Bir inceleme yazdım, çünkü canım inceleme yazmak istiyordu. Yazmaya koyulmak için bunun yeterli bir neden olduğuna inanıyorum. İnsan doğuştan uyduran bir yaratık değil midir zaten?
"İnsan doğuştan uyduran bir yaratıktır." (s. 697)
Umberto Eco sağolsun. Onun canı bir roman yazmak istemeseydi ve yazmasaydı, ben bu incelemeyi biraz zor
Herkese merhaba
Daha önce iki kez okunmayı deneyip yarım bırakmıştım bu kitabı. Hayatıma girme zamanını doğru ayarlayamamışım galiba:)
Kitapların da insanlar gibi olduğunu düşünmüşümdür hep. Doğru zamanda doğru şekilde hayatımıza girmeliler...
Ama kitabı okuduğum süre içerisinde defalarca yarım bırakma isteği kapladı içimi. Yine mi doğru zaman
Yorulmuşsundur. Bazen boş gün yaratırsın kendine. Bugünkü boş günden hoş bir şey çıktı. Bu başıboşluğa ortak edecek birilerini de buldum. Bakınız, aşağıda:)
(Kiminizden bahsetmeyi unutmuş olabilirim, yazım yanlışı yapmış olabilirim; dedim ya boş günüm. Hoş görün.😊)
Ece Temelkuran’ın BU DA GEÇER’inden rastgele, şansınıza
''Kötü bir barış, savaştan daha berbattır.''
-Tacitus
Savaş... tanımından başlayalım. Savaş, en az iki farklı ülkenin birbirleri üzerinde farklı çıkarlar doğrultusunda başlattıkları bir akımdır ve bu zaman zaman artabilir. Peki ya iç savaş, mahalle, şehir, ev, esnaf, kelimeler savaşı? Peki ya parti savaşı? Savaş bu kadar, bu derece indirgenebilir
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Gecenin üzerime örttüğü çiy damlalarından kurtulup, doğrularak günün ilk öğününü, belki de mideme girebilecek birkaç lokmayı bulabilmek için hayatın içine atılıyorum. Benim olan tek şey şuradaki boş çöp tenekesinin yanında duran karton parçası. Gecenin ayazında bedenimin bütün sıcaklığını çekti oda. Beni sömürdü resmen, taş gibi kalktım yattığım
Bu kitaba inceleme yazısı yazıp yazmama konusunda çok kararsız kaldım. Nedeni herhangi bir linç girişimi ya da şikayet değildi. Gerçekten hakkını verebilecek miyim acaba düşüncesiydi.
İnanç sahibi birisiyim. Ama bu demek değildir ki inançsız insanlara lanet ediyorum; ya da farklı inanışta olanları hor görüyorum. Ben vicdanıma göre hareket
Sanırım ifşa sırası bana geldi. Bu iki insanı buradan herkese ifşa etmem gerek artık. Herkes bilmeli, tanımalı. Bu devirde nasıl olur??? görmeli herkes…
Müsadenizle;
Birkaç gün önce, sevgili Mete Özgür’ ün incelemesini (#26941855) okurken aklıma geldi. Hatıralarımı yokladım, bu güzel iki insanı herkese ifşa etmem
Merhaba 1K okurları!
Kaçış, firar, kendinden sıyrılmak..
Adı ne olursa olsun, bazen yok olmak, bazen kaybolmak, hatta şöyle kendi varlığından arınıp, yeniden doğmak istersin. Yaşadıkların yük olur, hayatın çıkmaz sokaklarında kendine yeni yollar üretirsin. Ve bir gün alır bir kaç parça özel eşyanı yalnızlığın yolunu tutarsın. Ama bazı yollar da
* Bedenimde duyduğum acı , ruhumda cehennem ateşiyle kavruluyordu. *
Hikayeler çok güzeldi , kısa kısa ama alt metni fazla fazlaydı. 59 sayfalık incecik ama içi dolu dolu bir kitap.. Dili , anlatımı , benzetmeleri , betimlemeleri çok yerinde ve oldukça güzeldi.
* Acaba dünyanın her yerinde dolaşan bu ölüm , ölülerin nefeslerinden çıkan zehirli bir iksir midir ? *
Bence bu tarza , bu betimlemelere , kelimelerle bu kadar güzel oynamaya roman yakışır , şiir yakışır. Hikaye çok güzel ilerliyor , olaya dahil oluyorsunuz , alışıyorsunuz çaaat hikaye bitiyor. Yaşanan boşluk hissi.. Ama bir roman yazılsa , uzun uzuuuun.. Müthiş olur zannımca. Çünkü aşırı kuvvetli betimlemeler var. Kelimelerle öyle bir oynanmış , öyle kelimeler yan yana gelmiş ki , cümlelerin tadı damakta kalır mı ? Kalıyor işte. Öyle güzel. Bir yandan ya aşırı şiirsel bir dil hakim. Kuvvetli ve hoş.
* Gölgem bile benden kaçıyor. *
Aydınlıkla başlıyor hikayemiz , Ufuk Çizgisiyle son buluyor. Arada ölüme de değiniyoruz yaşama da , sevince de hüzüne de. Hayata değiniyoruz. Bazen evleri , yaşamları merak ediyoruz , bazen mezarları , ölümleri , ölüleri.. Yaşadığımız hayatı sorgularken merak ediyor , merak ederken sorguluyoruz.
* Ama gariptir ki her seferinde aynı heyecanla aynı duyguyu yaşıyoruz. *
Abdurrahman Seyhan kaleminize , yüreğinize , emeğinize , kelimeleri kullanma gücünüze sağlık. Yolunuz açık ve aydınlık olsun. Ufuk çizginizi hiç kaybetmeden yaşayın inşallah.
Üzgünüm kardeşim ister cami awlusunda buluş, ister Kabe'nin kapısında, ister sabah namazına uyandırsın arayıp da seni, ister hadislerle boğsun her mesajında. Nikahında değilse helalinde değildir we dikkat et helalin değilse helakin olabilir.. Senin haram ilişkin henüz tanımadığın eşine yaptığın ihanettir. Bir mühendis bir robot yaptığı zaman, onun