Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçimde kendi hayatımı yaşamadığım kanaati var. Daha samimi olayım ister misiniz? Bu yaşadığım hayat, o kadar benim değil ki herhangi bir saatimde birisi gelip de bana, “Haydi kalk, sıran geldi, kendi kendin ol!” diye bağırsa sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi inanıp koşacağım.
CANLI ÖLÜLER İBRETİ NEDEN ANADOLU DA YAŞANDI? Yeryüzünde kutsallaştırma yapmak şeytani ideolojilere hizmet eder. Bu cümlenin altını çizin ve BÜYÜK HARFLER ile bilinçaltına insan olan herkes yazsın. Tüm insanların tek bir tanrısı vardır. Son peygamber Hz Muhammed'in tebliğ ettiği dini bile kendi çıkarlarına uygun hale getirenlerin sonunu
Reklam
on iki yaşındaki bir çocuğa hesap vermek zorunda gibi hissediyordum. Bu nasıl olmuştu? Ve neden son zamanlarda Opali görmek beni huzursuzlaştı- rıyordu? Sanırım bütün bunlar onun Del hakkında sorduğu sorular yüzündendi, onları cevapladıkça geçmişi, hayatımın bir daha hiç açmamak üzere kapattığım bir bölümünü hatırlamak zorunda kalıyordum. Üstelik Opal'e baktığımda, bazen neredeyse Dell gördüğüme emin oluyordum. Sanki bu konudaki takıntısı, Opal'i o ölü kız haline getiriyordu. Delice, biliyorum, ama böyle görünüyordu. "Hey, model uçak nasıl gidiyor?" diye sordum. "Harika! Gövdesini bitirdim, bu da işin en zor kısmıydı zaten." Bir an etrafındaki odaya bakındı, sonra bir anda esas gelme sebebi olan konuyu açıverdi. "Delin, büyükannem ve büyükbabam yüzünden benim peşimde olup olmadığını düşünüyordum. Belki onlar bir şekilde onun cinayeti ile alakalıdırlar." Gülmeme engel olamadım. Bu gergin bir kahkaha} dı, ama içtendi. "Doe mu? O Dell neredeyse tanımıyordu bile. Üstelik tanığım en barışçıl insandı. Bir keresinde bahçedeki bir solu- cam kürekle yaraladı diye oturup ağlamıştı. Büyükbabansa, 113
Beni Kimsenin Göremeyeceği Bir Yer Bulamadım
Azîz Mahmûd Hüdâyi Hazretleri, üstadı Muhammed Üftade Hazretleri’nin hizmetinde bir talebe iken, birçok talebenin arasında, üstadının yanında çok farklı bir yeri vardı. Üftade Hazretleri, talebeleri arasında en çok onunla ilgilenir, ona birçok iltifatta bulunur ve onun yetişmesine ayrı bir özen gösterirdi. Muhammed Üftade Hazretleri’nin o talebesi
Sayfa 61 - Kutlu YayıneviKitabı okuyor
Rodin kendisini şöyle açıklıyor: Hiçbir iyi heykelci insan figürünü, yaşamın gizemi üzerinde düşünmeden biçimlendiremez: yakalanması güç çeşitlemeler içinde şu ya da bu birey, ona yalnızca her yerde hazır ve nazır olan tipi anımsatır; heykelci sürekli olarak yaratılandan yaratana doğru yönelir… İşte bunun için, benim figürlerimin çoğunda hala mermerin içine hapsolmuş bir el, bir ayak vardır; yaşam her yerdedir, ama gerçekten de hemen hiçbir zaman tam ifadesini bulmaz ya da birey eksiksiz özgürlüğe kavuşmaz.
Sayfa 52 - Metis yayınları 2007Kitabı okuyor
Benim odam da bir tabut değil miydi, yatağım mezardan daha soğuk, daha karanlık değil miydi? O yatak ki hep hazırdı ve beni uykuya çağırıyordu! Bir tabutta olduğum duygusunu sık sık yaşamışımdır. Geceleri odam küçülüyor, bunaltıyordu beni. Mezarda hissedilen de bu değil miydi?
Sayfa 63
Reklam
1981 Ocak'ında bir öğle Feridun ile Rejans Lokantası'nda rakılı, lüferli uzun bir yemek yedik, film işlerini görüştük. Feridun, Pelür'den tanıdığı kameraman Yani ile reklam filmleri çekiyordu. Benim hiçbir itirazım yoktu buna, ama o "Para için yapıyoruz!" diyerek bu işten huzursuz olduğunu söylüyordu. Her zaman rahat gözüken ve hayatın zevklerini en kolay yerinden zahmetsizce elde etmenin genç yaşta ustası olan Feridun'un, bu türden ahlaki sorunlarla acı çekmesini hiç anlayamayabilirdim, ama başımdan geçenler beni genç yaşta olgunlaştırmış, insanların çoğunun aslında göründüklerinden farklı olduğunu öğrenmiştim.
Sayfa 361 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
18 Haziran 1999 "Denek 8 kardeşinin evde olmayışına bir tepki göstermedi. Bunu görmüş olma ihtimali çok yüksek. Evi bir hapishane gibi görüp kardeşinin kaçışına ses çıkarmıyor. Peki neden onun kapısını hiç kilitlemememe rağmen o hâlâ evde?" Altı çizili cümleyi okuduğumda babasının merakı benim merakıma dönüşü. "Gerçekten," dedim kaşlarımı usulca çatıp. "Sen neden Anıl'la kaçmadın?" "Dedim ya... Kötü bir alışkanlık. İçine düştüğümüz o durumu anlamadan, orayı terk edemezdim."
Sayfa 290Kitabı okudu
Günlerin nasıl hem uzun hem bu kadar kısa olabildiğini anlamamıştım. Yaşaması uzundu elbette, fakat o kadar genişlemişlerdi ki sonunda iç içe geçiyorlardı. Adlarını yitiriyorlardı. Benim için içi boşalmadan anlamını koruyan yalnız dün ve yarın sözcükleriydi.
Sayfa 75 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.