Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dudakları onunkileri buldu. Artık konuşmayacaklardı. "Değil, yalnız etimiz konuşacak. Dudaklar sesleri kesip biçerler. İnsanın et olmayan tek yeri beyni değil mi? Et beyinli! Bir insan için söylenebilecek en ağır horlama sözü. Et beyinli! Ya bu birbirinde ezilen dudakları, bu acıta acıta sıkan elleri yöneten ne? Omurilik mi? Ondan mı murdarilik demişler? İki apayrı et nasıl oluyor da birbirinin dilini böyle kesin, kolayca anlayıveriyor? Ya bu oburluk, bu doymazlık! Korkunç şey demişti. En korkuncu bu değil mi?"
Eğer yavru, insanlar gibi düşünseydi, hayatı tükenmek bilmeyen bir yemek isteği, dünyayı ise içinde yiyecek yığınlarının sıralandığı bir yer olarak özetlerdi. Bu öyle bir kanundur ki; kovalayarak, kovalanarak, avlayarak, avlanarak, yiyerek, yenerek, körlük, karışıklık içinde şiddet kullanarak, düzensiz bir halde şansın, acımasız, plansız ve sürekli bir şekilde hükmettiği bir oburluk ve katliam kargaşalığıdır.
Sayfa 29 - Nilüfer YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Beni az buçuk rahatsız eden tek şey, yemekten tiksinmeme rağmen, açlıktı. Yeniden rezil bir iştah duymaya başlamıştım. İçimde gittikçe artan bir oburluk. Bir şey içimi insafsızca kemiriyor, sessiz sedasız ve tuhaf, yapacağını yapıyordu. Bir düzine minnacık hayvan vardı sanki; başlarını yana yatırıyorlar, hafifçe ısırıyorlardı, sonra başlarını öbür yana yatırıyorlar, hafifçe ısırıyorlardı; bir an hiç kıpırdamadan duruyorlar, sonra yeniden başlıyorlardı; gürültüsüz, acelesiz kemirip ilerliyorlar, geçtikleri her yerde gedikler açıyorlardı..."
Sürekli sıkılan ve yeni oyuncaklar talep eden "obur büyükler" ile hiç oyuncağı olmayan , zamanından önce büyümüş "aç çocuklar" ın aynı dünyada bambaşka hayatlar yaşaması, bu sistemin çelişkilerine dair trajik bir kare...
Bol ideolojik makyajın altına gizlenen vahşi kapitalizm insnları " Başarı senin elinde, çalış, rekabet et ve köşeyi dön" diye gaza getirip "başarısızlığının" tüm sorumluluğunu bireye yüklüyor.
Bilinç hayattaki nihai amacı mutluluk olanlar için bela olabilir ama temel hedefi özgürlük olanlar için nimettir.
Reklam
Hazcı/Obur birey, acıdan kaçar ve zevk peşinde koşar; oysa hayatta sonsuz sayıda acı ve zevk olduğu için hiçbir zaman "tam" hale gelemez. Oysa kendi sınırlarını belirleyebilen birey, bu sınırlı alanda sonsuzu yakalayabilir.
İşte sen böylesin, Küçük Adam. Ama kimse sana neye benzediğini söylemeye cesaret edemiyor. Çünkü senden korkuyorlar Küçük Adam, ve senin küçük olmanı istiyorlar. Kendi mutluluğunu yiyip bitiren sensin. Tam bir özgürlük içinde mutluluğun tadını çıkardığın olmadı hiç. Bu yüzden büyük bir oburluk içinde kendi mutluluğunu yiyorsun ve mutluluk sağlama, onu koruma sorumluluğunu hiç üstlenmiyorsun. Mutluluğunu korumayı, onu, bir bahçıvanın çiçeklerini, bir çiftçinin ürünlerini yetiştirdiği, onlara gereken besini verdiği gibi beslemeyi öğrenmekten yoksun bıraktılar seni.
"... şu anda, insanların günahları yüzünden dünyada tembellik, aylaklık, oburluk ve zevk hakim."
Sayfa 555 - Yapı Kredi Yayınları
Homunculusların isimlerinin her biri, Hıristiyanlık'ın ilk öğretilerinde yer alan yedi ölümcül günahtır. Lust - Şehvet Gluttony - Oburluk Envy - Kıskançlık Greed - Açgözlülük Pride - Gurur (Kibir) Wrath - Öfke Sloth - Tembellik
Reklam
Yeniden rezil bir iştah duymaya başlamıştım, içimde gittikçe artan bir oburluk. Bir şey içimi insafsızca kemiriyor, sessiz sedasız ve tuhaf yapacağını yapıyordu. Bir düzine minnacık hayvan vardı sanki; başlarını yana yatırıyor, hafifçe ısırıyorlar, sonra başlarını öbür yana yatırıyor, hafifçe ısırıyorlardı; bir an hiç kıpırdamadan duruyor, sonra yine başlıyorlardı; gürültüsüz, acelesiz kemirip ilerliyor, geçtikleri her yerde gedikler açıyorlardı...
Sayfa 110Kitabı okudu
İnsanın hayatta en büyük zevkinin bugünkü gibi oburluk, sefahat, kibir, övünme, kıskançlıktan gelen rekabet gibi hırs zevkleri değil de, aydınlığa, acımaya hizmet etmek olduğu düşüncesi sadece bir hayal midir? Bütün imanımla, "Hayır!" diyorum.
Sayfa 424 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çok yiyip içerek kalbi öldürmeyin.Çünkü çok sulanmış bitkinin kuruması gibi oburluk da kalbi öldürür.
Dudakları onunkileri buldu. Artık konuşmayacaklardı. "Değil, yalnız etimiz konuşacak. Dudaklar sesleri kesip biçerler. İnsanın et olmayan tek yeri beyni değil mi? Et beyinli! Bir insan için söylenebilecek en ağır horlama sözü. Et beyinli! Ya bu birbirinde ezilen dudakları, bu acıta acıta sıkan elleri yöneten ne? Omurilik mi? Ondan mı murdarilik demişler? İki apayrı et nasıl oluyor da birbirinin dilini böyle kesin, kolayca anlayıveriyor? Ya bu oburluk, bu doymazlık! Korkunç şey demişti. En korkuncu bu değil mi?"
Sayfa 74
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.