Kör baykuş okuduğum en sıradışı kitaplardan biriydi, diyebilirim. Başından sonuna bir bulmaca çözüyor gibi hissettim. Çünkü yavaş yavaş hikayenin içine girdiğinizde işlenen zamanın düz bir çizgi değil, yamuk yumuk, çarpık çurpuk birbiri üzerine geçili bir karalama olduğunu görüyorsunuz. Sürekli bir; rüya mı gerçek mi hayal mi geçmiş mi şimdi mi
*Her hayat bir sürü günden oluşur, gün be gün. Kendi içimizde yürüyüp giderken hırsızlara, hayaletlere, cavarlara, ihtiyarlara, delikanlılara, karılarımıza, dullara, âşık kardeşlere denk geliriz ama denk geldiğimiz hep kendi kendimizizdir aslında.
Doris Lessing'i belki 25 sene önce okumuştum ilk kez, Türkü Söylüyor Otlar çok ilginç, gerilimli ama bir yandan sessiz bir kitaptı, iyi hatırlıyorum. Lessing'in Altın Defter'ini de okumaya çalışmış ve benden beklenebileceği gibi yarıda bırakmıştım. Kedilere Dair adlı eserinin ilk on on beş sayfası ise kitabı okumaya devam etmemem için yetti de
"Modern edebiyatta bundan daha iyi bir kitaba rastlamadım; bu söylediğime Puşkin de dahildir. Dostoyevski'ye ona bayıldığımı söyleyin."
–Lev Nikolaleyiç Tolstoy
Merhaba... Dostoyevski'nin Ölü Bir Evden Hatıralar kitabını bitirdim. Kitapta hapishane şartlarının nasıl olduğunu, mahkumların ruhsal yapısını ve birbirleriyle olan iletişimini
Dostoyevski için de edebiyat tarihi için de bir kırılma noktası olduğunu hissettiğimiz Ölüler Evinden Hatıralar, Dostoyevski’nin Sibirya’daki hapis hayatını anlattığı eseri.
Burada bahsettiğim kırılma hapse düşmüş olması ve zorunlu çalışması değil. Kendi deyimiyle bu kırılmaya sebep olan durum “halkla doğrudan ilişki kurmak, ortak bir şanssızlığı
2022/13. Kitap: Kehribar Geçidi.
Nazan Bekiroğlu'ndan İsimle Ateş Arasında'dan sonra okuduğum 2. kitap..
Kehribar Geçidi; çok sayıda bölümden ve 608 sayfadan oluşan muhteşem bir roman...
Nazan Bekiroğlu okumaya 12 yıl önce başlamış ve o zamanlar -itiraf etmek gerekirse- çok da sevememiştim. Şimdi ise Kehribar Geçidi'ni
Derginin başına kutlu kitabımızın, "Bir kişiyi öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir kişiyi dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir" sözünü yazmıştım.
Kitabın başlangıcında yoğun betimlemeler öncelikle okuduğunuzu anlamamanıza sebep olmaktadır. Kitabin sayfalari ilerledikçe konuları anlamaya başlıyorsunuz .Öncelikli olarak Bendag isimli eski bir şairin 50 yil once kacip gitmesi sonucu 100 yaşında olarak uzun bir deniz yolculuğu sonrasi yaşadığı yere gelişi anlatılıyor .Cok eskilerden bilinen bir
Kitap;Livaneli'nin (Sevdalım Hayat) adlı kitabında yer alan hikayelerinden bir derleme olarak yazılmış.İçerisinde 15 adet hikaye bulunuyor... MERHABA...Sevdalım Hayat şiiri ile başlayan kısımda okuyucuya iyi dilek sunumları yer alıyor... KEÇİLER ve KOYUNLAR...Babannesinin;yazara "Bu benim yavrum keçidir! Öteki çocuklar koyundur,onların büyük
Bizleri yaratan, yaşatan, besleyen, elçiler gönderen, akıl ve iman bağışlayan, namazı lütuf buyuran, sağlık ve hastalık veren, iyileştiren ve öldüren Yüce Rabbimize hamd olsun.
Hollywood, Dali'yi her zaman büyülemişti; aklı fikri orada çalışmaktaydı. 1944'te Alfred Hitchcock son filmi Spellbound'daki (Öldüren Hatıralar) rüya sekansı için oluşturulacak arka plana Dali'nin katkıda bulunmasını istedi. Film, bastırılmış duygunun nevrozu tetikleyebileceğine odaklanarak, psikoanalitik teoriyi cinayet/gizem türüne taşır. Dali ismi kaçınılmaz bir şekilde basında yer bulacağı için değerliydi — Hitchcock'un stüdyosu, Dali'nin önceki sene Life dergisine altı kez çıktığını fark etmişti. Ama Dali yalnızca ticari bir seçim değildi. Hitchcock sanatçının düzenli rüya sahnelerini beğeniyordu. "Filmlerdeki bütun rüyaların bulanık olması” klişesinden nefret eden Hitchcock Dali'nin buna netlik getirebileceğini düşünüyordu. Rüya sahnesinin hiper gerçek görunmesine karar verdiler. Önceki diğer birkaç ortak çalışmasında olduğu gibi, Dali yine uzlaşmaya vardığını düşündü, ama üzerinde çalıştığı sahnelerin çoğu kesildi. Fakat final sekansı, uzakta beliren golgeler, azalan perspektif ve bir sürü gözyuvarıyla kesinlikle Dali'nin tarzıydı. Bir noktada devasa bir makas boyalı bir gözü kesiyordu; bu tabii ki Un Chien Andalou'daki korkunç sahneye bir göndermeydi.
Selam️ Suç ve Ceza gibi hayatımın bahtsız dönemine denk gelmiş bir kitap oldu Kırlangıç Çığlığı. Çok sevdiğim halde problemlerim yüzünden elimde süründü.
Konu beni diğer Ahmet Ümit kitaplarından daha çok etkiledi. Çocuk tacizi. Çocuk tacizcilerini öldüren bir katil. Neden öldürüyor,kim adalet dağıtmaya çalışıyor,o da mı