çok yorgundum.
çünkü kurtaramamıştım.
oysa ki, kurtarabilmek için "o şeyi"
kan ter içinde kalmıştım.
tanrıya çok yalvarmış, çok yakarmıştım.
sonra, garip şekilde bu rüyaların bitişinde
sen vardın. yanağına dayanmış elin vardı.
gözlerinde uykusuzluk, rutubet vardı.
ama ne garip, bana çok sıcaktın. Ben de
sanki senin sıcaklığını özlemiş gibiydim.