Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BİR GARİP ÖLMÜŞ DESİNLER
Şöyle sessizce ölüp gitmeliyim Bir yaz gecesi Gülhane Parkı'nda. Şu hazin ömrü tamam etmeliyim.. Geç saatlere kadar oturduğum, Denize bakan bir sırasında, Kırık dökük hatıralar arasında.
Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa’d b. Vakkâs(ra) anlatıyor: Veda Haccı senesinde Resûlullah (sav), ağır hastalığım sebebiyle beni ziyarete geldi. Ben: –Yâ Resûlallah (sav), hastalığımın ne kadar ilerlediğini görüyorsun. Ben zengin biriyim ve bir kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı, dedim. –Hayır, öyle yapma, buyurdu. –Yarısını vasiyet edeyim, dedim. Peygamber (sav) yine: –Hayır, dedi. –Yâ Resûlallah (sav), malımın üçte birini vasiyet edeyim mi, dedim. –Evet, üçte biri yeterlidir, hatta üçte biri bile çoktur; zira mirasçılarını zengin olarak bırakman, onları halka el açacak bir hâlde fakir bırakmandan daha hayırlıdır. Allah rızasını gözeterek eşinin ağzına koyduğun lokmaya varıncaya kadar, onlar için yaptığın her türlü harcamadan dolayı sevap kazanırsın buyurdu.
Reklam
Anne Sütü Mucizesi
Neslin sıhhatle devamı, aile müessesine bağlıdır ve evlatlar hiç şüphesiz, ailenin sürur kaynağıdır. Evlatlar, daha dünyaya gelişinde, her misafirden tatlı karşılanır. Hem nasıl karşılanmasın; sevmenin ateşe perde, ikram etmenin sırat köprüsünü geçmeye vesile, birlikte yemenin, kurtuluş beraatı bahşettiği evlat, anne babası için dünya nimetlerinin
Ebû Hanife rahimehullah, öyle bir kimse idi ki kendisinden uzun müddet ricâ olunduğu, nihayet tehdit ve can sıkacak tarzda ısrar edilmiş olduğu hâlde kâdılık makamını kabul etmedi. Hattå ömründe bir kere bile sultandan ve devlet adamlarından gelen bir şeyi almamıştır. Yalnız bir defa Halife Mansûr'un, Hasan bin Kahtabe ismindeki zât ile göndermiş olduğu on bin dirhemden ibaret olan bir meblağı kabule mecbur olmuştu. Fakat oğlu Hammād'a, vefat ettikten sonra bu paraları tamamıyla Hasan'a iade etmesi- ni vasiyet etmişti.
Böylesine büyük bir devletin tahtında on sene oturan Taspar 581 yılının sonlarına doğru hastalandı. Bir süre hasta yattıktan sonra öldü. Ölmeden önce bir hata daha yaptı. Kendi oğlu yerine tahta ağabeyi Mukan'ın oğlu Ta-lo-pien'in geçmesini vasiyet etti. Kuvvetli bir devletin başına geçmesine rağmen Taspar Kağan, Türk milletinin karakterine hiç uymayan Budizm dinine meyletmişti. Aslında devrinde Orta Asya'nın en büyük devletinin Budizm sayesinde kazanabileceği bir şey yoktu. Ch'i Devleti yıkılınca Chou'lar tarafından kendisine sığınan prenstenyeterikadarfaydalanamadı. Bunların üstüne, Gök Türk devlet geleneğine uymayan, ağabeyinin dahi veliaht göstermediği, annesi Türk olmayan Ta-lo-pien'i tahta vasiyet ederek devletin temelden sarsılmasına yol açacaktı.
Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa’d b. Vakkâs (ra) anlatıyor: Veda Haccı senesinde Resûlullah, ağır hastalığım sebebiyle beni ziyarete geldi. Ben: –Yâ Resûlallah, hastalığımın ne kadar ilerlediğini görüyorsun. Ben zengin biriyim ve bir kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı, dedim. –Hayır, öyle yapma, buyurdu. –Yarısını vasiyet edeyim, dedim. Peygamber (sav) yine: –Hayır, dedi. –Yâ Resûlallah, malımın üçte birini vasiyet edeyim mi, dedim. –Evet, üçte biri yeterlidir, hatta üçte biri bile çoktur; zira mirasçılarını zengin olarak bırakman, onları halka el açacak bir hâlde fakir bırakmandan daha hayırlıdır. Allah rızasını gözeterek eşinin ağzına koyduğun lokmaya varıncaya kadar, onlar için yaptığın her türlü harcamadan dolayı sevap kazanırsın, buyurdu. Bunun üzerine: –Yâ Resûlallah, ashâb seninle Medine’ye dönerken ben Mekke’de kalacak mıyım, diye sordum. Resûl-i Ekrem: –Mekke’de kalmayacaksın, daha yaşayacak ve Allah rızası için iyi şeyler yapmaya muvaffak olacak ve yükseleceksin. Allah’ın seni uzun ömürlü kılmasını dilerim. (Senin fetihlerinle) Müslümanlar fayda görsün ve inkârcılar zarara uğrasın. Yâ Rabbi, ashâbımın hicretlerini tamamla ve onları geriye çevirme. Asıl zavallı olan Sa’d b. Havle’dir, buyurdu. Mekke’de öldüğü için Resûlullah ona hep acırdı. (Buhârî, Cenâiz, 36; Müslim, Vasiyye, 5)
Reklam
NESH
Nesh, birkaç kısımdır. Birincisi, hakikî neshdir. Hazret-i Peygamber ile bir şey konuşmadan veya bir şey istemeden evvel sadaka verilmesi emrolunmuş idi.Sonra bu hüküm neshedilmiştir (Mücadele: 12-13). Neshin ikinci kısmı, eski şeriatlerin hükümlerinin neshedilmesidir. Neshin üçüncü kısmı, bir sebep için emrolunup, sonra bu sebebin kalkması
Şöyle sessizce ölüp gitmeliyim Bir yaz gecesi Gülhane Parkı'nda. Şu hazin ömrü tamam etmeliyim.. Geç saatlere kadar oturduğum, Denize bakan bir sırasında, Kırık dökük hatıralar arasında.
Şahısta hata (akitlerde hatanın çeşitleri)
Şahısta hatanın akde tesir edebilmesi için şahsın akit açısından birinci derecede önemli olması gerekir. Bir satım sözleşmesinde ürünün kime satıldığı pek önem arz etmezken evlilik, vasiyet, şüfa (on alım) ve vekalet gibi akitlerde şahısta hata akdin sıhhatine engeldir.
Sayfa 33 - 13. Sözleşmelerde rızayı bozan durumlar nelerdir?Kitabı okuyor
Hacı Murat'ın öldürülmesinin ardından Şamil, ilk kez mağlu­biyetin gölgesinin dağlara çöktüğünü fark etmişti. Eski naibiyle araları açılmış ve Hacı Murat düşman kabul edilmiş olabilirdi ancak yine de o, İmam' dan sonra bölgenin en nüfuzlu adamıy­dı. Bir süredir Şamil, Hacı Murat'ın desteğini kazanmak için rehineleri salıvermeyi
Reklam
Genel müdür heyecanlı görünüyordu ve boğazına bir şey takılmış gibiydi. Hafifçe öksürerek gırtlağını temizledi ve okumaya başladı; Ulusal televizyon genel müdürüne, saygıdeğer beyefendi, ilgili tarafların gerekli önlemleri alabilmeleri amacıyla bu gece yarısından itibaren, zamanın başlangıcından geçtiğimiz yılın otuz bir aralık tarihine kadar
Sayfa 99
1895... Osmanlı demiryollarından büyük bir servet elde etmiş olan Baron Hirtch (Hirş) Yahudi idi. ölürken Yahudilere bir yurd kurulması için iki yüz elli milyon frank (on iki bu­çuk milyon altın lira) vasiyet etmişti. O devirde Doğu Avrupa'da, bilhassa Rusya'da Yahudilere çok zulüm ediliyor­du. Baron Hirş bunları kurtarmak için ve toplu
Sayfa 56 - Yeni Çığır Kitabevi.
'Filistinli Çocuğun Vasiyeti'
Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum; Muhammed Dürre'nin okul yolunda terör devleti İsrail askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra annem korkup beni okuldan almıştı. O günden beri hiçbir şey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordum ki! Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin duman dediği
Şöyle sessizce ölüp gitmeliyim bir yaz gecesi Gülhane parkında. şu hazin ömrü tamam etmeliyim.. geç saatlere kadar oturduğum, denize bakan bir sırasında kırık dökük hatıralar arasında. ne vasiyet, ne uzun boylu veda ölümüme hiç kimsenin aklı ermesin gözlerim birdenbire kapanıversin. ne kimseye borcum, ne alacağım ne birikmiş beş on kuruş cebimde. ne kimseyi sevindirmiş, ne üzmüş olacağım. ne gazetelerde ne de radyoda ölümüm kimseye dert olmamalı. kim tanır zaten beni dunyada. insanlar hergünkü gibi şen şakrak tabutum Merkez Efendiye giderken üç beş kişinin omzunda gıcırdayarak birkaç kişi başlarını eğsinler, sonra ardımdan bakıp acıyarak - Bir garip ölmüş desinler...
Bilgi Yayınevi
171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.