondan söz edişlerini acıyla hatırladım. Onlarla yatmış olabilir miydi? "Çantayı geri ver, paranı al, git. Harika bir kızla nişanlanmak üzeresin," dedim kendime. Dışarıya, Nişantaşı Meydanı'na doğru bakıyordum, ama az sonra Füsun'un rüya gibi görüntüsü dumanlı vitrinde hayalet gibi yansıdı.
İletişimKitabı okuyor
Nişantaşı 17.44
"Bilgelik hiçbir kötü tarafı olmayan değil, kötü taraflarının olduğunu bilen ve bunu yönetebilen insan olmaktır."
667 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.