Şükrü Erbaş , benim toprağım.Yani Yozgat'lı.1953 doğumlu.Bu incelikte ve hassasiyette biriyle aynı memleketin insanı olmak beni mutlu etti. Babama sordum.Tanır mısın diye? Aralarında 10 yaş var.Belki bi tanıdık bulurum ortak. Tanışmayı değil de bir imzalı kitabı olsa yeter.72 senesinde Toprak Mahsulleri Ofisinde çalışmış.Daha 19 yaşındayken. Rahmetli
Merhaba 1k okurları.
Ben okuduğum kitapların incelemesini yazarken spoiler vermemeye dikkat ederim. Neredeyse hiç spoiler vermedim bu güne kadar. Ama bu gün spoilerli bir inceleme olabilir. Nedeni şu ki; beni sarsan kitapların duygusunu geçirebilmemin yolu kitabı yaşayarak anlatmaktan geçer. Bir diğer nedeni de kitaba olan önyargılar. Daha ilk
Merhabalar Efendim...!
Dün gece beni ve buradaki tüm üyeleri kışkırtmak için
꧁ İzzeddin el Kassam ꧂ Bey, bir ileti paylaştı sayfasında... Dedi ki; Atatürk kimdir?
İlk yorumda dedim ki; "Kışkırtıcı işlerle uğraşma. :) silersin sonra bu iletiyi.. :)"
Dedi ki silmem...
Saat tam 15:00'te iletiyi sildiğinde 115 yorum
Bana kattığı bütün detaylar olmasa bile ilk defa duyduğum bu hoş deyim için kitabı okumaya değermiş. Şu deyimdeki inceliğe, espriye, bağlaştırmaya, ölçü ve kafiye ile oluşturulan müzikaliteye bakın bir!
Edebi eserler arasında yaptığım bu kurgu dışı okuma bana o kadar iyi geldi ki bu tarz kitaplara ilgi duyanlar için birkaç şey yazmak
“Ah sevgi, gözleri bağlıyken bile
Nasıl da görür, yolunu seçer dilediğince!” (s.11).
Dünya edebiyatında en bilindik hikâyelerden biri de sevip de kavuşamayanların hikâyesidir. Bu konu sayısız romana, şiire ve tiyatro eserine mevzu olmuş. Sinemanın gelişmesiyle birlikte de beyaz perdeye aktarılmış. Aslında bizim bu konuda çok uzağa gitmemize
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Aynen!
Bugün danışmanı olduğum yüksek lisans yapmakta olan bir öğrencimle fakülte girişinde karşılaştık ve odama kadar beraber yürüdük. Odaya vardığımızda dedim ki: Sen şu birkaç dakika içinde kaç defa “Aynen!” dedin, haberin var mı?
“Aynen!” dedi. Dedim ki:
“-Evladım, bu kelimeden başka meramımızı ifade edecek başka kelimemiz yok mu? Kime ne
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala