Merhaba 1k okurları!
Kitabın içeriği hakkında yazmadan önce bana kitabını imzalı olarak yolladığı için (ülke farkı olmasına rağmen)
Deniz Kılıç beye teşekkür ederim. Kitabınız bir ömür bana emanettir yazar bey.
Bazı kitaplar vardır ki her harfi bile hata olsa geçirdiği o eşsiz duygulardan dolayı defalarca okunmaya değer. İşte Efla da onlardan
Slm svgli okurlar. Nihayet yazılım ekibimize ulaşabildik. Ekibimizi Şahin Tepesinde, Tofaş markalı bir arabada son ses Müslüm Gürses'ten Dinleyin Geceler'i dinlerken bulduk. Takipler ile ilgili güncellememizden sonra neredeyse Ptt'den bile "bu güncelleme olmamış" minvalinde mektuplar geldiği için ekibi topladık. Ve o son güncellemeyi de yaptık.
Bu güncelleme duyurusunu yazarken bile bildirim geliyor. Yeter artık vurmayın. 🥲
2 güncelleme yaptık:
1- Klasik takipler seçeneğini geri getirdik ve isteğe bağlı hale getirdik. Bu seçenek ile bu güncelleme hiç olmamışçasına liste olarak devam edebileceksiniz.
2- Yeni "kanal" seçeneğimizde de yorumlarınıza göre bazı iyileştirmeler yaptık:
a- Artık kırmızı takip noktası daha az yanacak.
b- Okurlar dışında takip ettiğiniz kitaplar, yazarlar ve konular için takip ışığı yanmayacak
c- Takip ettiğiniz okurlar bir yorum yaptığınıda ya da bir kitabı "okuyacağım" olarak işaretlediğinde kırmızı nokta belirmeyecek
ç- Takiplerde baştaki bir kaç takibi açtıktan sonra takip ışığı sönecek. Her şeyi okumanıza gerek kalmayacak bu sayede.
Sizi seviyoruz. Bir zamanlar sizin de bizi sevdiğiniz gibi. :/
kndnize ii baqın, grşrz.
📸: Yapay zeka ile hazırlanmıştır.
kimse içinde bulunduğu ruh hâline bir anda gelmemiştir. yaşanmışlıklar bize ağır gelen, yaşanmamışlıklar bizi eksik bırakan.
kimsenin başına neler geldiğini bilemiyoruz,
yargılamak kolay, empati zor.
fikrimce insanların tek yargılanabilecegi nokta kendinden zayıflara davranış şekli..
Öncelikle şunu söyleyeyim, kitap bir çırpıda okunabilen bir kitap. Sizler için üşenmedim tek tek boş olan sayfaları ve sadece resimlerin olduğu sayfaları saydım: toplamda -yanlışım yoksa- 46 sayfası zaten boş. Geriye okunacak 106 sayfa kalıyor. Ee bi zahmet o kadarcık sayfayı da okuyuverin (:
Kitabı okuyup da beğenmeyen pek azdır diye sanıyorum.
Sevgili arkadaşlar, bugün amcam Bekir Bulut vefat etti.Yıkıldım.Ölüm nedeni 15 marttan beridir başımıza musallat olan Corona. Bildiğiniz gibi bulaşıcı hastalıktan ölen şehit sayılıyor dinimize göre, o artık bizim ailemizin şehidi.Allah mekanını cennet eylesin ve rahmet eylesin. Bu konuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Ailenizi,
“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf
SUS
OTUR
DİNLE
GEZME
GİYME
Ferhan Şensoy'a saygı niteliğinde, süresi uzayabilmekle beraber Ekim'e dek sürecek etkinliğe tüm okurlar davetlisiniz ≈))
"İnsan bir güzelliğin farkına varamıyorsa, o güzelliği hak etmiyor demektir" demiş yazar. Umarım bu etkinlikle
Hayatımı değiştiren kitap!
Hayatımı değiştiren film!
Hayatımı değiştiren olay!
Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı?
Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye
Benim için şimdiye kadar yaptığım en özel inceleme olacak bu, umarım yazmak istediklerimin çeyreğini olsun ifade edebilirim.
Leyla ile Mecnun hayatımda en önemsediğim şeylerden biri. Bir diziye bu kadar anlam yüklemek ne kadar mantıklı tartışılabilir. Ama sitede son zamanlarda denk geliyorum benden yaşça büyük kişilerin yorumlarına;
Kitabı bitir bitirmez Franz Kafka'nın "Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?" sözü geldi aklıma. Uzun bir süreden sonra bir kitap okuduktan sonra gerçekten de sarsıldığımı fark ettim. Kitap bir kişisel gelişim kitabı değil tabi ki. Fakat içimizdeki şeytanı -ya da
Selamün aleyküm Ya Kitap ehli
İnsan inandığı gibi yaşamalı öyle değil mi? ya da biraz devrikleştirirsek inandığını yaşayana insan denir...
Bir sorumluluğunuz var, kısıtlı süreniz, dönüşü olmayan.
Elinizden geleni yapınca mesrur olacağınız ama gayretinizi esirgediğiniz de ise en bedbaht hâle düşeceğiniz...
Peki ya menfaatlere gelelim, sevgiyi
Çarşamba aksamları sen anlat karadeniz yerine börüyü izleyen ve arkadan tekrar tekrarını izleyen bir insan ve bağğğyan olarak bu kitabın hedef kitlesi ben değilim. Zaten kendisini tost ekmeği almak için girdiğim marketten para üstüyle aldım. O yüzden de aldığıma değil okuduğuma pişmanım. Başima bir iş gelmeyecekse ben kitabi beğenmedim. Junior boy
BURASI MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL!!
Bir çoğumuzun aşina olduğu hele hele siyasetin şu hararetli günlerinde dilimize pelesenk olmuş bir deyim ''Burası muz cumhuriyeti değil!'' Peki nereden çıkmış bu deyim hiç düşündünüz mü?
11 Kasım 1928 tarihinde Kolombiya'da muz işçileri, fazla mesai saatlerinden, iş kazalarına yeterli önlem alınmamasından, asgari