Bir gün öfkelenmişti birden: Hepsini yakmalı, bütün evrakı, kayıtları, belgeleri. İnsanlık bunlarla ayakta duruyorsa şaşırıp kalsın herkes: Şaşırıp kalsınlar da şaşkınlıktan, ne yapacaklarını bilememekten ölsünler.
Sayfa 296Kitabı okudu
Yolun büyüğü, küçüğü yoktur. Bizim yürüyüşümüz ve adımlarımız vardır. Fatih, yirmi bir yaşında İstanbul’u fethetmiş. Descartes de yirmi dört yaşında felsefesini yapar. İstanbul bir kere fethedilir. Usul üzerinde konuşma da bir kere yazılır. Fakat dünyada milyonlarca yirmi bir, yirmi dört yaşında insan vardır. Fatih ya da Descartes değillerdir diye, ölsünler mi? Kesif yaşasınlar yeter. Yani büyük yollar dediğiniz şeyin büyüklüğü bizim içimizdedir.
Dergah Yayınları, 29. BaskıKitabı okudu
***
Niyetleri kötü olanlar başta olmak üzere birçok insan yanında yutmak üzere zehir taşırmış ki, olur da tesadüf eseri yakalanıp işkence görecek olurlarsa bu zehri hemen ağızlarına atıp yutsunlar ve daha çabuk ölsünler. Ama halkın bu adetinin farkında olan yöneticiler daima bir miktar köpek dışkısını hazırda tutar ve zehir yutmuş insanlara hemen yedirirlermiş ki zehri kussunlar; böylece dışkı, bu kötü insanların hilelerine karşı bir panzehir gibiymiş.
***
Sayfa 213 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Gençlik ve olgunluk çağlarında yaşamlarını palavra üzerine kuran bu insanlar şimdi yaşlılıklarında kendi başlarının çaresine baksın, diledikleri köşelerinde kendi başlarına ölsünler. Çocukluğumuz üzerine kâbus gibi çöreklenenler, bilinçli yıllarımızı elimizden alamayacaklar, kendi çaresizlikleri sıkıntıları –bize kendi mutluluklarımızı çok görerek– tepemize atamayacaklar. Ben kimseye acımıyorum.
Sayfa 31 - YENİ BULUNTULAR-[Anlatı ve Günlük Parçaları]Kitabı okudu
İnsan bir amaç uğruna kendinden vazgeçebilir, fakat başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil. Bırak vatan için ona inananlar ölsünler...
Sayfa 34 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Gençlik ve olgunluk çağlarında yaşamlarını palavra üzerine kuran bu insanlar şimdi yaşlılıklarında kendi başlarının çaresine baksın, diledikleri köşelerinde kendi başlarına ölsünler. Çocukluğumuz üzerine kâbus gibi çöreklenenler, bilinçli yıllarımızı elimizden alamayacaklar, kendi çaresizlikleri sıkıntıları –bize kendi mutluluklarımızı çok görerek– tepemize atamayacaklar. Ben kimseye acımıyorum.
(...)
Gençlik ve olgunluk çağlarında yaşamlarını palavra üzerine kuran bu insanlar şimdi yaşlılıklarında kendi başlarının çaresine baksın, diledikleri köşelerinde kendi başlarına ölsünler.
Kendileri haramları terk edince değil, haramlar onları terk edince gidiyorlar hacca ki geride kötü amelleri kalmasın, her şey tertemiz olsun! Döndükten sonra ölsünler ki öteki alemde "Evet, bunlar haccı hakkıyla eda ettiler." desinler diye!
Sayfa 92 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
Yolun büyüğü, küçüğü yoktur. Bizim yürüyüşümüz ve adımlarımız vardır. Fatih, yirmi bir yaşında İstanbul’u fethetmiş. Descartes de yirmi dört yaşında felsefesini yapar. İstanbul bir kere fethedilebilir. Usul üzerinde konuşma da bir kere yazılır. Fakat dünyada milyonlarca yirmi bir, yirmi dört yaşında insan vardır. Fatih veya Descartes değillerdir diye, ölsünler mi?
Kesif yaşasınlar yeter. Yani büyük yollar dediğiniz şeyin büyüklüğü bizim içimizdedir.
Yaşasınlar çocuklarınız. ne olur,bırakın!
Ölsünler diye gelmediler dünyaya,
bırakın, analar, çocuklarınız yaşasınlar!
İnsan bir amaç uğruna kendinden vazgeçebilir, fakat başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil.
Bırak vatan için ona inananlar ölsünler.
…. Cezaevindekilerin yaşamından sorumlu olduğu için, ölümlerden de devlet birinci derecede sorumludur.Ama bu ülkede iki bin insan açlık grevindeyken sessiz kalanlar da sorumlu, kanlı bir operasyona alkış tutanlar da, ölüm orucunda ölmesinler de nasıl ölürlerse ölsünler diyenler de, sorunun diyalogla çözülmesi fırsatını tepenler de , bizi yaktılar diye bağıran kadına kim diye soramayanlar da….Kısaca, biz,hepimiz.
Sayfa 84 - Everest yayınlarıKitabı okudu
«Bizden çalmak istedikleri su kadar kan kaybederler inşallah.»
«Bizden çalmak istedikleri su kadar gözyaşı dökerler inşallah.»
«Midelerinde kurbağalar üresin inşallah.»
«Hiçbiri karısını çocuklarını bir daha dünya
gözüyle göremez olsun inşallah.»
...
«Çöllerde sürünüp ölsünler inşallah.»
«Cehennem ateşlerinde yansınlar inşallah.»
«Hazreti İsa, Hazreti Yusuf, Hazreti Meryem,
ne olur, bu lütfunuzu benden esirgemeyiniz.»
Sayfa 186Kitabı okudu
"Varsınlar öylesi insanlar ölsünler." diye söylendi Salih. "Ölsünler... böyle yeryüzüne gökyüzüne düşman, cehennemde yaşayacaklarına ölsünler."
Sayfa 9Kitabı yarım bıraktı
