Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve Sahnede Mazimiz İncecik dudakların Zambak beyazlığında tenin Lotus çiçeği tohumunda tadın Kokun Kokun ki betimsiz Yalnızlıklarımız
İnsan evrende 4 özelliğe aşık olma eğilimindedir. Cemal (güzel, beğenilen), Celal (güçlü, kudretli), Kemal (mükemmel), Beka (ebedi, ölümsüz). Bu sıfatları taşımayan her aşk, insanı hayal kırıklığına uğratır. İnsanı hayal kırıklığına uğratmayacak tek aşk Allah aşkıdır.
Reklam
Avrupada kurulacak bir birlik hiçbir zaman Amerika’nın rakibi olamayacaktır. Çünkü Avrupa halklarının birbirlerine olan tarihsel düşmanlıkları Avrupa Birliği’nin karar alma mekanizmalarını olumsuz yönde etkileyecektir.
Cesaret korkmamak değil, bazı şeylerin senin için, güvende olmaktan daha önemli olmasıdır.
XVIII Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgarlar örseler, Işıldar göğün yüzü, yakacak kadar sıcak, Kısacaktır süresi yeryüzünde bir yazın: Ve sık sık kararır da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki, asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölümsüz satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün, elverir, Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
Sayfa 18 - Türkiye İş Bankası, Kültür YayınlarıKitabı okudu
İKİ GÜL ölümsüz değildir hiçbir sevişme çünkü yenisini giydirmiştir eskiyen zaman yüreğimize... iki dudak iki gül titremiştir ansızın en uzaklardan seyreden gemiler gibi en kıyıdaki birbirimize...
Sayfa 74
Reklam
O elde edemeyeceği bir şeye sahip değil diye şikayet edemeyiz. Fakat tamamen olumsuz bir erdem olan hoşgörürlük, bu mahkemede yerini daha çetin, fakat daha yüksek olan adalet gibi bir erdeme bırakmalıdır.
Sayfa 92 - Can Yayınları, 46. baskıKitabı okudu
"Bırak hayat bir nehir gibi aksın; olumlu düşün ki her şey olumlu olsun; dünyadaki kötülüklerin kaynağı olumsuz düşünmektir."
Budistler her hayatın, her bilincin farklı mumların alevlerine benzediğine, ama aslında her alevin arasında bir süreklilik olduğuna inanırlar. Bir mumu diğerinin aleviyle yaktığını düşün. Sonra onun aleviyle yanındakini, onun aleviyle yanındakini ve böyle devam edip gittiğini... Kuşaklar boyu birbirine aktarılan bin tane mum alevi... Bunlardan her biri farklı bir alevdir ve her biri apayrı bir şekilde yanar. Ama aslında hepsi aynı ateşten gelir. ''Maalesef senin ateşini söndürmek üzereyim. Ama merak etme. Sana yaşatacağım acı sayesinde sonunda diğerlerinden daha parlak şekilde yanacaksın.''
Sayfa 252 - Doğan KitapKitabı okudu
Ne olduğunu bildiği ölümsüz bir şeydi ruh. Üzerinde tartışmayacağı ölümsüz bir şeydi ruh. Ölümsüz bir şeydi ruh. Her ne idiyse ruh, ölümsüzdü.
Reklam
'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim' dedin. Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet. Her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya -bir ceset gibi- gömülü kalbim... Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede? Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam, kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün boşuna bunca yılı tükettiğim ülkede... Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın, bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede koşacaksın,aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda,başka bir şey umma. Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, öyle tükettin demektir,bütün yeryüzünde..
''Lareau orta sınıfa özgü çocuk yetiştirme tarzını ''işbirliği odaklı eğitim'' olarak adlandırıyor. ''Çocuğun yeteneklerini,görüşlerini ve becerilerini'' etkin biçimde ''destekleme ve değerlendirme'' çabası. Yoksul anne babalar ise, tam tersi, ''doğal gelişim başarısına'' yönelik bir strateji izlemek eğiliminde. Sorumluluklarını çocuklarına
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.