Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
muğlaklığı yoğunluğunu azaltmayan duygular vardır ve sonsuzluğun ucu kadar keskin bir nokta yoktur
Dikkat etmen gereken en önemli nokta istediğin şeyin gerçekleşeceği değil, inandığın şeyin gerçekleşeceğidir ! Neye inandığını dikkat et!
Reklam
Richie:
Bir yere sürükleniyoruz. Bizler seçildik. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Peki, varmamız gereken nokta burası mı?
Sayfa 354 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Bütün hayatını bir nokta üzerinde yoğunlaştırıp sonra o noktayı yapmak dışında her şeyi yapabileceğini keşfetmek tam senin başına gelmesi gereken bir şeydi
Can yayınlarıKitabı okudu
O zaman ne yapmalıydık? Hiçbir şey bilemeyeceğini idrak edip hiçbir şeye inanmayan biri bu durumda tutkularının peşinde arzu ettiği her şeyi yapabilirdi. Bu görüşe bağlanan birinin ulaşacağı en son nokta bu muydu? Okuyup neredeyse her konuda bilgi sahibi olmaya çabalamaya başladım. İlk tutkum buydu. Bağdat, Basra, İskenderiye ve Kahire'de bulundum. Matematik, astronomi, felsefe, kimya, fizik ve biyoloji dallarında eğitim aldım. Yabancı lisanları inceleyip başka kültürlerle başka düşünce tarzlarıyla ilgilendim. Tüm bu çabalarım İsmailî görüşlerine daha da bağlanmamı sağladı. Hâlâ çok gençtim ve insanlığın büyük çoğunluğunun aptalca hikâyelere ve yalanlara inanacak derecede cahil oluşu beni çok şaşırtıyordu.
Rahim Haçı ve Hayat Ağacı Hayat ağacı olarak da bilinen haç, eski bir rahim simgesiydi. Bu sembol, bir üst dünya, orta dünya ve alt dünya fikrini, tezahür eden dünyanın dört köşesi veya yaratılışın dört unsuru ve merkezi bir rahim girdabına yeniden doğuşun sarmal veya labirent yolculuğunun ruhsal inisiyasyonları ile bir araya getirdi. Eskiler
Reklam
Filistin insanlığın sorunudur.Nokta
Hür Kul

Hür Kul

@Ensevgilininkulu
·
28 Nisan 18:41
Küresel İntifada!
🇵🇸🇵🇸🇵🇸 "İNSANLIK bir nimettir, Herkese nasip olmaz."
Hz. Ali
Hz. Ali
{r.a} 🌹 🇵🇸🇵🇸🇵🇸
Bu dünyada en çok korkulması gereken canlılar siz insanlarsınız. Karnınızı doyurmak için değil de, öfkenizden öldürürsünüz. Kendinizi korumak için değil de hırsınızdan bir diğerine saldırırsınız. Dünyanın sadece size ait sanırsınız ama içinde bir nokta kadar bile yeriniz olmadığını bilmezsiniz.
Koskoca evrende bir nokta kadar bile değiliz
Hepimiz kendimizi çok önemli hissederiz, insan olmak da alfin olmak da fark etmez. Kendimizi çok önemli hissederiz. Her şeye hakkımız olduğunu düşünürüz. Ama uzaklaşınca, çok uzaklaşınca, gökyüzüne tırmanınca, kozmosun bir oyunu olsa gerek; üzerinde yaşadığımız devasa gezegen bile soluk mavi bir nokta gibi görünür. Aslında hiçbir şeyiz.
DeX yayınlarıKitabı okudu
Soluk Mavi Bir Nokta
Mutlu hissettim. Mutlu hissederken acı dolu gözyaşları akıtmak mümkün müydü bilmezdim, mümkünmüş. Onun için mutlu olurken kendim için ağladıkça ağladım. İlk kez gökyüzü olmak istemediğimi hissettim. Arkasına bakmadan gittiğinde, benim kanatlarım koparılmış gibi hissettim. Yıldız değildim artık. Anlamsız soluk mavi noktaydım.
Sayfa 734 - NovaKitabı okudu
Reklam
Şimdi şöyle... Gülen amcıklar var, konuşan amcıklar var; çılgın, okarina biçimli isterik amcıklar var; sertlik derecesini ölçen etli, sismografik amcıklar var; balinanın çenesi gibi açılıp avını canlı canlı yutan yamyam amcıklar var; istiridye gibi kapanan sert kabuklu, belki içinde birkaç inci bulunan amcıklar var; penis her yaklaştığında dans eden ve esrimeyle ıslanan coşkulu amcıklar var; dikenlerini çıkarıp Noel zamanında küçük bayraklar sallayan kirpi amcıklar var; Mors alfabesi ile konuşan, zihni nokta ve çizgilerle dolduran telgrafik amcıklar var; ideolojiyle dolup taşan, menopozu bile inkar eden politik amcıklar var; köklerinden çekilmedikçe tepki vermeyen bitkisel amcıklar var; Yedinci Gün Adventist cemaati gibi kokan ve bonenle, solucan, istiridye kabuğu, koyun boku ve arada bir kuru ekmek kırıntılarıyla dolu dindar amcıklar var; samur kürküyle kaplı, uzun kış aylarında uykuya yatan memeli amcıklar var; münzeviler ve saralılar için biçilmiş kaftan olan, içleri yat gibi döşenmiş seyir halinde amcıklar var; en ufak bir ışık sızdırmadan içine kayan yıldızlar bırakabileceğin buzul amcıklar var; hiçbir kategoriye ya da tanıma girmeyen muhtelif amcıklar var, ki bunlara ömründe bir kez rastlarsın ve sende iz bırakırlar; ne adları ne öncülleri olan sırf hazdan oluşmuş amcıklar var ve bunlar en iyileridir, fakat nereye gittiler şimdi?
Çerçeveletip asacaksın şu satırları….
“Kendin için kazan kendini. Şimdiye değin senden zorla alınan ya da çalınan, boşa akıp giden zamanına sarıl, iyi kullan onu. Kimi zamanımız bizden zorla alınıyor, kimisi sinsice çalınıyor, kimisi de boşa akıp gidiyor. Dikkat edersen, hayatımızın en büyük bölümü kötü bir iş yapmakla, büyük bir bölümü hiçbir iş yapmamakla, tüm yaşamımızda yapmamız gerekenden başkasını yapmakla geçiyor. Yanıldığımız bir nokta var: sanıyoruz ki ölüm önümüzdedir; oysa ölümün büyük büyük bir kısmı şimdiden geçip gitmiştir. Hayatımızın geride kalan kısmını ölüm eline geçirmiş. O halde, bana yazdığın gibi davran Lucilius’um, sarıl saatlerine. Bugününe el koyarsan, daha az bağlı kalacaksın yarına. Böyledir bu iş: yaşamak ertelendi mi, hızla akar geçer.”
Defolmalar Hülasası
"Zihni torna makinesinden, işleyen insanlığın kaygı uyandırmayacak şekline evrilen bir fahişenin bizleri anlayamayacağı kesinleşmiştir. Kıvrılan hatlarıyla duygulara apansız tehdit çalan notalarımız, bir pervasızlık hamlesini ihtiva eder öyle ki, nefret ve öfke, dert ve sükûn, şatafat ve yaşam gayesi; tümü yalnızca bir ortak amaç için toplanır kalp, o ortak noktada kendi vücudunu tamamlar, insanı olgunlaştıran nokta budur! Fakat, berbatlıktan bir berbattır ki, ayağa takılanı elinden tutup kaldırmaya, sürünene gökyüzünü göstermeye, kendini ahmakça parçalamaya çalışana hayatın emelini anlatmak ve suistimal edilen, sürekli olarak es geçilen gerçekleri engelsizce konuşabilmek, dertlerin aşılması ve öngörülebilen medeniyet yolunda önem kateder... bunu layıkıyla, lakayt bir biçimden uzakta yapabilmek için yirmiden fazla yıl heba ettim, henüz bir sona varabilmiş değilim." D.p
içimizden biri, yani en çekingen olanımız bir gün hiddetlendi fazlasıyla, dilinin bağı çözüldü ve her birimizin kalp fotoğrafını çıkarıp koydu ortaya. mülayimimizin göğüs boşluğunda kindar bir nokta gördük; yanıp söndü yardımseverimizin göz çukurundaki hesaplılık; akıllımızın alnında kurnaz bir çizgi belirdi. hepimiz gerçekte, onun gösterdiği fotoğraflardaki kişilerdik. dünyanın en sahici resmini, çok istemesine rağmen o resme dâhil olamayanımız çekmişti...
Sayfa 82 - içimizden biriKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.