Çoğu zaman insanların yanından geçip gidiyoruz. Ne yaşadığını, ne kaybettiğini, ne kaçırdığını, en son ne zaman güldüğünü, bir parçasını ne zaman kaybettiğini bilmeden...
Eğer konuşmazsa derdini anlatmazsa herkes aynıdır. Bir bakkal da bir öğretmen de bir mendil satıcısı da...
Ama konuştukça, anlattıkça, paylaştıkça farklılaşıyorsun hayatta. Anlatınca geçiyor mu, belki hayır belki evet. Ama bazen o kadar kaybediyorsun ki hayatta anlatamıyorsun bile artık. Diyorsun ki bir insan her zaman da kaybetmez be. Yeter insanları kaybetmelerinle meşgul etme. İşte o zaman yalnızlaşmaya başlıyorsun hayatta. Bazen sana tat veriyor bazen acı.
Bu kitap yalnızlıların, kaybedenlerin, sıradan gibi görünen ama çok farklı hikayesi olanların hikayelerini okuyoruz. Her öykü hüzün bırakıyor ardında. Nice hayatlar yaşanmış biz farkında olmadan yanıbaşımızda. Okuduğum 2. Kitabı ve hiç pişman etmedi beni. Her öykü incelikle yazılmış, sevgiyle yazılmış, hissederek ve hissettirerek yazılmış.
Kaybetmek bizim işimiz. Daha iyi bir işimiz olmadı şimdiye kadar :)